4. bölüm

24 6 0
                                    

Dersler bitmişti ve yurda doğru Aslı ile yürümeye başladık. Alparslan' la sarıldıktan sonra Berkan kaybolmuştu. O saatten sonra onu göremedim.

"Nil nerelere daldın gene?"dedi Aslı alaylı bir sesle.

Ona doğru dönüp gülümsedim. Aklımın içindekileri okumak istercesine bana bakıyordu. Ama ben şuan anlaşılmak istemiyordum. Bir süre bakıştıktan sonra telefonuna gelen mesaj sesinden sonra telefonuyla ilgilenmeye başladı. Birkaç dakika yürümenin sonunda yurda varmıştık. Yurda girdiğimizde Yasemin Hanım'la konuşan takım elbiseli , ciddi , kalın sesli , bir adam vardı. Davranışları gergin olduğunu apaçık ortadaydı. Tam yanlarından ilerlerken Yasemin Hanım 'ın sesi bizi durdurmuştu.

  "Nil odamda bekliyorum seni." dedi. Sesindeki ciddiyet beni biraz ürkütmüştü. Sanki bir suç işlemişim gibi tedirgin olmuştum. Ona doğru döndüğümde çoktan odasına girmişti. Bana seslenmesiyle yanındaki adam da ortadan kaybolmuştu. Odaya girdiğimde iki dakika önceki sinirli ses tonundan eser yoktu.

   " Seninle sohbet etmek isterdim ama malûm durumun buna engel oluyor. Bunlar seni anlamamı zorlaştırıyor. "

   Benimle neden sohbet etmek istediğini anlamasam da kafamı onu anlamış gibi yapıp salladım ve sonra onu dinlemeye devam ettim.

  " Babanla konuştuk sen okuldayken..." dedi ve sesi ciddileşmeye başlamıştı.

  Yurda geldiğimden berri ailem hakkında hiç konuşmamıştık. Onların varlığını unutmuştum ve artık sinir krizlerim azalmıştı. Bir süre sessizlikten sonra Yasemin Hanım sessizliği bozup devam etti.

   " Bunu sana benim demem ne kadar doğru olur bilemiyorum. Ailen yurt dışına yerleşme kararı almışlar. Asıl konu bu değil aileni sevmediğini ve bu durumu umursamayacağını düşünüyorum. Baban yurdun bir aylık parasını ödedi . Geri kalan hayatına senin devam etmen gerektiğini söylediler. Doktorun stresten uzak durman gerektiğini söylemişler onlar da senden uzak yere gitmeyi ve bir daha seninle görmüşmemeleri senin sağlığın için iyi olacağını düşünmüşler. " dedi.

  Hiçbir zaman yanımda olmayan. Olsa bile varlığını hissettirmeyen ailem şimdi beni iyice bırakıp başka bir ülkeye yerleşiyor. Onlardan uzak kalmak benim için en iyisi ama tek aklımda olan 1 ay sonra yurttan çıkıp nereye gidicek olmamdı. Şuan karşımda üzgün rolü yapan Yasemin Hanım' ın tek derdi 1 ay sonra yurt parasını kimin verecek olmasıydı. Benim düşündüğüm de koca ülkede tek ailem Alparslan ' dan ibadet olmasıydı.

    Hiçbisey demeden odadan hızlı hızlı çıkarken Aslı ile çarpıştım. Olanları duymuş gibiydi onun orda oluşunu aldırış etmeden dışarı doğru yöneldim. Oda da tuttuğum göz yaşını serbest bıraktım . Dışarı çıkmamla yağmur şiddetini arttırmıştı. Yağan yağmur göz yaşımla birlikte süzülüp yerleri ıslatıyordu. Sanki tüm gökyüzü benim tek kalışımı , yıkılışımı ve beni her zaman paramparça eden ailemin bir kez daha kalbimi paramparça edişini görmüş de benim gibi tüm göz yaşlarını toprakla buluşturuyordu. 

                                             ♣️
 
  Yağmurda ıslandıktan sonra içeri girdim. Aslı ben odaya girince hemen yanıma koştu.

  " Nil iyi misin ? Hasta olucaksın üzerindeki  değiştirip saçlarını kurutalım hemen hadi güzelim." dedi tedirgin şekilde.

  O kadar yorgundum ki kendimi Aslı' nın kollarına bıraktım . Aslı nazik şekilde saçlarımı kuruttuktan sonra yanıma oturdu.

" Bişeyler yemek ister misin geldiğinden berri bişey yemedin ? " dedi.

Kafamı hayır anlamında salladım . Aslı'nın bana olan ilgisi beni mutlu ediyodu. 17 senedir annemden görmediğim sıcak şevkati . Günlerdir tanıdığım bir kızda buldum. Anne gibi davranıyor . Aslı' nın bana böyle davranması beni biraz akıllandırmış gibiydi. Yıllardır bana sevgi göstermeyen biri için mi o kadar gözyaşı göstermiştim? Beni yüz üstü bırakıp gidenler için mi? Beni bu sessizliğe mahkum edenler için mi? Ne kadar safsın Nil.

  Telefonuma gelen sesle kendimi sorgulamayı bırakmıştım. Gelen mesaj aile avukatı Ali Bey 'dendi. 'Çok sevdiğim ailem' benim için bir miktar para bırakmıştı. Neydi bu terk ettik bu da sadaka mı? Telefonu yatağımın yanındaki masaya koyup uykuya bıraktım kendimi. Aslı da benimle birlikte uyumak istemişti. Onunla sarılıp uyumak benim için bir destekti. 

    Gece 04.54 ' de her zamanki gibi kabus üzerine uyanmıştım. Birkaç saat sonra okul için uyanıcaktık . Ama benim okula gidecek bir ruh halim yoktu. Bu yaşıma kadar da hevesle gittiğim söylenemezdi. Okul konusu aklımdan geçerken aklıma Berkan geldi. Sanki aklıma o an gelmedi de hep aklımda kendini göstermeye çalışıyor gibiydi. Kalbim hızlanmaya başladı. Bu sefer mutluluktan değildi bu kalp hızlanması yanlış anlaşılmaktandı.Alparslan bana sarılınca o da yanlış anlamıştı besbelli. Biraz balkonda hava aldıktan sonra tekrar yatağıma doğru yöneldim. Aslı yatağımı işgal etmişti oraya tekrar yatmam mümkün değildi. Bende onun yatağına yattım ve tekrar uyumak çaba gösterdim. 

                                            ♣️

 
  Üstüme ağırlık düşünce korkup gözümü açtığımda karşımda Aslı vardı. Yüzünde dünden hiçbir iz kalmamıştı. Mutluydu... Konuşma imkanım olsa ona sormak istediğim şey "Nasıl o kadar acısı varken mutlu olmayı başarıyosun?" olurdu.İç düşünmemin sonunda sonunda Aslı gülmeyi bırakıp beni yataktan kaldırmaya çalıştı. Hiç kalkmak istemiyodum.

  Biraz daha uğraştıktan sonra sonunda beni yenmiş ve yataktan kaldırmıştı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odaya geldiğimde Aslı hazır ve çantasını hazırlıyodu . Yatağa ilerlerken yatağın yanındaki deftere kaydı gözüm. Berkan'ın hediyesi olan defter. Gözüm ona daldı bir süre ona baktım. O benim ilk hediyemdi. Galiba sonuncu olma yolunda ilerliyodu. Düşüncelerimden sıyrılıp hazırlanmaya koyuldum. Hazır olduktan sonra elime hediye defterimi alıp Aslı ile beraber odadan çıktık ve okula yola çıktık.

 
    Okula yaklaştığımızda arkadan biri elini omzuna atınca korktum. Ona doğru döndüğümde Alparslan olduğunu fark ettim. Onu takmadan tekrar önüme baktım.

  "Beni gördüğüne sevinmedin mi kuzen? " dedi şakaya vurarak. "Yoksa benim yerime başkasını mı bekliyodun? " dedi.

  Hayır yani ne alaka  ben kimi bekleyebilirim???

Aslı Alparslan 'ın dediği hoşuna gitti sanırım gülmekten kendini alamadı. Ona baktığımda gülmeye devam edince sinirle dirseğimle ittirdim. Bu hareketin onu korkuttu sanırım benden biraz uzaklaştı. Ama sinir krizi olmadığını anlayınca gülmeye devam ederek Alparslan'a döndü.

  " Basketçi arkadaşı bekledi sanırım o gözleri hep onu arıyor." Alparslan bunu duyunca Aslı'yı onaylayarak gülmeye devam etti. Bunların boş boş konuşması devam ederken okula gelmiştik onlardan sıyrılarak okula doğru hızlı hızlı yürümeye başladım.

   Okuldan içeri girmeye 1 adım kalmışken biri kolumu tuttu. Alparslan sanıp kolumu kurtarmaya çalıştım fakat kolumu iyice sıktı o kişi dönüp baktığımda karşımda Berkan...

"Yürü Nil. "dedi sert bir sesle.

Uzun süre yazmadım okuyan da pek yok inşallah tekrar okuma hızı artar birileri okur❤️
 

AvelâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin