hayley, geri çekilerek yarattığı görüntüye kısa bir bakış attı.
harry'nin kıvırcıkları iki yandan toplanmış, çok tatlı duruyorlardı.
çocuğun başını eğip telefonuna baktığını görünce çenesine uzandı.
'başka bir model daha denemek istiyorum.'
boğuk aksanlı çocuk, telefonunu kendine doğrulttuğunda ekran yansımasından saçlarına baktı.
'bu da ne demek şimdi?'
hayley, çocuğun havada olan elini indirerek kucağında kıpırdadı.
'saçların çok uzamış, onlarla oynamayı ne kadar çok istediğimi bilemezsin.'
harry, kucağında oturan kızı belinden çekti ve kendine biraz daha yaklaştırdı.
'iyi, zaten onları kestirmeyi düşünüyordum.'
hayley, çocuğun dediklerini umursamayarak doladığı tokaları saçlarından kaydırdı.
'bu seferki için arkanda olmam gerekiyor. '
kız, dizlerinin üzerinde doğrulduğunda, kasıklarından tutan eller buna engel oldu.
'unut bunu, böyle rahatım.'
harry'nin kasıkları kızın kalçasına doğru yükseldiğinde hayley neler olduğunu daha yeni kavramıştı.
onu kendi halinde bırakarak saçlarına gömüldü.
parmaklarını yumuşak saç tellerinin arasından geçiriyor, arada da onları çekerek çocuğun kısık inlemelerine şahit oluyordu.
hayley, bacaklarının temasının yatakla kesildiğini hissedince aşağı inmek için tepki gösterdi.
'hareketlerine dikkat et.'
derinden gelen inlemenin hemen ardından savunmasızca konuştu çocuk.
hayley ona yanlış bir hareket yaptığını anladı.
kalçalarının alt kısmı tam orada birbirlerine baskı uyguluyorlardı.
'bence bunu devam ettirmeliyiz.'
barry, onu tutarak gerisindeki boş alana sırt üstü yatırdı.
hayley'in bacaklarının arasında çocuğun vücudunu kabul etmesi ile gururlandı.
daha sonra, ellerini kızın başının iki yanına koyarak ağırlığını onlara verdi.
kız, ellerini nerede dinlendireceğini bilmezcesine çocuğun belinde birleştirdi.
yaptığını desteklemek adına parmaklarını sıktı ve kendine biraz daha bastırmak istedi.
harry, bakışını kızın renkli gözlerine dikerek kalçalarını oynattı.
aralarında bulunan kumaş parçalarına rağmen birbirlerini derinden hissediyorlardı.
özellikle hayley,
harry'nin dokunuşlarından uzun süre uzak kalmıştı ve şimdi tadını uzunca çıkarmak istiyordu.
boğuk aksanlı çocuk kalçalarını hızlıca ittiğinde kız, dişlerinin arasından çığlık çıkardı.
harry, başını geri attı.
gözlerini sıkıca kapatarak ileri geri gitmeyi sertçe devam ettirdi.
kız kendini kasmayı bırakıp vücudu titrediğinde parmak uçlarını çocuğun beline batırıyordu.
harry bir süreliğine durdu, kızın sakinleşmesini bekledi.
hayley'in nefesleri düzelmeye başlayınca harry, bakışlarını ona attı ve kalçasını ittirdi.
hayley, elleri ile onu kendine bastırarak yardımcı olmaya çalışıyordu.
bacağını çocuğun beline dolayarak oradan da ittirdi.
harry bir süre sonra durdu,
destek aldığı kolları indirdi ve ağırlığını kızın vücuduna verdi.
yüzünü boyun girintisine sokarak sıktığı dişlerini serbest bıraktı.
hayley, duyduğu inlemelere karşı onu sakinleştirmek için çocuğun kulak memesine dudaklarını değdirdi.
harry, nefes alışlarının düzelmesini bekledi.
onları kontrol edebildiğinde vücudunu kızdan uzaklaştırarak yanına sırt üstü yattı.
hayley yan tarafına dönerek çocuğun yüzünü inceledi.
boğuk aksanlı çocuk tavanındaki bakışlarını çekerek kıza gönderdi.
kızın gülen yüzüne tebessüm ederek derin bir nefes aldı.
'hazırlan, sonra çıkalım.'
harry, doğrularak yataktan kalkacağı sorada hayley, küçük eli ile ona yetişti.
'nereye gidiyoruz?'
'saç kestirmeye, sonrasını düşünüşürüz.'
kız, onu onayladığı sırada çocuk devam etti.
'ama ilk önce şundan kurtulmama izin ver, güzelim.'
hayley, harry'nin avucu ile kapattığı bölgeyi görünce biraz kızardı.
gri boxerının ucu daha koyu bir renk olup, ıslak gözüküyordu.
'elbette.'
- 1316 -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruth // h.s
Fiksi Penggemar❝ Ve tamamen karardığım zaman sevgilim, sen benim ışığım olacaksın. ❞ ©Tüm hakları saklıdır. | ©All Rights Reserved.