SRB-13

644 58 24
                                    

''Mira iyi misin? Uyan hadi.'' Tamam, belki utandım diye bayılmış numarası yapmış olabilirdim ama, o bu kadar yakınımdayken de nefes alıp verişlerimi düzgün tutmak pek kolay değildi.

Şu an tam olarak Kuzey'in kollarındaydım. Yüzüme yağmur damlaları dövercesine vuruyordu. Zaten sırılsıklam olmuştum, üstelik saçlarım birbirine yapışmış, uçlarından sular süzülüyordu. Kıyafetlerim üzerime yapışmış, fenal halde ıslanmıştı. Ve şu an benim düşündüğüm tek şey: 

Firdevs abla olsa beni içeri almaz düşüncesiydi.

Kuzey beni bacağından destek alarak tutup cebimden anahtarı buldu.Kapıyı açtı, ve tekrar beni kollarına aldı. Öyle taşıyordu ki, sanki 45 kilo değilde 5 kiloymuşum gibiydi. İçeri girdi, kapıyı kapadı. Ardından beni yatağa yatırdı. Bir süre etraftan ses gelmeyince gözlerimi açma isteği gelmişti. Fakat yine de beklemeyi tercih etmiştim. Dış kapının sesinin gelmesiyle gözlerimi açtım.

 Yoktu. Gitmişti. Neden böyle birşey yapmıştı, pişman mı olmuştu? Derin bir nefes verdim ve kalkmaya üşenerek sırılsıklam kıyafetlerim ve saçlarımla öylece yatakta uzandım.

 ---

 ''Sen şaka mısın ya?'' dedi Beste dediklerimi öğrendiğinde. Cevap vermedim. 

''Ay gerizekalı ya.'' dedi tekrar. Sinirlenmişti. Dün gece olanları ona da anlatmıştım.

 ''Selam Mira!'' diyerek bana doğru gelen Melih'i gördüm.

 ''Selam Melih.'' dedim. 

 ''Gelsene biraz bahçede dolanalım.'' dediğinde saate baktım. Dersin başlamasına 15 dakika vardı.Üstelik ders de beden eğitimiydi. Bunun için kabul ettim.

Bahçeye çıkarken Kuzey'i görmemle gülümsemekle gülümsememek arasında kalmıştım. Onun tepkisine baktığımda ise sadece Melih'e selam vermesi oldu.

Ne yani, hiç bir şey olmamış gibi mi yapacaktı? Acaba ben mi rüya görmüştüm? 

''Sonra işte gece çağırdı beni aşağıdayım gelsene dedi, indim sahile gidip dolaştık, ama sırılsıklam olduk harikaydı.'' diye bağırarak konuşan Zeynep'e baktım. 

''Kuzey'den beklenilmeyecek davranışlar doğrusu.'' dedi Cansu. Kalbime bir şey saplanmış hissi tüm bedenimi sararken yanlarından hızlıca geçtim. Ve yutkundum. Benim yanımdan sonra onun yanına mı gitmişti yani? 

 ''İyi misin?'' dedi Melih beni dürtüp. Kendimi toparlayıp gülümsedim.

 ''Evet.''

Müsait olan bir yere oturduk.

 ''Mira sencede bir şansı hak etmiyor muyum?'' diye sordu Melih. 

 ''Üzgünüm.'' dedim. Melih gözlerini yere indirirken yüzündeki o ifadeyi gördüğümde yüreğim burkulmuştu. Kendi kendime söylendim; ''İşte Mira, Kuzey'i unutmanın tam zamanı.'' 

''Aslında, herkes bir şansı hak eder.'' dedim Melih'e. Kafasını kaldırıp bana baktıktan sonra gülümseyip beni kucağına aldı ve döndürmeye başladı. Kahkaha atarken bir yandan Melih'e durmasını söylüyordum. Sınıftan arkadaşlarım geldiğinde durdu. 

''Amigo takımındaki kızlar çalışmaya gidecekmiş, geliyorsun değil mi?'' diye sordu Yağmur. 

 ''Geliyor geliyor, sormaya bile gerek yok.'' dedi Sena. 

''Pek gelesim yok kızlar.'' dediğimde ikiside itiraz ederek iki koluma girdiler. Arkamda kalan Melih'e gülümsedim.

 ''Emin ol zaten Zeynep ve Cansu varken çekilmiyor.'' dedi Yağmur.

RENK Serisi 3- Saflığın Rengi BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin