Noel dansı

270 22 29
                                    

Bölüme başlamadan önce lütfen vote vermeyi unutmayın. İyi okumalar dilerim.

🪄

Dakikalar sonra bahçedeydik. Beraber dansa çalıştık ve her daim sıkılmadan gittiğimiz elma ağacının altına gittik. Yerler henüz kar tutmamış ancak bir kaç saate her yer bembeyaz olacak gibiydi.

"Draco, Tom'un doğum gününe bir kaç gün kaldı. Ne almayı planlıyorsun?"

"Bilmem. Yüksek ihtimal istediği kitaplardan birini alırım. Sen?"

"Ben de öyle. Tom gerçekten Noel'de doğmak için çok çaba sarfetti mi acaba?"

"Haahhaha eminim Tom bunu bile planlamıştır."

Draco ile uzun bir sohbete daldık. Kitaplardan ve şarkılardan konuştuk. Konuşmamız bittiğinde etrafımız bembeyaz olmuştu bile. Sabah şu dans provasını eşlerimizle tekrarlayacaktık. Bu sefer sadece birinci ve ikinci sınıflar olacaktı.

En sonunda yatakhanelerimize gittik ancak uyumak gibi bir planım yoktu. Zaten sabah olmak üzereydi. Farkında olmasam da karın altında o kadar kalmak beni fazlasıyla üşütmüştü.

Hemen odaya girdim ve üstümdeki hırkayı çıkarttım ve kendimi sıcak suyun altına attım. Sıcak su buz tutan bedenimi yavaş yavaş gevşetirken ben balonun nasıl geçeceğini düşünüyordum. Harry'nin son anlattıkları aklımı kurcalıyor ve böylesine güzel geçecek bir akşamı mahvetmemesini umuyordum. Şu sürede Hogwarst bana yeni arkadaşlıklar ve yeni bir yuva vermişti. Gerçek bir yuva. Sadece etrafı dört duvarla çevrili soğuk bir ev değildi, yuva. Ev olması orada yaşanması onun bir yuva olduğu anlamına gelmezdi ama Hogwarst sıcacık gerçek bir yuvaydı.

Ben düşüncelere dalmışken sıcak su bedenimi tamamen gevşetmişti. Hızlıca duştan çıkıp üstümü giyindim ve saate baktım. Daha zamanım vardı. Yarın akşam balo da saçlarımın hafif dalgalı olmasını istediğimden saçlarımı sıkıca balık sırtı ördüm. O evde kalırken bazen bana getirdikleri eski barbielerimin saçlarını örmeyi çok severdim ve kendi saçımda da denerdim. Bu yüzden bu konu da hiçte fena değildim. Havanın soğuk olması dolayısıyla üstüme bir yeşil Slytherin kazağı geçirdim ve cübbemi giydim.

Şimdi sıra can alıcı nokta olan Pansy'i uyandırmaktaydı. Bu sefer zorlanacağımı sanmıyordum aslında. Kar yağmış demem yeterli gibiydi.

"Pansy hadi uyan sabah oldu."

"Lütfen Y/n bana yaklaşık 2 yıl daha ver."

"Peki o zaman sen 2 yıl sonra uyandığında karlar erimiş olur ve sen koskoca 2 yıl kar göremezsin."

"Kar mı yağdı?! Hemen kalkıyorum."

İşte bu kadardı. O hazırlanırken ben de parfümümü sıktım ve beraber odadan çıktık. Yolda diğerlerini gördüğümüzde bize şaşkınlıkla bakıyorlardı. Blaise konuşmaya başladı.

"Merlin ben yanlış mı görüyorum yoksa kızlar ilk kez bizi bir sabah ağaç yapmadan kalkmışlar mı?"

"Blaise her daim bu kadar şakacı olmak zorunda değilsin dostum."

Tom Blaise'in omzuna kolunu attı. Onlar aralarında şakalaşırken bu sefer şaşkınlıkla bakma sırası bizdeydi.

"Pansy ben uyumadan rüya mı görüyorum yoksa Tom tüm ciddiyetini bir kenara bırakıp şakalaşıyor mu?"

"Seni bilmem ama Y/n ben şu an baya baya görüyorum. Tom da bizim gibi bazen ciddiyetsiz olabiliyormuş."

"Saçmalayın. Yürüyün hadi kahvaltıya bu sabah dans dersi erkene alınmış. Geç kalmayalım."

SILLAGE*Draco Malfoy*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin