ÖZEL BÖLÜM

774 44 79
                                    

Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla la la la

Çaydanlığın altını yakıp hoplaya zıplaya mutfak dolabına doğru yürüdü. Her şey onun için dizayn edilmişti. Bu yüzden tabakları, bardakları çıkarıp masaya taşırken hiç zorlanmadı. Masayı dizmeyi bitirdikten sonra şarkısını neşeyle söyleyerek mutfağa döndü.

Ah kalbim ben senden çok çektim
Söyle nedir bu halin
Valla sen delisin delisin
Olmaz ki böyle çarpılmaz ki
Çıldırmışsın sanki valla sen delisin

Dolaptan gerekli malzemeleri çıkarıp yıkadıktan sonra tezgahın üzerine dönüp doğramaya başlayacaktı ki Zehra hanım girdi mutfağa.

"Kızım sesin dış kapıdan duyuluyor neşen daim olsun. Günaydın."

"Günaydın Zehra teyzem. Bugün sen geç şöyle otur sandalyeye dinlen kahvaltı benden."

"Ama kızım olur mu öyle en azından ben..."

"Korkma aç kalmayacaksınız. İyice öğrendim bu sefer annemden de tasdiklettirdim." dedi Menesse sesi düşmüştü. Bir türlü tarifleri tam tutturamıyordu. Ama onun suçu değildi ki göz kararı kulak memesi diye tarif mi olurdu hiç?

"Gül yüzlü kızım. Vallahi ondan demedim. Yorulma diye dedim düşürme yüzünü. Hem geçen gece yaptığın dolmalar o kadar lezzetli olmuştu ki tadı hâlâ damağımda."

"Yaaa beğendin mi gerçekten? Ama bak Zehra teyzem o dolma değildi Hatay usulü yaprak sarmasıydı. İnce ince sarmıştım fark etmedin mi?"

İnce ince mi sarılmıştı diye düşünmeden edemedi Zehra hanım. Zira sarmaların ikisiyle bir insan rahatlıkla doyabilirdi. Sandalyeye iyice yerleşip yüzünü Menesse'ye çevirdi.  "Kızım fark etmez olur muyum? Alışkanlık işte ben hep dolma yapıyorum ya ondan."

"Üzülme Zehra teyze ben öğretirim sana." dedi Menesse önüne gelen saçını arkaya doğru itti ama doğramaya başladığı zaman tekrar yüzüne geleceğine emindi. Mutfaktan çıkıp partmontadaki çantasından bandanasını alıp geri döndü.

"Bunu saçıma takar mısın Zehra teyze? İlgar uyuyor da uyandırmak..."

Zehra hanım Menesse'nin elindeki bandanayı alıp şefkatli bakışlarını Menesse'nin gözlerine sabitledi. "Menesse'sem yıllar oldu kuzum hâlâ çekiniyorsun benden."

"Seninle ilgili değil Zehra teyze. İnan ablamdan annemden bile bir şey isterken çekiniyorum bir tek İlgar'da olmuyor."

"Nasip değilmiş hiç evlenmedim ben. Ama iki evladım oldu. Bir oğlum bir kızım. Sizler de benim evladımsınız yani çekinme benden." Taktığı bandanayı düzeltip Menesse'nin yanağından öptü Zehra hanım.

"Ağlatacaksın beni Zehra teyze. Neyse şarkıya geri döneyim ben hadi yoksa cidden kahvaltı hazır olmayacak ve aç kalacaksınız." Tezgaha koyduğu malzemeleri doğramaya başlarken bir yandan da şarkısını söylemeye devam etti Menesse.

Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla
Lallallalla larallallallalla la la la

Doğradığı malzemeleri tavaya alıp pişirirken de yumurtayla birleştirirkende şarkısını söylemeye devam ediyordu.

Ah kalbim ben senden çok çektim
Söyle nedir bu halin
Valla sen delisin delisin
Olmaz ki böyle çarpılmaz ki
Çıldırmışsın sanki valla sen delisin

Hazır olan menemeni de masaya götürünce masa tamam olmuştu. Sanat eserine son kez baktıktan sonra mutfağa girip ekmeği doğradı. Ekmekte hazır olunca elini yıkayıp kuruladı. Peçeteyi çöpe atarken mutfağın kapısında durmuş kendisini hayranlıkla izleyen İlgar'a kaydı bakışları.

ODA ARKADAŞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin