ᴡᴏʀᴋᴀʜᴏʟɪᴄ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓

18

yakinda 1k yorum oluyoruz COOOOK TESEKKURLEEEER yedim sizi su an <3
__________
öğrendiğim şey ile ellerim titrerken doğum doktoru bana gülümsüyordu. "istemiyor musunuz yoksa?" dediği ile öncesinde yüzümün düştüğünü fark edip gülümsemiştim. ellerim gibi sesimin titrememesi için uğraşmış ve konuşmuştum.

sunghoon: sadece erken biraz..

kafasını sallayıp ultrasonda bakmam için sedyeye uzanmamı istemişti.

"daha bir aylık.. hem düzensiz yemek yemeniz hem de minik mide bulantısı yapmış herhalde"

sunghoon: yani iyi bir zamandan geçmiyordum yemek yeme-ona bir şey olmamıştır değil mi?

aklıma gelenle birden elindeki alet üstümde olmasına rağmen dikelmiştim.

"ani hareketler yapmamaya çalışın lütfen.. şu an gayet iyi"

elime peçete uzatıp geri masasına gitmişti. bana uzattığı şey ile gözlerim dolmuştu. ilk fotoğrafını almıştım ve birkaç ay sonrasında heeseung ile kucağımıza alacaktık. sahiden o da benim gibi sevinir miydi?

"park sunghoon! park sunghoon! sunghoon-shi!" doktor elini önümde sallarken fotoğrafa bakarken daldığımı fark edip ona bakmıştım.

"bu reçeteniz. birkaç vitamin yazdım. özellikle bunların bebeğin gelişimi için atlatmadan düzenli kullanılması gerekiyor. beslenmenize çok dikkat edin paketli yiyecekleri, abur cuburları çok tüketmemeye çalışın. içki içiyorsanız tüketmemeye çalışın.  dediğim gibi çok ani hareketler yapmayın. ağır şeyler kaldırmayın. sonraki ay 11 aralık perşembeye randevu yazıyorum. her ay düzenli gelirsiniz umarım"

"rica etsem hafta sonuna alabilir misiniz?"

ben her türlü gelirdim ama heeseung'un işlerine güvenmiyordum.

"13ü cumartesi olur mu?"

kafamı sallayıp kafamı eğip çıktığımda bir süre ne olduğunu anlayamadığım için arabada öylece oturmuştum. çalan telefonumla saate baktığımda randevudan beri yaklaşık bir saat geçmişti.

heeseung: neredesin sunghoon seni bekliyorum.

sunghoon: ya birkaç vitaminim eksik çıktı. onu alıp geliyorum şimdi merak etme.

heeseung: tamam istersen bir yere gidelim mi?

sunghoon: aslında.. sunoo ve jungwon  ile buluşacaktık. sunoo çekimlerden çıktı.

heeseung: o zaman özellikle rikiyi sunoo ile birbirlerini çok seviyor biliyorsun ve jake'i de çağıralım. hatta jay işte galiba o da çıkınca gelsin?

sunghoon: tamam olur.

'ne kadar kalabalık o kadar rahat açıklarım...' araba kullanırken aldığı hoparlörden dolayı fısıldayarak konuşmuştu.

heeseung: sen eve geç direkt o zaman ben yiyecek ve içecekleri alıp gelirim beraber eğleniriz.

sunghoon: olur ama.. içki alacaksan yanına meyve suyu alır mısın canım içmek istemiyor bugün.

heeseung: bir sorun yok değil mi?

sunghoon: hayır canım istemiyor midem hala bulanıyor zaten.

heeseung: tamam evde görüşürüz o zaman.

telefonu kapatıp eczanede inmiştim. o sırada en son jungwon'un attığı mesajları görmüştüm. en azından bu ikili bilsin önceden diye mesaj atmıştım. tabii attığım an birkaç mesaj gelmişti. ki mesajla yetinmeyip eczaneye giremeden aramışlardı. telefonu kapayıp gerekli şeyleri almıştım. arabaya bindiğimde telefonu arabaya bağladığım an sunooyu geri aramıştım.