Oda Arkadaşım
Bölüm 26
~
Havaalanına giderken başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapatmış İlgar'ın okuduğu şiiri düşünüyordu Menesse.
"İşte gidiyorsun, ellerinle açtığın bütün kapıları kapayarak..." diyordu şiirde haklıydı İlgar, gideceğini bildiği halde umut vermemeliydi. Olmayacağını bile bile olabilecek gibi davranmamalıydı. Aynı yatakta yatmamalı, hislerini bakışlarına yansıtmamalı, ne kadar çok istese de ona dokunmamalı, öpmemeliydi. Sınırını koruyabilseydi belki her şey daha kolay olurdu.Ama kolay değildi işte. Yanındayken dokunmamak, kokusunu içine çekmeden durmak, kalbin onun için atarken bedenine yasaklar koymak hiç kolay değildi. Anlamıyorlardı, mecbur olmasaydı gider miydi? Omuzlarında ayrılığın yükü ile gidiyordu bu şehirden Menesse. Özgürlüğünü kazandığı şehirde kalbinin yarısını bırakıp gidiyordu. Havaalanına girmeden önce bakışlarını gökyüzüne doğru çevirip "Hoşçakal İstanbul, ona iyi bak." diye fısıldadı.
Hatay'a vardıklarında uçaktan inip bindikleri taksiyle eve doğru giderken Kerim bey dayanamayıp konuşmaya başladı. "Cenazeye gitmiyoruz suratlarınızı düzeltin ne yapacaksanız da sözden sonraya bırakın."
Asılan suratlar bir şekilde düzelirdi elbette peki yapılan hataların, yıkılan hayallerin düzelme ihtimali var mıydı?
Eve yetiştiklerinde akşam olmuştu yemeklerini yeyip odalara geçtiler. Kızlar biraz olsa heyecanı dindirmek için Yağmur'un odasına geçti. Yağmur heyecandan yerinde duramıyordu. "Ya ben çok heyecanlıyım böyle kelebek ordusu midemi işgal etmiş sanki sizde de böyle olmuş muydu? Bu normal mi?"
"Bu konuda fikir alabileceğin son kişileriz sanırım ben amcamın evinden gelin çıktım Menesse ise apar topar evlendi. " Yüzünde gülümseme olsa da sesindeki hüzün net bir şekilde belli oluyordu Güneş'in.
"Ben çok özür dilerim." dedi Yağmur bakışlarını kaçırıp kırdığı potun henüz farkına varmıştı.
"Hayır hayır asıl ben özür dilerim. Canını sıkmak yok yarın senin en güzel günün hadi uyu."
"Tamam iyi geceler. Hadi siz de kocalarınızın yanına."
"Ben burda uyuyacağım ablamı çok özledim."
"Kıskandım ya ben de burada yatacağım kayın kenara." dedi Güneş gülümseyerek.
Erkenden kalkıp hazırlıklara başladılar. Evde kahve bittiğini görünce Aslıhan hanım Menesse ve İlgar'ı kahve almaya gönderdi.
İlgar'la yan yana yolda giderken her zaman yürüdüğü yollar bir başka güzel geldi Menesse'ye. O yanındayken güneş bile bir başka aydınlatıyordu dünyayı. Kısa bir zaman sonra sonsuza dek kaybedeceği gerçeği düğüm olup boğazında durunca yutkunup tebessüm etti Menesse. Acılarla baş etmenin en güzel yoluydu tebessüm etmek. Kahve alacakları dükkana geldiklerinde lazım olan kahveyi alıp çıkacakken dükkan sahibi durdurup konuşmaya başladı.
"Menesse kızım sen neye sebep olduğunu bilsen. Ablamın kızı trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı 6 ay önce."
"Duymadım çok çok geçmiş olsun Erdem amca."
"Allah razı olsun. Kız nişanlıydı kazadan sonra ayrılmak istedi nişanlısından ne yapsa ikna edemedi onu oğlan. En son annesi seni anlattı ona bak dedi Menesse de engelli ama evlendi ve de çok mutlu. Ona umut oldun sen kızım. Senin hayat hikayeni duyunca ben de yapabilirim dedi ben de evlenip mutlu bir yuvaya sahip olabilirim. Bu yaz düğünleri var Allah kısmet ederse."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ODA ARKADAŞIM
Romance✨Wattpad RomanceTR okuma listesinde. Biraz kendi hayatımı kattım. Biraz yaşayamadıklarımı biraz da yaşamak istediklerimi... Zor bir hayat yaşayan Menesse ve İlgar'ın hikayesi bu. Tüm zorluklara rağmen ayakta kalanların hikayesi. Serabral Palsi ha...