Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Jisung, çikolata sosunu hazırladın mı?"
Felix, şirin kafelerinin küçük mutfağına girerek ikizine verdiği işi bitirip bitirmediğini sordu. Jisung ise dalgın dalgın tencereyi karıştırıyordu. "Hmm karıştırıyorum"
Felix kontrol için yaklaştığında gördüğü şeyle ellerini beline koyup iç çekti. "Ji?"
"Hm?"
"Ne zamandır karıştırıyorsun kardeşim?"
Jisung kolunda ki saate baktı. "Yarım saat olmuş, niye ki?"
Felix elini alnına vurarak kafasını sağa sola salladı. "İşte seni bu yüzden mutfağa almak istemiyorum"
"Ne oldu ya?"
"Ocağın altını açtın mı?"
Jisung hızla eğilip baktığında yakmamış olduğunu fark etti. Resmen yarım saattir boşu boşuna karıştırıyordu. Alt dudağını ısırarak masum masum ikizine baktı. "Şey.. Unutmuşum"
"Aklın nerede senin? Sabah Jaemin ile birlikte bir yere gittin tüm işi bana kitledin akşama kadar ne kadar müşteriyle uğraştım haberin var mı? Geldiğinde de yüzün beş karıştı zaten bir şey soramadım. Ne oldu?"
Jisung iç çekerek kollarını ikizinin beline sardı. "Lee Minho"
Felix duyduğu isimle kaşlarını çatarak Jisung'u üzlerinden itti ve direkt gözlerine bakmaya başladı. "Bana bak Jisung yeter artık. Şu herif yüzünden 1 haftadır aptal aptal dolaşıyorsun. İstemiyor işte neyine zorluyorsun?"
Jisung omuz silkti. "Ama ondan gerçekten hoşlandım"
"Kardeşim.." Felix sakin ve yumuşak sesini kullanarak üzgün ikizini omuzlarından tuttu. "...Onu daha tanımıyorsun bile. Hem sen zaten sürekli birilerini beğenirsin ve bir zaman sonra sıkılırsın. Sadece bu adam biraz zor olduğundan daha çok ilgini çekti. Gitme artık karakola hem içeri de almıyorlar zaten. Unutursun birkaç güne hm?"
Jisung tekrar omuz silkti. "Dediğin gibi değil Lix.. İlk defa Kalbim kırıldı. Sence diğerleri gibi mi? Beni biliyorsun kalbimin kırılmasına izin vermem ama o komiser bozuntusu kırdı işte"
Felix kaşlarını olabildiğince çattı. "Ne demek kalbimi kırdı?"
"Kırdı işte.."
Felix kardeşini tuttuğu gibi bir sandalyeye oturttu ve önünde çökerek Jisung'un dizlerine ellerini koydu. "Nasıl oldu?"
Felix bu duruma hem şaşırmış hem sinirlenmişti. Şaşırdığı taraf Jisung'un da dediği gibi Jisung kalbinin kırılmasına izin vermezdi. Onlar kalbini kırmadan o onların kalbini parçalardı ama şimdi kalbinin kırıldığını söylüyordu. Sinirlendiği taraf da ULAN HANGİ CANINA SUSAMIŞ FELİX'İN İKİZİNİN KALBİNİ KIRDI?!
Jisung derin bir iç çekti. "Bak şimdi bu polisler, Minho için gittiğimi bildiklerinden beni içeri almıyorlardı. Alsalar bile Minho ile görüşemiyordum çünkü beyefendi benim olduğumu bildiğinden gelmiyordu. Bende düşündüm taşındım ve Jaemin'e biraz makyaj yapıp dövmüş gibi gösterdim ama Minho bunu yemedi ve bana bir kaç şey söyledi."
Jisung başta heyecanlı ve sesli bir şekilde anlatırken sesi sonlara doğru kısıldı. Felix merakla kafasını salladı. "Ne söyledi?"
"Ben onun tipi değilmişim. Benim gibi çocuksu şeylerle ilgilenen 'çocuklarla' ilgilenmiyormuş. Bir daha karakola böyle saçma şeyler için gidip onu rahatsız etmeyecekmişim. Biraz büyümeliymişim ve karşısına bir daha çıkmamalıymışım. Benden gerçekten bıktığını da söylemeyi ihmal etmedi tabii.."
Felix duyduklarıyla hızla ayağa kalktı ve hiçbir şey söylemeden koşarak kafeden çıktı. Jisung oflayarak peşinden gitse de Felix çoktan arabaya binmiş ve hızla uzaklaşmıştı.
Jisung kardeşini tanıyordu. Felix şuanda karakola gidiyordu. Minhoya biraz saydırıp geri dönecekti. Kimse ikizlerden birinin kalbini kırmaya cesaret etmemeli. Birinin intikamını diğeri alıyordu.. :)
-------------------------------------------
Jisung'un ocağın altını açmayı unuttuğu yeri hatırladınız mı ĞWMXORJFIDNXUEKL
Ve
Şimdi hayal edin kızgın bir civciv karakolun kapısında bağırıp çağırıyor.