6. BÖLÜM

7 5 0
                                    

Eva'nın  eğitimi yine de yeterli olabilir, dedi babam.
Babam daha beş dakika önce  Eva'nın yerine gitmemi
kabul etmişti.
Burada beni dinleyen biri var mıydı acaba?
Alp  geldiğinden beri sanki görünmez olmuştum.
Dövme gereçlerini temizleyip kaldırmakla meşgul olan Ferit, Yağız'ın söylediğinin üzerine kafasını
kaldırıp ona ters ters baktı.
Anahtar kelimeyi kendin söyledin. Yıllar önce.
Alp'in  o zamanlar bu kızlardan daha büyük olamaz.
Ferit  alet çantasını kapatıp kollarını göğsünde birleştirdi ve duvara yaslandı.
Sana güveniyorum Alp.
Kesinlikle.
Ama düşüncelerini, hepinizin çocuk olduğu geçmişe dayandırmamalısın bence.
Ferit'in mantığına göre hala çocuktum ama aldırmadım.
Öyle doğal ve rahat bir tavırla konuşmuştu ki Alp  aptal
durumuna düşmüştü.
Alp  kıpkırmızı kesildi.
Sonuç olarak, dedi iyice sabırsızlanan Emir, Almira bu görevi çok istiyor.
Ki bunu isteyecek çok az
kişi çıkar.
Ne de olsa bir vampirle yaşamaları gerekecek.
Çok mu istiyordum? Hiç de değil.
Ben sadece ne olursa olsun Eva'yı  korumak ve insanların bana
duyduğu güveni geri
kazanmak istiyordum.
Bu, Alp Atalay'ı karşıma almak anlamına gelse bile.
Bir dakika, dedim Emir'in sözlerini düşünerek.
Bir vampirle yaşamak mı dedin?
Evet, dedi Emir.
Saklanacak olsa da Moroi kızı normal bir hayat sürecek.
Bir taşla iki kuş vuracağımızı
düşünerek onu özel bir yatılı okula kaydettirdik.
Hem eğitimini hem de konaklamasını sağlamış olacağız.
Sen de onun oda arkadaşı olacaksın.
Peki bu şey demek değil mi... Yani ben de mi okula gitmek zorunda kalacağım?
diye sordum şaşkınlıkla.
Ben zaten mezun oldum.
En azından liseden.
Birkaç kez babama üniversiteye gitmek istediğimi söylesem de
babam buna gerek görmediğini açıkça ifade etmişti.
Gördünüz mü? dedi Emir bu fırsatın üstüne atlayarak.
Onun yaşı çok büyük. Eva  yaş olarak daha uygun.
Almira'yı öğrenci sanabilirler.
Yaşı tutuyor.
Emir  beni şöyle bir süzdü.
Ayrıca sen evde eğitim
görmüştün, değil mi? Bu senin için de yeni bir deneyim olacak.
Neler kaçırdığını görebilirsin.
Senin için çok basit olur, dedi babam isteksizce.
Senin aldığın eğitim onların verebileceklerinden çok
daha üstün.
Asıl övdüğün ben olmasam da bu güzel iltifat için teşekkürler, baba.
Bu anlaşmanın beni ne kadar huzursuz ettiğini göstermekten korkuyordum.
Eva ve kendimle ilgili
amacım değişmemişti ama durum gittikçe karmaşıklaşıyordu.
Liseyi tekrar okumak.
Bir vampirle yaşamak. Onu korumak. Tamam, vampirlerin etrafında rahattım belki ama bir
vampirle aynı odada yaşama düşüncesi Barın  gibi zararsız biri bile olsa  sinir bozucuydu. içimde başka bir
huzursuzluk kıpırdandı.
Sen de mi sahte öğrenci olacaksın? diye sordum Emir'e. Ona ders notlarımı verdiğimi hayal edince
midem bulandı.
Tabii ki hayır, dedi hakarete uğramış gibi.
Benim yaşım çok büyük. Ben Yerel Bölge Sorumlusu
olacağım.
Bu unvanı şu an uydurduğuna bahse girerdim.
Benim görevim işin koordinasyonuna yardım
etmek ve üstlerimize rapor vermek. Ve eğer o gelecekse, bu görevi yerine getirmeyeceğim.
Son cümleyi
söylerken tek tek herkesin yüzüne baktı.
Kimi kastettiğine şüphe yoktu : Beni.
O zaman getirme, dedi Emir  sertçe. Çünkü  Almira geliyor.
Bu benim kararım ve eğer yine de ısrar
edersen bunu ancak senden daha kıdemli biriyle tartışabilirim.
Onun bu işi almasına bu kadar karşıysanız
Bay Alp, Palm Springs’ten uzaklaştırılmanız meselesiyle bizzat ilgileneceğim.
Böylece onunla uğraşmak
zorunda kalmazsınız.
Bütün gözler üzerine çevrilince Alp duraksadı.
Emir  onu tuzağa düşürmüştü. İklimi göz önünde
bulundurulursa Palm Springs’te vampirlerle ilgili pek vukuat olmadığını tahmin ettim.
Emir'in oradaki işi
büyük ihtimalle çok kolaydı.
Oysa ben britanya da  çalıştığım sırada sürekli hasar kontrolü yapmak zorunda kalıyordum.
Orası tam bir vampir cennetiydi. Tıpkı babamın Avrupa ve Asya’da beni götürdüğü
diğer birçok yer gibi.
Hele Prag’dan hiç bahsetmeyeyim.
Alp eğer yerinin değiştirilmesi riskini alırsa muhtemelen daha kötü bir yere gönderilecek ve daha çok
çalışmak zorunda kalacaktı. Vampirlere pek cazip gelmediğinden Palm Springs insanlar için mükemmel bir yerdi.
Alp'in  bütün bunları bildiği yüzünden okunuyordu. Palm Springs’ten ayrılmak istemiyordu. Peki ya
oraya geldiğinde ondan şüphelenmek için nedenlerim olursa?
O zaman onu rapor edersin, dedi Ferit esnemesini bastırarak.
Alp'ten etkilenmediği açıktı.
Herhangi birine yapman gerektiği gibi.
O sırada ben de Eva'nın  eğitimini ilerletirim, dedi babam neredeyse Alp'ten özür dilercesine.
Babam kimin tarafındaydı? Kesinlikle benim tarafımda değildi. Eva'nın  tarafında bile değildi.
Eğer Almira'nın bir hatasını görürsen o zaman onun yerine Eva'yı  göndeririz.
Hatam olup olmadığına karar verecek kişinin Alp  olması tüylerimi diken diken etmeye yetti.
Eva'yı  hala bu işten tamamen sıyıramadığım için de canım sıkılmıştı.
Babam onu yedekte bekletecekse, tam olarak
tehlikeden uzaklaşmış sayılmazdı. Druidler ve Alp  hala kancasını ona geçirebilirdi.
O anda kendi kendime yemin ettim. Ne gerekiyorsa yapacak, ona ellerimle üzüm yedirmem bile gerekse Alp'in 
sadakatimden şüphe etmesine asla izin vermeyecektim.
Tamam, dedi Alp.
Bunu söylemek belli ki çok canını yakıyordu.
Almira gelebilir. Şimdilik. Ama
gözüm üzerinde olacak.
Bakışlarını üzerime dikti.
Seni kollamayacağım.
Vampir kızı hizada tutup karnını
doyurmaktan sen sorumlusun.
Karnını doyurmak mı? diye sordum boş boş.
Tabii ya  kana ihtiyacı olacaktı. Bir an için kendime
olan güvenim sarsıldı.
Etrafta vampir yokken onlarla takılmakla ilgili atıp tutmak kolaydı. Vampirleri
vampir yapanın ne olduğunu unutunca daha da kolaydı. Kan. Varlıklarını sürdürebilmek için mahkum
oldukları o korkunç, doğaya aykırı ihtiyaç.
Birden aklıma inanılmaz bir fikir geldi ve geldiği gibi de gitti.
Ona kendi kanımı vermem söz konusu olamazdı.
Yok canım, bu çok saçma olurdu. Druidler işte o çizgiyi
asla geçmezdi.
Yutkunarak ani paniğimi gizlemeye çalıştım.
Beslenmesini nasıl halletmeyi
düşünüyorsunuz?
Emir, Alp'e  başını salladı.
Açıklar mısın? Galiba ona kendini önemli hissetmesi ve az önceki
yenilgisini telafi etmesi için bir şans vermek istemişti. Alp'te bu fırsatı kaçırmadı.
Palm Springs’te yaşadığını bildiğimiz tek bir Moroi var, dedi Alp. O konuşurken gözüm dağınık sarı
saçlarının üzerindeki jöle tabakasına takıldı.
Saçlarındaki parlaklık bence hiç de çekici değildi.
Ayrıca
benden daha fazla bakım ürünü kullanan hiçbir erkeğe güvenmezdim. Bana sorarsanız delinin teki.
Ama  zararsız bir deli. Onlardan biri ne kadar zararsız olabilirse tabii. Şehrin dışında yaşayan bir münzevi. Moroi
hükümetiyle arası pek hoş değil ve hiç biriyle görüşmüyor.
Bu yüzden orada olduğunuzu kimseye söylemez.
En önemlisi de, paylaşmaya yanaştığı bir besleyicisi var.
Kaşlarımı çattım.
Barın'ın  hükümete karşı bir Moroi’la görüşmesini gerçekten istiyor muyuz? Bütün
amacımız onları
dengede tutmak değil mi?
Barın'ın bir asinin karşısına çıkarırsak adamın onu kullanmaya çalışmayacağını
nereden bileceğiz? Harika bir nokta, dedi pars. Bunu itiraf ettiğine kendi bile şaşırmış gibiydi.
Alp'i  hafife almak gibi bir niyetim yoktu.
Sadece ilerisini düşünüp olası bir problemi tespit etmiştim.
Ama Alp'in  bana bakışlarından, onu bilerek kötü göstermeye çalıştığımı düşündüğünü anladım.
Barın'ın  kim olduğunu ona söylemeyeceğiz tabii ki, dedi sağlam gözünde bir öfke parıltısıyla.
Bu çok saçma olurdu.
O herhangi bir grubun parçası değil. Hiçbir şeyin parçası değil.
Sadece Moroi’lerin  ve gardiyanların onu hayalkırıklığına uğrattığına inanıyor ve onlara bulaşmak istemiyor.
Barın'ın  ailesinin de topluma karşı
tepkili olduğunu uydurdum, bu yüzden ona karşı sempati duyuyor.
Temkinli davranmakta haklısın Almira, dedi Emir.
Beni savunduğu için memnunmuş gibi bir ifade vardı gözlerinde.
Emir'in çoğu zaman ne kadar acımasız olduğu göz önüne alınırsa bu onay dolu bakışlar
benim için çok şey ifade ediyordu.

ÇARPIŞMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin