ÖZEL BÖLÜM

719 60 23
                                    


Kızlar hikayemde yer vereceğim yeni karakterlere isim arıyorum, önceden yaptığım gibi en güzel ve uzun yorum yapan 2 kişiyi seçip hikayemde yer vereceğim :) Bu arada bölüm benden size hediye olsun, özlemişsinizdir diye :)

İLYA'DAN-24 AĞUSTOS 2016/EVLİLİK GÜNÜ-

"Anıl sen gerizekalı mısın abi? Sana bir bir koy dediysem bozuk 1 TL koy demedim. 1 dolardan bahsettim."

"Küçücük çocuklar ne anlar dolardan?"

"Sen o zarfı üzerlerine atarken küçücük demir para düşmeyecek mi o zarftan?"

"Gelin arabasını ben mi kullanıcam?" diye sordu Anıl. Kızlarla beraber kahkahalarla onları izliyorduk.

"Yok ben kullanıcam! Tabiki sen kullanacaksın!" dedi Ekin sesini yükselterek.

"Ya tüh be! Ben kullanacağımı bilsem 3-5 zarf cebe atardım." dedi Anıl. Ekin Anıl'ın kafasına vurarak yanıma geldi.

"Şunu boğazlamadan seni kuaföre bıraksam iyi olur." Başımla onayladığımda kızlarla arabaya doluşup kuaföre gitmiştik. Bir haftadır zorla seçtiğim gelin saçı ve makyajını yaptıracaktım. Kuaföre geldiğimizde Ekin yanağımdan öptü, ve arabaya binip tekrar gitti. Kuaför koltuğuna oturdum, ve beklemeye başladım.

---

"Of nerde kaldı bu çocuk ya?" diyerek yakındım.

"Gelir birazdan kızım acelen ne? Ay kız azmış derler bu ne istek? Deli midir nedir yapıştırcam tokadı ağzına."

"Ay anne ne diyosun ya?" diye cırladım anneme. Bu aralar çok dizi izliyordu.

"Sus zaten duygulandım." diyip annem ağlamaya başladığında gözlerimi devirdim. Demin bana bağıran annem, şimdi duygulanmış ağlıyordu.

Sonunda Anıl, ve arkasında gelen bir kaç kişi kuaförün önünde durduğunda arabaya doluştuk. Eve gider gitmez prenses modeli gelinliğimi üzerime geçirmiştim. Öyle heyecanlıydım ki.. Sevdiğim adamla evleniyordum. Bundan daha güzeli olabilir miydi? Evde hazırlandıktan sonra babam beni düğünün yapılacağı otele bırakmıştı. Gelin odasında kızlar beni hazırladıktan sonra sıra topuklu ayakkabıya isim yazmaya gelmişti.

"En başa beni yaz! Ay ben evde kalırım kesin, beni başa yaz!" dedi Buse. Gülerek onun ismini başa yazdım.

"Böyle giderse asıl ben evde kalacağım. İkinciye de beni yaz!" dedi Ece.

"Evlenmek bana göre değil. Bence dünyayı da kadınlar falan yönetmeli." dedi Derin. Gözlerimi devirdim.

"Bu da başımıza feminist kesildi." dedi Meryem. Bütün kızların isimlerini yazmıştım.

"Şaka gibi kızım ya." dedi Buse. Gülümsemekle yetindim. Gerçekten öyleydi.

"Bu kadar genç evlenerek gerçekten ridk alıyorsun. Ama güzel birşey bence. Çocuğunla abla kardeş gibi görüneceksin."

"Çocuk mu?" diye sordum.

"Evet. Düşünmüyor musun?"

"Hayır tabiki düşünüyorum. Yani en azından bir kızımın olmasını isterdim."

"Neden olmasın?" diye sordu Buse. Tekrar gülümsedim. Kapı çalıp da Ekin'in sesi gelince ayağa fırladım. Kızlar kapıyı açtığında Ekin içeri girdi, baştan aşağı beni süzdükten sonra yutkundu. Ağzını açıp kapadı ama birşey söylemedi. Yanıma kadar geldi, ve alnını alnıma dayayarak fısıldadı:

"Çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim." dedim. Ekin' in gözleri dolu doluydu. Geri çekildi ve işaret parmağını sallayarak;

"Ama bu gelinliğin dekoltesi var ötekini alalım demiştim sana. Şuraya bak her yerin meydanda!" dedi Ekin.

"Ay kro musun Ekin ya?" diye bağırdım ayağımı yere vurarak. Ekin kahkaha atarken 'Şaka' diyordu. Kızlar salona geçtiklerinde baş başa kalmıştık. Bizi çağırmalarını beklerken birbirimizi izledik.

"Masal prensesi gibisin."

"Prenses olmak için fazla yaşlıyım." dedim.

"Tamam, o zaman kraliçem ol, prensesi beraber yapalım?" diye sorduğunda omzuna vurdum. Müzik sesi gelip anons edildiğimizde gülümsedim ve odadan çıktık.

---

"Siz Ekin Kaya, hiç bir baskı altında kalmadan, Ahmet Aygen kızı İlya Aygen'i eş olarak kabul ediyor musunuz?" Nikah memuru mikrafonu Ekin'e uzattı. Ekin ağzını büküp düşünüyormuş gibi yaparken ayağına bastım.

"Bir saniye baskı altında kaldım ama şu anda!" diye bağırdı. Ben utanırken gözleri misafirde dolaştı. Sonunda mikrafona uzandı ve:

"Eh madem bu kadar insan gelmiş, zahmet etmiş, kırmamak olmaz. Evet!" diye bağırdığında alttan alttan cimcikleyerek ayağına bastım. Ardından dansımızı etmiş, takı sırasına gelmiştik. Anıl geldiğinde Ekin'in kurdalesine bir şey takmıştı.

"Anıl bu ne? Gerizekalı, altın çikolata mı taktın lan bana?"

"Hadi ya, yemedin mi? Tüh be, neyse Ece! Kız! Çıkar altını çıkar yemedi, mecbur takıcaz." dediğinde kahkaha atmıştım. Anıl Ekin' e taktıktan sonra bana sarılıp:

"Birbirinizi üzmeyin, mutluluk en çok size yakışıyor, aslında bize de yakışıyor ama bu sizin düğününüz, neyse bunu sonra tartışırız." dediğinde gülüp bende ona sarıldım. Egemen geldiğinde;

"Çocuğunuzun adını Egemen koyarsınız artık, boşuna tam altın takmıyoruz di mi?" dediğinde güldüm.

"Ya kız olursa?"

"O zaman Egewomen koyarsınız ahahahhah, hay sikeyim, gidiyorum ben pardon ya Anıl'dan bulaştı." diyip gittiğinde uzunca bir süre gülmüştük. Takı merasimi de bittiğinde Anıl gelip kulağıma:

"Hadi kız yine iyisin, Facebook'ta 'Düğünümden kareler:)' yazıp yükleyebileceğin bir sürü fotoğraf çektim ahahah." demişti.

"Ya Anııl." diyip omzuna vurup gülümsedim. Halay çekenlerin arasından geçtikten sonra dışarı çıkıp derin bir nefes aldım. Artık resmen evliydim! Biraz sonra yanıma Ekin geldiğimde belime sarıldı.

"Seninle ilk tanıştığım gün," dedi. "Yerde ateşler içinde yatan o kızın bir gün karım olacağını hiç düşünmemiştim. Hayallerimi süsledin İlya, geriye tek bir hayalim kaldı. Sadece senden bir bebeğim olsun istiyorum. Söz veriyorum çok iyi bir baba olacağım."

---14 MAYIS 2017/MİRA'NIN DOĞDUĞU GÜN---

"Pekala, ismi ne olacak?"

"Bundan sonra iki yıldızım olacak, daima kalbimi gösteren, üstelik biri kuyruklu bir yıldız. İsmi Mira olacak."

EDİT: MİRA BİR KUYRUKLU YILDIZ ADIDIR.

RENK Serisi 3- Saflığın Rengi BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin