ruth // h.s

✖️ forty✖️

hayley, kapıyı açıp evin içine adımlarken etrafındaki topluluğun çıkardığı sesleri aldırmamaya çalıştı.

arkada çalan müzik sesi ile birleşiyor ve daha da çelmez hâle geliyordu ortam.

kız, saçlarını laciverte boyamış olan erkeğin yanındaki kızın teninde sigarasını söndürüşünü görünce yüzünü buruşturdu.

bu nasıl acıtmaz,

sonuçta yakıyordu.

hayley insanların çıkardığı iğrenç dumanları solumak istemiyordu, fakat koku bütün evi sarmışken bu kesinlikle imkansızdı.

salon masasının etrafında oluşturuşmuş çemberde oturan kişilere gözü takıldı.

oysa daha birkaç ay önce hayley o masaya oturmuş, kuzeni ile scrabble oynamıştı.

teyzesinin sevdiği masanın ince şeritli beyaz tozlar ile kaplandığını görünce tiksindi.

teyzem bunları bilse ne olur acaba,

diye düşündü.

ancak bunu kimseye bahsedemezdi.

kuzeninine, annesine söylemeyeceğine dair söz vermişti.

ve henüz bozmaya niyeti yoktu.

kız durduğu yerde parmak ucunda yükselerek kuzenini taradı.

onu odanın köşesinde cebini karıştırırken gördüğünde ona doğru yöneldi.

insanları aralayarak geçmeye çalışıyordu, ancak sanki her geçen dakika ev kalabalıklaşıyordu.

'tanrım, kuzen! ne rüzgar attı seni buraya?'

'burası berbat kokuyor, andrew.'

andrew küçümseyerek güldü.

'buna sigara diyoruz hayley,'

cebinde olan tek elini çıkararak ince beyaz uzunluğu hayley'in gözüne tuttu.

'bir tane denemek ister misin?'

hayley, çocuğun elini gözünden çekerek ağzını açtı.

'teyzem bu yaptıklarını bir gün öğrenecek andrew, benden ya da başkasından.'

andrew, ailesi seyahatte iken kafa bulmak isteyen insanlara evinde ot veya uyuşturucu satıyordu.

'bu benim işim, bundan para kazanıyorum. en fazla ne kadar kızabilir ki?'

'çok,'

andrew burnunu çekerek yerinde adımladı.

'çok ne?'

'kızacak.'

andrew umursamadı.

'tadını çıkar hayley, hem az önce büyük miktar elden çıkardım.'

'ne kadar gibi?'

'fazla kuzen, çok fazla.'

hayley, huzursuzca yerinde derin nefes aldı
'eğer teyzemden önce polis yakalar-'

'büyükannem nasıl? herhangi bir ihtiyacınız var mı?'