SRB-2

1K 61 10
                                    

Hikayeyi anlayamanlar olmuş, biraz bilgi vereyim :) 

Mira, Ekin ve İlya'nın kızı. Kuzey ise Anıl ve Ece'nin oğlu. İkisi kardeş gibi büyümüşler tahmin ettiğiniz gibi. Ama Mira için durum böyle değil. İçten içe Kuzey'i baya seviyor, tabiki duygularını açıklayacak kadar cesur değil.

Ekin, şu anda profosyonel bir takımda futbolcu. İlya ise başarılı kliplere imza atmış popüler bir şarkıcı olmuştur. 

Geçtiğimiz kadrodan pek kalan olmayacak. Sadece sayılı birkaç kişi. Sadece İlya'nın ağzından arada bölüm atabilirim, özlersiniz diye, evlilik teklifi sonrasını falan :) Çok konuştum hadi iyi okumalar :)

—-

''Mira, okulu ekmişsin, neden?''

''Şey anne,''

''Seni dinliyorum hayatım?'' Başımı önüme eğdim, annemlere söylemediğim bir hobim vardı. Dans etmeyi çok seviyordum. Ama nedense söylememiştim. Karşı çıkmazlardı, yada dans etme demezlerdi ama, okulumu etkileyeceğini düşünürlerdi.

''Özür dilerim anne.''

''Bu kaç oldu ama Mira?''

''İlya, kızma çocuğa!'' 

''Dede!'' diyip dedemin yanına koştum. Her zaman beni böyle azar şovlardan kurtarırdı. Yine yapmıştı. 

''Baba yapma şöyle, sonra bizi hiç dinlemiyor.'' dedi annem.

''Napıyorum canım yaaa,'' dedi dedem, ardından cebinden çikolatayı çıkardı. Dedem küçüklüğümden beri bana sürekli cebinde bir paket çikolatayla gelirdi. Bir gün ona bunun nedenini sorduğumda:

''Kızımda geç kaldım, bari torunumu şımartayım.'' demişti. Anlamamıştım, ama yine de şikayet ettiğim söylenemezdi. 

Kapı çaldığında kapıya doğru yöneldim. Annem arkamdan:

''Mira bu konu kapanmadı, duydun mu beni?'' diye söylenmekle meşguldu. Gözlerimi devirip kapıyı açtım.

''Baba!'' diye çığlık atıp boynuna atladım. 

''Prensesim,'' diyip saçlarımı okşadı. Ayrıldığımızda yanaklarımdan tuttu ve:

''Anneni yine delirtmiş gibisin.'' dedi. 

''Yok baba yaa.'' dedim. Arkadan annem geldiğinde:

''Daha erken gelecektin, bir sorun mu oldu?'' diye sordu annem babama.

''Kızlar peşimi bırakmadı ya, imza ver Ekin, forma ver Ekin, bir fotoğraf lütfen Ekin. Bilirsin aynı şeyler.'' dedi babam. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

''Hiç değişmeyeceksin değil mi?'' diye sordu annem. Yalandan babamın karnına bir yumruk attıktan sonra sarıldı. Babam benide kolumdan tutup aralarına çektiğinde gülümsedim. 

—-

Laptobumdan açtığım şarkıyla odamın her köşesinde dans ederken, kapının çalmasıyla yataktan düştüm. 

''Mira?''

''Kuzey?'' Saçlarım önümdeyken dişlerimle sırıttım. Nefes nefese kaldığım için  anlam verememişti.

''Iııı, yerde napıyosun?''

''Şey ya,'' diyip boğazımı temizledim. Ardından birden ayaklanıp saçlarımı düzelttim. Dolaptaki aynadan kendimi gördüğümde çığlık atıp Kuzey'i odadan çıkardım.

''Bir saniye bekle.'' Ardından hemen saçlarımı taradım, yüzümü yıkadım ve odama şöyle bir baktım. Kısaca yerdeki eşyalarımı aldıktan sonra kapıyı açtım ve sırıttım. Kapıya yaslandım:

''Naber Kuzey?''

''Sen iyi misin?''

''Hı-hı.'' dedim hala dişlerimle sırıtırken. 

''Senle konuşmam gereken bir mesele var.''  Kalbimin seslerini duyuyor muydu acaba? O kadar hızlı atıyordu ki kulaklarımda çınlıyordu.

Kapının önünden çekilip geçmesi için yol verdim. Geçip yatağıma oturduğunda gülümsüyordum.

''Bizim basket takımında Melih diye bir çocuk var, baya zamandır senden hoşlanıyormuş. Başımın etini yiyip duruyor. Şu an bir kafede bizi bekliyor, bir fırsat versen? Ben seni o kafeye götüreceğim, biraz konuşun. Belki ısınırsınız? Mira? Hey?'' Ellerini gözlerimin önünde sallarken gözlerimi Kuzey'e diktim.

Yutkunma Mira. Konuşma Mira. 

Boğazımı temizledim. 

''Yok ben kimseyle çıkmayı düşünmüyorum.''

''Neden? Hoşlandığın biri mi var?''

''Evet.'' dedim hiç düşünmeden. Sonra da saniyesinde pişman oldum. ''Hayır.'' dedim.

''Evet mi hayır mı?''

''Hayır, hayır yok.''

''O zaman bir şans ver, bak hatrım varsa? Küçüklüğümüzden beri yan yanayız biliyorsun. Benim için?''

Ayağa fırlayıp arkamı döndüm. Hızla gözümden akmak üzere olan yaşı sildikten sonra:

''Olmaz Kuzey zorlama lütfen.'' dedim. Derin bir nefes verdi. Dizlerine vurarak ayağa kalktı.

''Peki, sen nasıl istersen. Görüşürüz.'' dedi ve yanağımdan öpüp gitti. Ben öylece dona kalırken o çoktan odadan çıkmıştı. Elim yanağıma giderken göz yaşlarıma sahip çıkamıyordum. Odamın kapısını kilitledim. Müziğimi tekrar açtıktan sonra kaldığım yerden devam ederek dans etmeye başladım. Ancak bu şekilde rahatlayabilirdim. 

—-

''Mira sen iyi misin?''

''Evet anne.''

''Bak benimle açık konuşabilirsin. Zamanında bende senin yollarından geçtim. Benden bir şeyler sakladığın çok belli.''

''Yok anne, bir şeyim yok.''

''Sen öyle diyorsan,'' dedi annem. Ardından devam etti.

''Bugünbir şeyler yapmaya ne dersin?''

''Ne gibi?''

''Alışveriş?''

''Anne sen alışveriş sevmezsin.'' dedim.

''Sevmiyorum diye hiç çıkmayacak mıyım canım, kızımla şöyle güzel bir alışverişe çıkalım.''

''Anne şimdi imza isteyenler, fotoğraf çekilmek isteyenler falan olucak. Cidden boşver.''

''Mira beni sinirlendirme, üzerini giyinmen için 10 dakikan var.''

''Bak bak, kime çekmiş, annesinin kızı.'' dedi dedem mutfaktan. Anneannemle yine laf dalaşına girerlerken ben odamın yolunu tutmuştum. Üzerimi giyindikten sonra annemin yanına indim. 

''Ben hazırım.'' 

''Tamam hadi çıkalım.'' dedi, ve bizi bekleyen mağazaların yolunu tuttuk.

Biraz kısa oldu çünkü bir işim çıktı şimdi kısa kestim, akşama bir bölüm daha eklerim aşkolar, öpüldünüz, buraya bol bol yorum bırakın

RENK Serisi 3- Saflığın Rengi BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin