Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Böyle işte.."
Jisung, tüm olanları ikizine ve arkadaşına anlatırken yorulmuş ve susamıştı. Mutfak masasında oturduklarından masasının üzerinde duran sürahiden bir barsak su doldurup içerken Felix ve Seungmin de duyduklarını sindirmeye çalışıyorlardı.
"Nasıl yani? Şimdi o herif ciddi ciddi seni evine alacak"
Felix kaşlarını çatarak konuşuyordu. İkizinin evden gitme düşüncesi hiç hoşuma gitmemişti.
"Öyle istiyor. Bebek için.."
Seungmin güldü. "Bebek için.. Güzelmiş"
Felix kafasını sağa sola sallarken hemen yanında oturan ikizini kolları arasına aldı. "Olmaz, hayır. Ben veremem seni iki günlük adama"
"İki günlük adamdan hamile ama?"
Felix bu sefer de sert bakışlarını arkadaşına yolladı. "Saçmalama Seungmin, sen buna kabul musun şuanda?"
Seungmin kafasını aşağı yukarı sallarken iç çekti. "Olması gerek bu değil mi? Bebeğin ebeveynlerinin bir arada olması, aynı evi paylaşmaları, birbirlerini sevmeleri.. Olması gerek bu."
Felix hala kabul etmek istemiyordu. Seungmin, Jisunga döndü.
"Hani madem bu adam bebeği kabul etmiş ve seni evine de kabul etmiş. E nikah da olur o zaman? Düğün falan"
Jisung dudaklarını büzdü. "O kadar da olmaz Seung.. Yani beni kabul etmedi sonuçta. Bebek için her şey. Bebeğini kabul etti."
"Ne yani şimdi sen bebeği doğurduktan sonra bu adam bebeği alıp seni atacak mı evden?"
"Ne?" Jisung, ikizinin söylediğiyle üzülerek gözleri dolmuştu. Felix söylediği şeyi fark ederek daha çok sarıldı kardeşine.
"Hayır hayır kuzum öyle demek istemedim"
Jisung boncuk gözleri ile ikizine bakarken zil çalmıştı. "Bu da kim bu saatte?"
"Minho geldi"
Jisung yerinden kalkıp koşarak kapıya gidip açtı. Minho ve Changbini içeri alarak salona getirdiğinde ikizi ve Seungmin de mutfaktan salona geçmişlerdi.
Minho oldukça gerginken Changbinde feci bir rahatlık vardı. Felix, Changbin ile göz göze geldiğinde anında kaşlarını çatarak katil civciv kılığına girerken Minho da elinde ki çikolata paketini Jisunga uzattı.
Herif resmen çikolatası ile gelmişti. Hayırdır kız mı istiyorsunuz?
Minho yanında oturan Jisungun sırtına hafif hafif vururken Seungmin de gülmeye başladı.
"Bizden Jisungu mu isteyeceksiniz?"
Changbin kafasını aşağı yukarı salladı. "Evet, tam olarak onu isteyeceğim. Efendim şimdi bizim oğlan etmiş bir eşeklik sizin kardeşinizi si-"
"Höst lan"
Felixin uyarısı ile Changbin sırıtarak Felixe göz kırpmış ve sözlerine devam etmişti. "Bizim oğlan sizin oğlanı hamile bırakmış. Bizde düşündük taşındık bu böyle olmaz. Dedik gidelim oğlanı isteyelim, nikahı kıyalım ve bekleyelim Ebubekir Sıddık Binnie'yi"
Seungmin, salak salak konuşan Changbini anlamayarak Minhoya baktığında Minho, arkadaşı yüzünden yerin dibine girmişti.
Utanarak elini ensesine attı ve zorla gülümsedi. "Changbinin kusuruna bakmayın"
Jisung yanında oturan polise dikti gözlerini. Nedensizce Minhonun yanında huzurlu ve mutlu hissediyordu. "Benimle evlenecek misin yakışıklı polis beyim?"
Minho, yanında konuşan hamiş Jisunga baktı. Hafifçe gülümsedi ve dudaklarını dili ile ıslattı. "Evet, sende kabul edersen evlenelim diyorum. Bebek için"
Yarında sevişelim dersin. BEBEK İÇİN :)
Jisung bunu bekliyormuş gibi kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı. "Ederim, evlenebiliriz"
Sende yuh be oğlum. Az ağırdan sat kendini. Ne bu dünden razı gibi tch tch tch
Hiç fikri sorulmayan Felix sinirlenerek kalkmış ve odasına çıkmıştı. Kardeşini kaybetmek istemiyordu. Gitsin istemiyordu.
