ruth // h.s

✖️ thirty two ✖️

kız, yapmakta olduğu ödevini telefonundan yükselen ses sayesinde bıraktı.

yaklaşık bir saattir yapıyor olduğu kimya ödevine başlamasının daha ilk dakikalarında sıkılmıştı.

normalde kimya dersini severdi.

hatta sınıfında en yüksek notu alanlardan birisi olması, kimya dersine olan ilgisini arttırıyordu.

ancak son günlerde kafasını derslerine vermek yerine boğuk aksanlı çocuğu düşünmeyi daha eğlenceli buluyordu.

'hayley, bebeğim.'

kız, parmaklarını hızlıca telefon ekranında gezdirdi.

'evet harry?'

hayley, harry tarafından 'bebeğim' diye çağrılmaya alışmıştı.

'ne yapıyordun ;)'

'televizyon izliyordum, sen?'

hayley, ödev yaptığını söylemedi çünkü bunu ezikçe buldu.

harry'nin derslerden hoşlanmadığını biliyordu ve hayley'in onlardan zevk aldığını düşünmesini de istemiyordu.

'seni düşünüyordum ;)'

hayley, harry'nin mesajın sonuna koyduğu gülücüğe baktı.

hayley ona göre fazla mı resmi mesajlaşıyordu?

çocuğun böyle düşünmemesini umdu, aralarının soğuk olmasını istemiyordu.

'beni mi özledin :)'

'kesinlikle ;)'

hayley, sevgilisini evine davet etmede bir sakınca görmedi.

fakat önce kimya ve diğer ders kitaplarını dolabının en diplerine saklaması gerekiyordu.

'buluşmak ister misin bebeğim ;)'

harry, kızdan önce davranmış ve sorusunu sormuştu.

'bana gelmek ister misin :)'

hayley, cevabı bildiği için kitabını kapatıp üst kata taşımaya hazırlandı.

'geliyorum, belki eğlenceli bir şeyler yaparız ;)'

hayley, çocuğun verdiği mesaja gülümserken eğlenceli bir şeyden kastının film izlemek veya sarılmak olacağını düşünüyordu.

bedenlerinin birleşeceğini değil.

✖️✖️✖️

harry, hayleyi kullanıyor olabilir
bilmiyorum