19.BÖLÜM

3 4 0
                                    

Tamam, ufaklık. Yakında yine görüşeceğiz.
Keşke sen de bizimle gelseydin, dedi Barın alçak sesle.
Mirza'nın yüzüne çarpık bir gülümseme oturdu.
Hiç iyi olmazdı. Belki onlar okula dönüş rollerini becerebilir ama ben kesin daha ilk günden atılırdım. En azından burada hiç kimseyi sömürmeyeceğim.
Tabii Atilla ve içki dolabı hariç.
Seni arayacağım, diye söz verdi barın. Mirza'nın gülümsemesi seğirdi.
Barın'ın yüzünde hem neşeli hem de üzgün bir ifadeyle baktı.
Ben de. Aralarındaki bu küçük an beni gerçekten şaşırttı.
Mirza'nın o küstah ve kibirli tabiatıyla Barın'ın tatlılığı ve çekingenliği onları uyumsuz bir çift gibi gösteriyordu.
Yine de aralarında bariz bir sevgi vardı. Tam olarak romantik denmese de anlayamadığım bir yoğunlukla doluydu konuşmaları.
Zeyd ve Mirza arasındaki, kulak misafiri olduğum konuşmayı hatırladım.
Zeyd, Mirza'nın Barın'ın yanında kalmasının gerekli olduğunu söylemişti.
İçimden bir ses, Zeyd'in  söyledikleriyle şu an şahit olduklarım arasında bir bağlantı olduğunu söylüyordu ama parçaları biraraya getirecek kadar çok şey bilmiyordum. Bu gizemi sonra çözmek üzere rafa kaldırdım.
Emma'dan  ayrılacağım için üzgün olsam da gidişimiz Zeyd ve Alp'ten de  ayrılmam anlamına geliyordu ve buna çok memnundum.
Zeyd beni yine, hiç hoşlanmadığım o suçlayıcı ve bilmiş bakışlarıyla süzdükten sonra gitti.
Lone woods'a gitmeden önce de Alp'i evine bıraktım.
Beni durumlar hakkında bilgilendireceğini söyledi. Gerçi buradaki işin büyük kısmını ben yapacağıma göre beni hangi konuda bilgilendirecekti acaba? Bana kalırsa, şehrin göbeğindeki evinde yayılmaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Yine de ondan kurtulmak güzeldi.
Bir vampir ve bir dampirle arabada yalnız kaldığıma bu kadar sevineceğim hiç aklıma gelmezdi. Arabayla okula giderken Barın hala gergin görünüyordu. Bunu fark eden Giray onu yatıştırmaya çalıştı. Ön koltuktan dönüp ona baktı.
Mirza'yı yakında göreceğiz.
Biliyorum, dedi barın içini çekerek.
Ve kötü bir şey olmayacak. Güvendesin.
Seni burada bulamazlar.
Onu da biliyorum, dedi Barın.
Ne kadar kötüydü? diye sordum. Saldırı yani. Kimse ayrıntıya girmiyor.
Gözümün ucuyla, Giray'ın Barın'a  baktığını gördüm.
Yeterince kötü, dedi barın  kasvetli bir sesle.
Ama şu an herkes iyi ve önemli olan da bu. İkisi de başka bir şey demeyince bu konunun ayrıntılarını öğrenmeyeceğimi anlamış oldum. Saldırı o kadar önemli değilmiş, çoktan geçip gitmiş gibi davranıyorlardı ama bana kalırsa davranışları aşırıya kaçıyordu. Bilmediğim  büyük ihtimalle Druidlerin de bilmediği  ve onların gizli tutmaya çalıştığı bir şey olmuştu. Tahminimce bu gizemin Mirza'nın burada olmasıyla bir ilgisi vardı. Mirza, Palm Springs’e gelişinin malum nedeninden bahsetmiş, Zeyd'in Mirza'nın bilmediği, daha büyük bir nedenden söz etmişti.
Ben burada hayatımı riske atarken bütün bunlar çok sinir bozucuydu. Ortada sırlarla dolu bir şeyler dönerken işimi nasıl doğru düzgün yapmamı bekleyebilirlerdi ki? Druidlerin  işi de sırlarlaydı zaten. Çalkantılı geçmişime rağmen hala benden sır saklandığı için gücenecek kadar Druid'dim.
Neyse ki bu sırların iç yüzünü kendim araştırabilecek kadar da Druid'dim. Elbette şu an Giray ile Barın'ı sıkıştırmanın beni hiçbir yere götürmeyeceğinin farkındaydım. Dostça yaklaşmalı ve benim yanımda rahat etmeleri için onlara zaman vermeliydim.
İnsanların karanlık yaratıklar olduğuna dair o gizli inancı taşımasalar bile bana hala tam olarak güvenmiyorlardı.
Onları suçlamıyordum.
Sonuçta ben de onlara kesinlikle güvenmiyordum.

ÇARPIŞMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin