SON | 1

1K 85 117
                                        

SON 1

~

Aradan geçen bir yılda Menesse'nin attığı en büyük adım "Oda Arkadaşım" ismini verdiği yeri açmak oldu. Kader arkadaşlarına elinden geldiğince destek olmaktı amacı. Kahveler içiliyor, sohbetler ediliyor, acılar paylaşılıyordu. Yardıma ihtiyacı olanlara maddi manevi destek olunuyordu. Tek amacı vardı yaralı dostlarının sesini duyurmak ve daha çok dostuna sarılmak.

O, yaralarını sevgiyle kapatmıştı. Acıları bitmiş gülümsemeyi öğrenmişti. Artık tek dertleri yüksek gelen faturalardı. Tabi Menesse'nin illa yemeği ben yapacağım diyerek mutfağa girdiği ve geceyi aç geçirmek zorunda kaldıkları günlerde kolay değildi.

Gözlerini açtığında son bir kaç gündür olduğu gibi yine midesi bulanıyordu. İlgar'ın uyanmamasını umarak hızlı adımlarla banyoya gitti. Her şey çok güzel giderken endişelensin istemiyordu. Yüzünü yıkayıp banyodan çıktığında kendisine endişeyle bakan İlgar'la karşılaştı. Yine uyanmıştı demek ki.

"Artık itiraz istemiyorum Menesse hazırlan doktora gidiyoruz." ses tonundan bile belli oluyordu itiraz kabul etmediği. Bir kaç gün önce başlamıştı Menesse'nin mide bulantıları üşüttüm geçer demiş gitmemişti hastaneye ama geçecek gibi durmuyordu. 

"Korkuyorum İlgar. Çok korkuyorum bir şey çıkacak ve mutluluğumuz bozulacak diye çok korkuyorum." bakışlarını yere sabitleyip gözyaşlarını gizlemeye çalıştı Menesse.

İlgar Menesse'nin yüzünü ellerinin arasına alıp gözyaşlarını sildi. Sıkıca sarılıp saçlarından öptü. "Korkma birtanem ben yanındayken hiçbir şeyden korkma."

"Peki ben senin yanındayken sen korkmuyor musun?"

"Hayır korkmuyorum. Sadece seni kaybetmekten korkuyorum bu yüzden de her namazda 'Önce beni al Rabbim.' diye dua ediyorum."

"Ama bu çok bencilce bir dua ben sensiz ne yaparım hiç düşünmüyor musun? Ben hep ikimizin canını el ele al Rabbim diyorum. Kimse kimsenin ardında kalmasın diye."

"Tamam bundan sonra bende öyle dua ederim. Sen yeter ki üzülme." dedi İlgar gülümseyerek.

"İlgar randevuyu al gidelim doktora."

••••••

Güneş banyoda avucunun içindeki test çubuğuna bakmaya korkuyordu. Çünkü her defasında hüsranla çöpe gidiyordu hamilelik testi. Çocuk yapmayı planlayalı uzun zaman olmuştu ama hiçbir sağlık sorunları olmamasına rağmen bir türlü hamile kalamıyordu. Elinde ki çubuğa bakmadan aynanın önüne indirip arkasını döndü. Derin bir nefes alarak cesaretini topladı. Elini uzatıp çubuğu alacaktı ki Fırat'ın sesini duymasıyla hızla çıktı banyodan.

"Hoşgeldin hayatım." boynuna kollarını dolayıp yanağına öpücük kondurdu.

"Hoşbulduk Güneş'im bak sana ne getirdim." gülümseyerek elindeki zarfı uzattı Fırat.

"Bu ne ki?"

"Bilmiyorum aç bakalım neymiş?"

Güneş heyecanla açtı zarfı içinden çıkan belgeye gözyaşlarıyla baktı. Hamileliği o kadar kafaya takmıştı ki okul durumuna bakmamıştı bile. Elinde tuttuğu belge yıllarca hayalini kurduğu lise diplomasıydı. Sevinçle sarıldı Fırat'a. Telefonunu alıp bir kaç ay önce memelekete dönen babasını aradı.

"Baba ben mezun oldum."

"Ah baban kurban olsun sana. Çok şükür yavrum çok şükür."

Kısa süren görüşmenin ardından telefonu kapatıp mutluluk dolu gözlerle karşısında ki adama baktı Güneş.

ODA ARKADAŞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin