yazar anlatımı.
Elinde tuttuğu mavi-mor orkideleri daha da sıkı kavradı Jeongin. Hiç bi zaman olmadığı kadar heyecanlıydı, Hyunjinin ne tepki vereceğini, ne hissedeceğini çok merak ediyordu.
Yavaş yavaş yürümesine devam etti. Karanlık sokakları arkasında bırakarak ışık dolu sahile iniyordu, sabahtan beri arkadaşlarıyla mesajlaşmıştı hepsi Jeongine tam destek vermişti ve Jeongin bunları düşündükce daha da heyecanlanıyordu.
Bu gece dolunay izleyecekleri içinde çok mutluydu. Jeongin için orkide ne kadar önemliyse dolunay da o kadar önemliydi aslında. Her dolunay gecesi arkadaşları izlemeyi teklif etse de Jeongin bu anları arkadaştan öte biriyle yaşamak istediği için reddederdi hep. Ve şimdi kendisi başka birine teklif etmişti.
Özenle taradığı siyah saçlarında gezdirdi ellerini, siyah gömleği ve beyaz ayakkabılarına uyabiliceğini düşünerek ve tabii ki Hyunjinin hoşuna gidebiliceğini düşünerek taktığı kolye ve küpesini düzeltti sonra.
Sonunda sahile gelmişti.
Kalbinin bi anda çıkabiliceğine bile inanıyordu şu anda.
Buluşma noktasına doğru ilerledi yavaşca, etraf canlı müzik, sarhoşlar ve ailece eğlenen insanlarla doluydu. Kahkaha atanıda vardı ağlayanıda, ve Jeongin bu gün kahkaha atanlardan olmak istiyordu.
Kafe sonunda görüş alanına girmişti, yanları duva yerine büyük camlardan oluşan bu ahşap görünümlü küçük kafenin içini görebiliyordu. Ordaydı, parlak saçlarının bi kısmını toplamış, cam kenarı bir masada oturmuş onu bekliyordu.
Jeongin biraz daha izlemeye devam etti. Heyecanı son sevideydi resmen, eli ayağı birbirine dolanıyordu.
Hyunjini izlemeyi o oturduğu yerden kalkıp ayakta olan insanların arasına karışınca bıraktı. Jeongin kafenin uzağındaydı fakat içeride garip derecede fazla olan kalabalık burdan rahat gözüküyordu.
Gözleri hâlâ olduğu yerden Hyunjini aradı, ve buldu da. Hyunjin bi kadının önüne geçmiş karşısındaki adamla konuşuyordu.
Ama bu çok sakin bi konuşma değildi.
Adam Hyunjine bir yumruk geçirdiğinde anlayabilmişti Jeongin aslında konuşma değil kavga olduğunu.
Hyunjin aldığı yumruk darbesiyle geriye doğru sedelemişti. Ilk başta ayırmak isteyen çok kişi vardı fakat işin içine yumruk girince hepsi susup geriye çekilmişti.
Jeongin bir kaç adım daha yaklaştı kafenin camına.
Hyunjin ilerleyip adamın yakalarından tuttu ve geriye ittirdi. Bu gün Hyunjin içinde güzel bir gündü ve Jeongin gelmeden bu işi bitirip onu güzel bir şekilde karşılamak istiyordu. O nedenle çok uzatmamaya çalıştı.
Ama adam sarhoştu, Hyunjin bunu fark etse de silahı olduğunu fark edememişti.
Adam düştüğü yerden kalkıp Hyunjine silah doğrulttuğunda ne kalabalıktan bir kişi, ne de bir görevli müdahale etmişti. Hepsi oldukları yerde kalakalmıştı.
Hyunjin arkasında koruduğu kadını yavaşca geriye ittirip uzaklaştırmaya çalışıyordu, ama yapamamıştı.
Bir anda aldığı sayısız kurşunla yavaşca gere yığılmıştı.
Jeongin Hyunjine koşmak istiyordu ama bir güç sanki onu tutuyormuş gibiydi, yerinden kıpırdayamıyordu. Aklına o gün gelmişti Jeonginin, babasını gözleri önünde öldürdükleri gün.
Ve belkide gitmesine bu engel oluyordu Jeonginin.
Ama hayır, hayır şimdi bunu düşünüp oracıkta duramazdı hayır bunu yapmaya, bu bencilliği yapmaya hakkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessizlik , hyunin
FanfictionGeçirdiği bir olay yüzünden bir daha hiç konuşamayan Jeongin, Hwang Hyunjin adında bir çocukla arkadaş olur. angst♧ #10 fic #1 yang #1 hwang #14 hyunjeong