SRB-11

651 60 22
                                    

Bu bölümü telefondan yazıyorum, kıymet bilin shhshshd yorum yapın bol bol öpüldünüz

Gözlerime vuran ışıkla göz kapaklarımı araladım. Başıma öyle bir ağrı girmişti ki, yerimden kalkamıyordum. Başımı tutup yüzümü buruşturdum. En son neler olmuştu? Etrafıma baktığımda kendini yatağa öylece bırakmış Kuzey'i gördüm, ve öylece kalakaldım. Onu ilk kez uyurken görüyordum. Daha doğrusu onu en son 8 yaşında Dinazor Müzesi gezisinden dönerken yorgunluktan uyuyakaldığında görmüştüm.

Dudaklarım şaşkınlıktan aralanırken başımın ağrısını unutmuş, öylece onu izlemeye başlamıştım. Yaklaşık bir dakika sonra yerimden yavaşça kalktım. Ona daha da yaklaşıp yatağının kenarına oturdum. Sessizce hareket etmeye çalışıyordum. Yavaşça yutkunup elimi yanağına götürdüm. Dokunup dokunmamak arasında kalmıştım. Her ne olursa olsun diyerek hafifçe dokunduğum an, yaşlar gözlerime dolmuştu.

Bunca sene onu uzaktan sevmiştim. Hatta o beni kardeş gözüyle gördüğünü anlatıp bütün sevgilileriyle kıskanmamaları için ikna ederken bile. Ama ona uzak olmamak için buna katlanmıştım. Neyse ki şimdi sevgilisi yoktu.

Elimi çektikten sonra kıpırdarken hemen yataktan kalktım. Gözlerini açtığında gülümsedi.

"Sarhoş Mira uyandı demek."

"Ah hala sarhoş olduğumu sanmıyorum."

"İyi bakalım. Dün gece neler olduğunu hatırlıyor musun?" Dudağımı ısırdım.

"Hayır."

"Çok yazık." dedi sırıtıp yataktan kalkarken.

"Neden?" diyerek peşine takıldım.

"Ah Mira ah, böyle duygular beslediğini bilmiyordum bana karşı." Lavabonun kapısını suratıma kapatırken yutkundum. Öylece kalakalmıştım. Kendime geldiğimde kapıya vurdum.

"Hey Kuzey! Ne diyorsun ya?"

"Mira, her şeyi biliyorum." Gözlerim dolarken kapıyı açtı. İçeri giderken tekrar peşine takıldım.

"Kuzey anlatır mısın lütfen?" Birden arkasını dönüp yüz yüze geldiğimizde bedenlerimiz çarpıştı. Nefesimi tutmuştum.

"Gerçekten çok safsın." Direk gözlerime bakıyordu. Gözlerim giderek dolarken yutkundum. Ardından devam etti:

"Mira, bana önce iltifat ettin, ardından aşkını itiraf ettin."

"Yalan söylüyorsun."

"Evet." dedi tekrar arkasına dönerken. Derin bir nefes verdim.

"Ne oldu peki?"

"İltifat kısmı doğruydu ama sonunda bir şey söyleyecekken bayıldın. Seni ne kadar kucağıma taşıdım haberin var mı?" Elimle ağzımı kapadım.

"Özür dilerim! Gerçekten!"

"Sorun değil, hadi kahvaltıya inelim."

---

"Gazetelere çıkmışız, aman ne iyi!" Gözlerim bilmem kaçıncı kez kocaman açılırken Kuzey'in elinden gazeteyi aldım.

"Ünlü şarkıcı İlya Kaya ve ünlü futbolcu Ekin Kaya'nın kızı Mira Kaya, Ankara konseri için geldikleri akşamı kulüpte bir çocukla görüntülendi. Genç kızın sarıldığı çocuğun kim olduğu merak konusu."

Elimi alnıma vurdum.

"Bittim ben."

"Çok fotojenik çıkmışım." Gazeteyi Kuzey'e fırlattım.

RENK Serisi 3- Saflığın Rengi BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin