ruth // h.s

✖ forty six ✖️

hayley kapı ziline basarak beklemeye başladı.

normalde olsa anahtarını çıkarır, kapıyı açardı.

ancak bu sefer onları unutmuştu.

aslında yanında hiçbir şey yoktu.

'büyükanne benim, hayley.'

kilit seslerinin hemen ardından kapı aralandı.

'bu ne büyük bir sürpriz!'

hayley içeriye adımlayarak büyükannesini kucakladı.

uzun zamandır eve gelmiyordu ve onu kesinlikle özlemişti.

'üzgünüm. birkaç gündür eve uğrayamadım, affet.'

mahçup olmuşcasına gülümsedi,

büyükannesi onun bu halini önemsemeyerek sırtından itti.

'haydi haydi, içeride konuşalım.'

ayakkabılarını çıkartıp büyük salona ilerlediğinde evin, dışarıya göre bir hayli sıcak olduğuna karar verdi.

büyükannesi üçlü koltuklardan birine oturup ardından da hayley'i yanına çekti.

'ee ne yaptın bakalım şu birkaç günde? neredeydin?'

hayley asıl konuya giriş yapmak adına cesaret topladı.

'biliyorsun,'

devam etmedi,

fakat büyükannesinin kaşları havalanınca kendini zorunlu sandı,

'harry ile, biz-'

büyükannesi harry'nin kim olduğunu gayet iyi biliyordu.

kaşında küpesi bulunan çocuktu o,

başka bir deyişle piercingi olan çocuk.

'biz barıştık, kısa bir süre önce.'

konuya nasıl giriş yapacaktı, bilmiyordu.

'kaçıncı defa hayley?'

ne demeliyim,

'kavga ediyorsunuz ve ardından günlerce ağlıyorsun,'

büyükannesinin haklı olduğunu biliyordu.

'seni aramıyor bile,'

sözünü kesti büyükannesinin,

'biliyorum büyükanne fakat o,'

kendini güçsüz hissetti,

güçsüz ve farklı duygulara bürünmüş.

'o beni sevdiğini dile getirdi,'

hayley, bakışlarını kucağına indirip ellerini inceledi.