"İnsanlar iki kafa, dört kol ve bacaktan yaratılmıştı. Ancak bu hayatı yaşanılmaz kılıyordu. Tanrı ise buna bir çözüm buldu. İnsanlar artık tek kafa, iki kol ve bacaktan oluşuyordu. Ancak Tanrı tek bir şeyi ayırmadı. Ruhlarını.
Böylece iki ayrı ins...
Bana yavaşça elini uzattı. Ben de aynı şekilde elimi uzatınca kendimi tanıtmam gerektiğini anlamıştım. "Y/n, Y/n Potter." dedim,sakince. Tanışma faslımız bitmişti. Dumbledore yavaşça kürsüye yaklaştı ve konuşmaya başladı. "Değerli öğrenciler bu sene sizden daha dikkatli olmanızı istiyorum. Özellikle 1. sınıflar okulun yasak bölümlerine gitmemeniz gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim. Hepinize afiyet olsun. Ziyafet başlasın." dedi ve önümüzde bir sürü yiyecek belirdi.
Ben sanırım bu büyü işini sevmeye başlamıştım. Her seferinde hayran kalıyordum ve eminim ki bu gördüklerin geriye kalan her şeyin yanında küçücüktü. Şu an bunlardan daha önemli sorularım vardı. Mesela nerede kalacaktım? Pansy'e döndüm ve konuşmaya başladım. "Pansy ben nerede kalacağım? Okul hakkında hiç bir şey bilmiyorum." dedim.
Pansy "Her binanın kendine ait bir ortak salonu ve yatakhaneleri var. Kızlar ve erkekler ayrı kalıyor. Kızlar yatakhanesindeki Her odada 4 yatak var. Sen benimle kalıyorsun ve eminim çok eğleneceğiz. Çünkü bizim odamızda sadece 2 yatak var!" dedi, heyecanla. Pansy'i sevmiştim. Aşırı sevecen ve tatlı bir kızdı.
Yemek yenmiş ve herkes kendi ortak salonlarına dağılmaya başlamıştı. Tom, Blaise, Draco ve Pansy ile birlikte slytherin binasının önüne geldik. Ama önümüzde sadece bir tablo vardı. "Ortak salona nasıl gireceğiz?" diye sordum. Tom "Zaten tabloların hareket ettiğini görmüştün. Her binanın kendine özel şifresi var. O şifreyi söyleyip gireceğiz. Ama sakın şifreyi slytherin dışı kimselere söyleme." dedi oldukça sakin ve soğuk bir sesle.
Daha sonrasında Blaise tablonun önüne geçti ve "Safkan" dedi. Safkan ne demek bilmiyordum. Gerçekten öğrenmem gereken çok şey vardı. Beraber ortak salona geldik. Ortak salon çok güzeldi. Yeşilin hemen hemen her tonunu barındırıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ancak bugün yorulduğumuz için yatakhanelere dağıldık. Pansy ile konuşmak istediğim çok şey vardı. Kendi odamıza girdiğimde biraz daha sabrederek üstümüzü değiştirmemizi bekledim. Beraber odadaki koltuğa oturduğumuzda meraklı bir şekilde konuşmaya başladım.
"Hmm Pansy seni birazcık soru yağmuruna tutabilir miyim?" dedim. Pansy ise hafifçe sırıtarak "Tabii ki ne merak ediyorsan sorabilirsin." dedi. "Mesela nasıl ders işliyorsunuz?" dedim. Normal okullardaki derslerden hiç bir şey anlamıyordum. O yüzden buradaki dersler en merak ettiğim şeydi. Pansy "Genel olarak uygulamalı oluyor. Örneğin iksir dersinde prof. Snape bize iksiri anlattıktan sonra iksiri yapmamızı istiyor ya da uçma dersinde süpürgelerine ile denemeler yapıyoruz. Gerçi daha uçuş dersine hiç girmedik. İlk hafta olduğu için neredeyse hiç ders işlemedik zaten." dedi.
Dersler ve diğer şeyler hakkında o kadar çok soru sormuştum ki. Buradaki sınavlardan, ders saatlerinden, derslerden, binalardan ve diğer bir çok şey hakkında bilgi edinmiştim. Asıl merak ettiğim soruları hâlâ sormamıştım. "Peki bana biraz Blaise, Tom ve Draco hakkında bilgi verir misin? Yani en azından biraz bilgi edinmek için soruyorum." dedim. Pansy ise sanki bu soruyu bekliyormuş gibi hemen arkadaşlarını tanıtmaya başlamıştı.
