Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Minho, hava iyice karardı. Sabah devam edel-"
"Başkomiserim, lütfen." minho taşlı yolda durarak baktı Chris'e. "Bana jisungu bulamadan eve dönmeni söylemeyin"
"Bak minho" Chris, elini minhonun omzuna atıp sıktı. "Hepimiz jisungu bulmak istiyoruz fakat sabahtan beri hala bir ize ulaşamadık. Bak çok yoruldun, bir lokma bir şey bile yemedin. Gel eve dönelim."
Minho tekrardan reddeceği sırada changbin ve hyunjin de araya girip aynı şeyleri tekrarladıklarında minho istemese de zorla geri döndürülmüştü.
Kafeye girdikleri anda felix, seungmin ve jeongin bir umutla kafalarını gelenlere çevirdiler. Changbin hızlı adımlar ile felixin yanına koştuğunda seungminde yerinden kalkarak hyunjinin yanına buldu kendini.
"Changbin, buldunuz mu?"
Felixin ağlamaktan pürüzlenen sesi ve şişen gözleri içini acıtmıştı changbinin. Kafasını eğdi. "Henüz değil"
"Neden geri geldin o zaman? Kardeşimi bulmadan geri dönememeliydin"
"Özür dilerim" diyebildi sadece changbin. Bu felixi tekrar ağlatmaya başladığında changbin ona sıkıca sarılmıştı.
Diğer tarafta seungminde sıkı sıkı sarılıyodu hyunjine. Tanışmalarına vesile olan arkadaşından habersiz olmaları kahrediyordu seungmini.
"Gençler, hadi evlere dönelim. Dinlenmeye ihtiyacımız var. Dinlenelim ki aklımız başımızda sağlıklı bir şekilde arayalım jisungu."
"Felix, bu gece bende kal. Tek başına bırakamam seni."
Felix, changbine sadece kafasını sallayarak onay verdiğinde changbin diğerlerine baktı. "Ben felixi götürüyorum." hepsinden aldığı onaylar mırıltılar ile kucağına aldığı felixi arabasına bindirerek kendi evine götürdü.
Arabada uyumuştu felix. Changbin onu tekrar kucağına alarak kendi yatağına yatırdı ve uykusunda da ağlamaya devam eden felixin saçlarını okşadı.
Hyunjin ve seungminde, hyunjinin 'seni yalnız bırakamam' adlı konuşması üzerine birlikte seungminin evine geçtiler.
Seungmin kendini koltuğa bıraktığında hyunjinde yanına oturmuştu. "Kahve yapayım mı?"
Seungmin kafasını sağa sola sallayarak reddetti. "Hiçbir şey istemiyorum."
"Hadi kalk uyu biraz." Hyunjin, seungminin kolunu tuttuğunda ağlamaya başlayan seungmin ile durmuştu. "Seungmin.. Ağlama lütfen"
"Olmuyor hyunjin. O aptal benim en yakın arkadaşım. Lise dostum. O ve felix benim kardeşlerim. Ama kardeşlerimden biri şuanda kocasının düşmanının elinde!"
Birden sinirlenip bağıran seungmin, hyunjini korkutmuştu. "Seungmin, sakin o-"
"Minhonun düşmanı, o adam. Jisungun ne suçu var? Ne derdi varsa minho ile çözsün. Benim arkadaşımın ne suçu var? Hyunjin, o hamile amına koyayım hamile."
