10

622 55 157
                                    

sunghoon: omegam dominantken yaptıklarım iç güdüyse kabul ediyorum lee heeseung-shi.

sunghoon'un sinirle söylediği şeyleri heeseung kafa sallayarak onaylamış ve arabasını getiren valeden anahtarını almıştı.

sunghoon bir an kötü hissetmiş ama heeseung onu sevmediği için umursamayacağını düşünmüş ardından omuz silkip arabaya binmişti.
__________
(düğün günü)

sunghoon: davetten beri beni umursamıyor resmen derken makyaj fırçasını gözüne sokan sunoo ile minik bir çığlık atmış sonra ise kızarak sunooya dönmüştü.

sunghoon: napıyorsun ya! gözüm çıkacaktı.

sunoo: salak seni kendi isteği ile korumuş sonra öpmüş biraz daha öyle devam etseniz sonu yatakta- ah ne cimciriyorsun neyse sonu çok güzel bitecek bir gece ile devam edecekken sen demişsin ki omegam yaptı.

jungwon: o an senden bir adım beklerken senin iki bin adım geri gitmen kötü hissetmiştir.

jay: olanları anlatırken benim canım acıdı haklı yani böyle davranmasında.

sunghoon iç çekip sunoo'nun makyajına devam etmesi için gözlerini tekrar kapamıştı.
__________
sungjoong: çok güzel olmuşsun oğlum diyip alnımı öpen babamla annem koluma girmiş neşeyle konuşmuştu.

hyeji: yakışıklı oğluşum benim~

sungjoong: seni çok seviyoruz ve sonsuza kadar sana minnettar olacağım biliyorsun değil mi?

sunghoon: babaaaa makyajım yeni yapılmışken bu yapılır mı?

hyeji: evet ne öküzlük yapıyorsun. hadi artık çıkın siz ben de bekliyorum tamam mı?

sunghoon: evleniyorum galiba gerçekten hm?

sungjoong: kabul etmesi zor olsa da...

gülümseyip babasını koluna girmiş sunghoon ile beraber odadan çıkmış kol kola kürsüye doğru yürümeye başlamışlardı.
__________
düğün sonunda beraber davetlileri geçirmişken en sonunda arkadaşları kalmıştı.

sunoo: aşkım benim çok acil bir işim çıktı. ikinize de mutluluklar diyip bana sarılmış yanağımı öpmüş ve el sallayarak çıkmıştı. ardından gelen jungwon ve jay ile ona gülmüştük.

sunghoon: kim sunoo. en yakın arkadaşım. bu da diğer en yakın arkadaşım birkaç kere denk geldiniz zaten.

jungwon: merhaba ben yang jungwon.

jay: yooo park jungwon.

sunghoon: evliler de.. hep böyleler onlar diyip gülüşerek didişen ikiliyi göstermişti.

jay: ben de park jay. tanıştığımıza memnun oldum.

heeseung: evet ben de memnu-

jake: kuzeeen diye bağırıp omzuna kolunu atan bir jake ile hepsi başta şaşırmış ardından gülüşmüşlerdi.

jake: ben sim jake. heeseung'un kuzeniyim.

riki: ben de nishimura riki. tanıştığımıza memnun oldum. özellikle park sunghoon-shi özellikle sizinle tanışmayı çok istiyordum.

heeseung: kendisi şirketteki en iyi mimardır en yakın arkadaşım olmasının yanında.

riki: biraz öyle diyip sırıtmıştı ve baş parmağı ile işaret parmağını çenesinin altına yerleştirmişti.

hepsi gülerek riki ile dalga geçerken göz göze gelen alfa ile omega o an fark etmişlerdi. sadece kurtları için değil kendileri için de çok önemli adımlar atıyorlardı. hatta hızlı olan evlilikleri ve en yakınlarını birbirine tanıştırmaları en önemli adımlardı.
__________
bir gün önceki davetten sonra sunghoon'un dedikleri yüzünden heeseung'un elde olmadan aralarına ördüğü duvarla, hem kendileri hem de kurtları bir gün boyunca bedenen yakın olsalar da ruhen uzaklardı. kendileri için kısa süre olsa da birbirlerine duydukları özlem ile iyice hırçınlaşmış omega ile alfa, olabileceğinden daha da sert öpüşüyorlardı.

omega mavi gözleri ile alfanın çıkarttığı beyaz gömlek ile iyice geniş omuzlarını, kaslı vücudunu incelemiş ardından kendi de çıkarttığı gömlek ile beraber iki gömleği de kenarıya fırlatıp alfanın omzuna ellerini sarmış iyice kendine çekmişti.

işte asıl kurtlarının iç güdü ile yaptıkları şeyler tüm gece onların beraber olmasını sağlamıştı.
__________
sabah baş ağrısı ile uyanan heeseung yanında uyuyan minik bembeyaz tene sahip bedeni izliyordu.

hala bir yerde kırgın olsa da ve aklına takılmış olan -eski sevgilisi olduğunu düşündüğü- kişi de elde olmadan sunghoon'a soğuk yapmasını sağlıyordu.

alfası onun bu davranışlarından sıkılmış ama aynı zamanda mutlulukla omegasını izlerken yanda çalan sunghoon'un telefonuyla 'gece çok yorulduğu için erken uyanmasın' düşüncesiyle aramayı kapamıştı.

alfası asla kalkmak istemediği için onu zorlarken o da halinden gayet memnun bir şekilde geri yatağa yatmış omegasına uyumadan önce üşümesin diye verdiği tişörtünün altından beline sarılıp iyice kendine çekmiş kendisinin yaydığı feromon ile sunghoon'un iyice mayışmasını sağlamış kendisine kedi gibi sokulmasına gülümserken tekrar uyuya kalkmıştı.
__________
evliliğimizin ilk günü olmasına rağmen heeseung bir işim var diyerek çıkmış benim de yalnız kalmamam için arkadaşlarımı çağırmamı istemişti. tabii ben de evde sıkıldığım için onları bir kafeye çağırmış onlar öğle yemeği arasındayken öğle yemeğine çıkarmıştım. tabii onlar öğle yemeği yerken ben kahvaltı yapıyordum.

sonrasında birer tane kahve söylemiştik ve ilk günden neden evde 'alfamla' olmadığımı ve neden burada tıkındığımı soran ikili bana bakarken ben de kaçamak bakışlar atıp konuşmuştum.

sunghoon: o davet gecesinden beri aramız eskisi gibi değil. en azından kurtlarımız birbirini severken biz de onlar için arkadaştık.

sunoo: aynen arkadaşsınız ayneeeen,

jungwon: tamam sunoo. bir sorun var ki evlendikleri ilk günde beraberiz dinleyelim bi.

sunghoon: işte beni anlayan tek insan diyip öpücük attığımda karşılığını almamla uzun zaman sonra gülmüştüm.

sunghoon: tamam aramız iyi değildi ama sonrasında akşam biz yine beraber olduk.

sunoo: ben demiştim ayneen arkadaşsınız diye. ben de maximum 10 gündür tanıştığım arkadaşımla mühürlenip bu kadar yattım zaten.

jungwon: hayır birde iki hafta öncesine kadar nefret etsen azdı şimdi yaptığına bak.

sunoo: kızma ablası napsın sevmiş derken ikili bana gülüyordu. sinirle elimdeki kahveden büyük bir yudum alınca beynim donmuş gibi hissedip bardağı masaya geri koymuştum. buzlu kahveyi birden içmemeliydim..

sunghoon: her neyse işte bu yüzden aramız yine düzelir diye düşünmüştüm ama sabah normalde asla yapmayacağı şeyi yapıp -biliyorsunuz ki takip ediliyordum- o yokken dışarıya çıkmama bile bir şey demedi.

jungwon: sadece davetten sonra mı bir şey olmuştu peki hoon emin misin?

sunghoon: evet eminim. yanii düşünürsem ilk olarak her şeyi unutacak kadar içmedim. ikinci olarak kızgınlıktayken sadece mühürlendiğimiz anı hatırlamıyorum ama o da hatırlamıyor. hatırlasa kesin beni utandırmak için kullanırdı. onun dışı hiçbir şey yok.

sunoo: peki heeseung'un hayatında biri olabilir mi?

sunoo'nun dediği ile elde olmadan moralim bozulmuştu.

sabah her ne kadar heeseung soğuk davranmış olsa da omegam tüm gece alfası tarafından sevilmiş, mutlu edilmişti. bu yüzden neşeli omegam sunoo'nun dediğinin olabilme ihtimali ile kendine kapanmış, bozulan moralim ile o daha da üzülmüştü.

sunghoon: bunu şu an düşünmek istemiyorum ya diyip zor da olsa kahvemden bir yudum alıp önüme dönmüştüm.

bundan sonra hep jungwon ve sunoo'yu dinlemiştim çünkü bir saatlik aramızda hep beni konuşmamalıydık değil mi?
__________
BEN YINE OPUSTURDUM BUNLARI BU NE CUS BENDEN BEKLENMEYECEK SEYLER (aci cektirmeyi severim genelde
taslak kalmadi btw

ᴡᴏʀᴋᴀʜᴏʟɪᴄ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin