...KARDEŞİM İÇİN...

15

sarayda bir hafta daha geçmiş minho jonghyun koreye geri dönmüşler döndüklerinden beri jinki en az beş defa basın toplantısı düzenlemiş ama hala hiç bir şey düzelmemişti.

"ben yeterli gelmiyorum minho seni görmek istiyorlar."

"şu an da çıkarsam karşılarına geri dönüşü olmayacak şeyler söylemek zorunda kalabilirim biliyorsun değil mi?"

"biliyorum. düşünmeye çalışıyorum."

"ülke tam kaos için de nasıl düzelteceğiz hiç bilmiyorum. evlenmemi asla kabul etmiyorlar." dedi minho başını iki elinin arasına alarak.

"önce bakanları ikna etmemiz gerek."

"bunu kırk defa denedik olmuyor ikna olacak gibi değiller."

"güzellikle ikna etmeyeceğiz. kim hangi dilden anlıyorsa o dili konuşacağız."

"jinki..."

"bana jinkileme başka çaremiz kalmadı. paraysa para tehditse tehdit. çoğunluğu sağlasak bir kanun çıkarsak yeter."

"böyle bir şeyi istemiyorum. kral olarak onursuz hiç bir şey yapmayacağım ama bakanları ikna etmenin belki bambaşka bir yolunu bulabilirim."

"neymiş?" dedi jinki. jonghyun da merakla dinledi.

"bırakacağımı söyleyeceğim."

"kibumu bırakacağını söylemek ne işimize yarayacak şu saatten sonra."

"kibumu değil kraliyeti bırakacağım."

"saçmalama yapamazsın minho bunu."

"aslında yapabilirim sevgilisi için kraliyeti bırakan örnekler gördük."

"aynı şey değil. senin yerine geçecek kimse yok." minho kaşını kaldırdı.

"biliyorum."jinki gerildi.

"planını anlıyorum.. ama bu çok riskli. prens namjoon u başa getirmek isteyebilirler."

"ve o asla bunu kabul etmez. jeju da ailesiyle domates yetiştirmek için neler yaptığını biliyorsun. amcam tahta geçmek istediğinde onu namjoon sayesinde durdurduk biliyorsun."

"ama değişti bazı şeyler çocuğu oldu artık belki..."

"sence çocuğu için endişe eder mi ben bir erkekle evlenirken. varisim olmayacağı belli. tek varis onun kızı kalacak."

"düşününce mantıklı ama yine de..."

"başka çaremiz yok jinki. ayrıca o parayla kanar dediğin tüm bakanları da en kısa zamanda sarayımdan yollacağım. asla babam gibi olmayacağımı biliyorsun."