23-j

862 90 56
                                    

O gece Hyunjin bizde kalmıştı. Birlikte yatağıma yatıp sarılarak uyumuştuk. Kokusunu sonuna kadar içime çekmiştim, bana öyle bir sarılmıştı ki her şeyden korkunduğumu hissetmiştim. Annem eve geldi mi gelmedi mi bilmiyordum bile, sadece Hyunjini düşünmüştüm.

Şimdi ise birlikte kahvaltı hazırlıyorduk.

"Jeongin bak o yumurta öyle kırılmaz." her kırdığım yumurtanın kabuğu içine kaçıyordu.  Tezgaha yaslanmış yumurtayı kırarken birden arkamdan gelerek ellerimi tutmuştu. Nefesini boynumda hissedebiliyordum.

Yavaşça elleriyle ellerimi kontrol ederek yumurtayı nasıl kırmam gerektiğini gösteriyodu. Sonsuza dek bu anda kalabilirdim.

Yumurtaları daha dikkatli kırdıktan sonra Hyunjin de hamuru halletmişti. Börekleri fırına attıktan sonra salona geçmiş hazır olmalarını bekliyorduk.

"Annen ne zaman gelir?"

Ellerimi kullanmaya üşendiğim için elimdeki telefona yazarak Hyunjine uzatmıştım, çok yorucuydu.

"Salona not bırakıp sabah erken çıkmış, muhtemelen geç gelir."

Yazıyı gösterdikten sonra geri çekilip yerime oturmuştum.

"Ha iyi o zaman daha vaktimiz var. Peki yapmak istediğin bir şey var mı?"

Başımı sağa sola salladım, aslında yapmak istediğim çok şey vardı ama onu daha fazla uğraştırmak istemiyordum.

Böreklerin pişmesiyle kalkıp mutfağa gittik, Hyunjin fırından tepsiyi alıyor ben ise masayı hazırlıyordum.

" Çok güzel kokuyor Jeongin, senin elin deydi diye mi?" gülmüştü, oysaki ben sadece yumurta kırıp bi kaç malzeme eklemiştim gerisi full Hyunjine aitti.

Masayı da hazırladıktan sonra oturup yemeye başlayacakken Hyunjin elime vurup durdurmuştu.

"Çok önemli bir şeyi unuttuk." başımı "Neymiş o?" der gibi sallamıştım.

"Fotoğraf çekmemiz lazım, bu çok özel bi an."  Heyecanla salona koşup telefonunu almıştı. Bu halleri çok hoşuma gidiyordu.

Masanın resmini çektikten sonra geri sandalyesine oturup yemeğe başlamıştı. Sanırım ilk kez bu kadar güzel bir kahvaltı ediyordum. Çatalımı hafifce masaya vurarak Hyunjinin bana bakmasını sağladım, söyleyeceklerim vardı ama Hyunjin beni başka türlü duyamazdı.

Bana bakınca çatalımı geri bırakıp ona yarın akşam hakkında olan teklifimi söyledim.

" Yarın gece dolunay varmış birlikte izler miyiz?"

Hyunjin gülümsemişti.

"Elbette."

"Geleceğine ve o ana başka iş planlamayacağına söz ver. Apar topar bi şey olsun istemiyorum."

"Aşk olsun Jeongin, ne zaman bi şey yapalım dedin de başka iş planladım veya gelmedim? Üzücüsün."

"Hayır sadece çok özel bi an olsun diye dedim Jinnie."

"Jinnie dedin bi şey oldum bak, ayrıca seninle olduğum her an benim için özel sus."

Sırıtıp geri yemeğime dönmüştüm.

Hyunjin arada bir yaptığı resimleri ve hayallerini alatıyordu. Onun sesini dinlemek bile benim için çok hoştu.

"Jeongin bi şey sorucam ama asla yanlış anlama yani  o anlamda değil cidden sadece yanlış mı hatırlıyorum diye merak ettim."

Çok gerilmiştim, acayip gerilmiştim fakat bunu ona belli etmemeye çalışarak gülümseyip başımı sallamıştım.

"Sen önceden, çok önceden şarkı söylüyordun değil mi? Asla üzmek için değil yemin ederim. Bi ara konuşmuştuk ama net hatırlayamadım ve çok merak ettim." Daha farklı bi şey demesini bekliyordum o yüzden bunu duyunca rahatlayıp başımı salladım. Bu konu beni artık üzmüyordu, sonuçta kaç yıl geçmişti. Bu konu hakkında konuşanlara da dalga geçenlere de alışmıştım artık.

sessizlik , hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin