Bad Reputation

16 - Jungkook Jeon ve harikalar diyarı evi

Medya; Iris - The Goo Goo Dolls

başı tuhaf olsa da sonlara doğru daha içime sinen bir bölüm oldu✊🏻

UMARIM BEĞENİRSİNİZ
İYİ OKUMALAR!!!

BAD REPUTATION

16. bölüm

Jungkook Jeon ve harikalar diyarı evi

Jungkookların evi ciddi manada devasa bir boyuttaydı. Büsbüyük bir bahçesi ve araba yolları vardı. Üstelik 3 katlı, dışı krem, modern dizaynda tasarlanmış bir evdi.

Karşımdaki demir kapıya bakarken son bir kez daha derin bir nefes aldım. İçimde nedensizce büyük bir heyecan vardı.

Belki de gelmemeliydim ya da Jungkook'a söz vermemeliydim. Kabul etmek istemesem de aramızda tuhaf bir an yaşanmıştı ve bundan nereye kadar kaçabilirdim emin değildim.

Gözlerimi yumup yavaşça kapıyı tıklattım. Bu sırada içeriden birkaç tıkırtı sesi yükseldi. Sanırım bir şey kırılmıştı.

Sesleri anlamak için kaşlarımı çatarken aniden dış kapının açılması ve Jungkook'un nefes nefese yüzüyle karşılaşmam bir oldu.

"Selam." dedi nefesini toparlamaya çalışırken. Kapının arkasından kafasını çıkarmış, gülümsüyordu.

"Selam." dedim ben de, gerilmeme engel olamadan.

"İçeri gelsene." derken kapıyı sonuna kadar açtı ve kenara çekildi. Bekletmeden içeri girdim ve Jungkook arkamızdan kapıyı kapadığında koskoca evde sadece ikimiz kalmıştık.

"Bir şey mi kırıldı?" dedim evin içini incelerken. Dışındaki lüks duruş içerisi için de geçerliydi. Bazı yerlerde antika olduğunu bas bas bağıran eşyalar vardı, ışıklandırmalar her yeri aydınlatıyordu.

"Yanlışıkla vitrine çarptım. Önemli bir şey değildi." dedi önüme geçerken. Sonrasındaysa yürümeye başladı ve "Odama geçelim." dedi

Arkasından onu takip etmeye başladığımda her saniye daha da geriliyordum.

Evde yalnızdık.

Ahşap merdivenleri tek tek çıkarken en sonunda üst kata çıkmış ve tahminimce Jungkook'un kapısının önüne gelmiştik.

Jungkook ahşap kapıyı açıp içeri girdi ve arkasına dönüp bana baktı. Kapının tam önünde olan ben ise tüm odayı incelemeye başladım.

Beyaz ve pembe renkleri çoğunluktaydı. Yatağının üstünde simli birkaç yastık vardı. Büyük bir masası ve 4 kişinin bile rahatça yatabileceği büyüklükte bir yatağa sahipti.

Yavaşça odaya girip göremediğim yerlere de baktım. Beyaz bir koltuğun karşısında son model bir televizyon, televizyonun arkasında kalan bir kapı vardı. Aynı kapıdan bir tane de çalışma masasına yakın bir yerde vardı. Muhtemelen lavabo ve giyinme odalarına açılıyorlardı.

"Odan amma da büyükmüş." dedim dayanamayıp. Bu sırada duvarlardaki Britney Spears posterlerine bakıyordum.

Jungkook konuşmak yerine sadece gülümsedi. Ardından bir şey hatırlamış gibi dudaklarını araladı ve "Bir şey ister misin? İçecek, atıştırmalık ya da herhangi bir şey?" diye sordu.