ruth // h.s

✖️ forty one ✖️

hayley, önünde duran çocuğun içeri adımlamasıyla bakışlarını yerden kaldırdı.

açılan kapının ardından yüzüne vuran ılık hava, üşüyen bedenini kısa süreliğine rahatlattı.

boğuk aksanlı çocuk, kapıda dikilen kıza geri adımlayarak kolundan içeri çekti.

'fazla üşümüşsün. neden yanına hırka almadın ki?'

hayley yaptığı şeyin çocuğu kızdırmamasını umarak, salona ilerledi.

ardından koltuğa geçerek oturdu.

harry, ceketini ve ayakkabılarını girişte bıraktı.

ardından kızın peşine gitti.

salona girdiğinde koltukta oturduğunu gördüğünde karşısındaki kanepeye geçip ayaklarını uzattı.

bakışlarını kıza çevirdiğinde küçük omuzlarının hafifçe sarsıldığını gözlemledi.

yine ağlıyor.

bir süre onu öylece izledi.

ağlarken,

yanaklarının ıslak  oluşunu ve omuzlarının sarsılmasını izledi.

arada derin nefesler alıyor ya da hıçkırıyordu.

'ağlama olayını en son taksideyken çözdüğümüzü sanıyordum.'

araba yerine taksiyle gelmişlerdi.

harry onu tutup arabasının önüne getirdiğinde hayley, bu halde olduğu için onun arabasına binmeyeceğine dair itiraz etmişti.

çocuk defalarca ona binmesini söylemesine rağmen kızın kabullenmeyişinin ardından son kez şansını denemek adına kızı bileğinden tutup arabasına sokmaya çalışmıştı.

ardından hayley çığlık atmaya başlamış ve harry de onu bırakarak yüzüne doğru sinirle küfretmişti.

hayley'in ağlaması, harry'nin de daha fazla sinirlenmesine rağmen çocuk daha sonra taksi tutmuş ve kız da onunla beraber binmişti.

harry uzattığı ayaklarını toplayarak kalktı ve içeri geçti.

su kaynatıcısının tuşuna basarak kalçasını tezgaha dayayarak beklemeye başladı.

uyarı bildiren kısa ses yükseldiğinde suyu bardağa doldurarak papatya çayını hazırladı kızın.

bardağı dikkatlice tutarak salona geri geçti.

kız, bıraktığı gibiydi.

sadece kucağına yanında duran yastıklardan birini almış, sarılıyor ve ağlamasına öyle  devam ediyordu.

'iç şunu. sana yaptım.'

hayley yüzünü yastıktan kaldırarak elindeki bardağa baktı.

'bu ne?'

harry kıza bardağı uzattı.

'papatya çayı.'

'şimdi istemiyorum.'

çocuk bozuntuya vermedi,