harry, kahve kremalarının sıralı olduğu rafa uzanırken yanından geçen kıza baktı.
odasında çıplak bir şekilde bıraktığından beri ilk defa görüyordu onu.
boğuk aksanlı çocuk, elindeki kahve kremasını sıkıca tutarak kızı incelemeye başladı.
önündeki rafa uzanarak kahve paketini almaya çalışıyordu.
yetişemediğini fark edince elindeki sepeti yere bıraktı.
daha sonra parmak ucuna kalkarak rafa uzandı.
sonunda pakete ulaştığında eğildi ve sepetine koydu.
sapı iki eli tutarak doğruldu ve diğer raflara bakınmaya başladı.
harry, onu hiç görmemiş gibi yaparak yoluna devam edebilir ve evine gidebilirdi,
fakat bunun yerine kulağındaki kulaklıkları çıkararak kızın peşinden ilerledi.
onu bir süre takip ederek dikkatini çekmeye çalıştı,
fakat hayley onu henüz fark etmemişti.
boğuk aksanlı çocuk, daha fazla beklemeyerek sepetine çikolata ekleyen kıza seslendi.
'hey, hayley.'
hayley, ilk başta sesin sahibinin harry olduğunu düşünmemişti.
arkasına dönerek o olduğunu fark etti.
şaşırdı.
evlerinden uzak bir markette karşılaşmışlardı.
'merhaba.'
hayley, sessizce yanıt verdiğinde harry biraz daha ona yaklaştı.
bakışlarını çocuğa çeviremiyordu,
çünkü heyecanlanıyordu.
boğuk aksanlı çocuk ise onu seyrediyordu.
hayley, harry konuşmaya devam etmediğinde tebessüm etti ve ona baktı.
harry'nin doğruca ona baktığını gördüğünde ise bakışlarını çocuğun eline indirdi.
çocuk bunu fark edince elini kaldırarak kızın dikkatini çekti.
'kahve için krema aldım,sen neden buradasın?'
hayley sepeti daha da sıkarak sakinleşmeye çalıştı,
ardından bakışlarını kaldırdı.
'evde kahve bitmişti ve,'
sepetine bakarak başka ne eklediğini gördü, hayley.
'biraz da canım çikolata çekti.'
hayley, tekrar başını kaldırıp harry'e baktığında yüzünde hiçbir ifade göremedi.
bu, kızın nasıl davranması gerektiğini de belirliyordu.
harry, kızı süzerken ona bir teklif sundu.
'beraber kahve içmek ister misin?'
hayley'in hızlı kalp atışları geri geldiğinde yanakları da renk değiştirdi.
çocuk, kızın bu kadar heyecanlandığını gördüğünde gülümsedi.
'sakin ol hayley, sadece evimde bir kahve içeceğiz.'
kız, sözlerinden dolayı artık onu istemediğini düşündü.
sadece bir kahve,
başka hiçbir şey.
'dışarıda da içebiliriz.'
harry sözleri ile gittikçe kızın kalbini kırıyordu.
fakat bunu hayley'in yüzünde anlayamıyordu.
'her neyse, boşver.'
harry, daha sonra pişman olacak bile olsa beklemek onu sıkmıştı.
yanıt alamamıştı.
hayley, gülüşünü sonlandırarak suratını astı.
çocuğun onu üzdüğünü artık saklayamayacaktı.
ağlamak istiyordu,
çocuk daha bir cevap süresi tanıyamadan teklifini geri çekmişti.
beni artık hiç mi istemiyor,
diye düşünceler doldurdu zihnini.
'kendine iyi bak hayley.'
neden bir daha asla görüşmeyecekmişiz gibi konuşuyor,
harry adımlayarak kızın yanından geçti.
kız, ona seslenmek adına bağırdı,
ancak harry kulağına kulaklığı takarak onu duymazdan geldi.
ne kadar da sinirleri bozan bir harry
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruth // h.s
Fanfiction❝ Ve tamamen karardığım zaman sevgilim, sen benim ışığım olacaksın. ❞ ©Tüm hakları saklıdır. | ©All Rights Reserved.