19

20 3 0
                                    

Akşam yemeği yenmiş minho odasına çekilecekken ayağa kalktığında kibumu da bekledi. Kibum başta onun ne için beklediğini anlamasa da sonrasında hızla ayağa kalktı. Minho herkese iyi geceler dileyip yorgun olduğunu söyleyerek izin istedi.

Kibum minho nun odasına her adım attığında daha da geriliyordu.

"Gerilme Tanrı aşkına sadece uyuyacağız görende sapığın teki olduğumu sanır Kibum."

Kibum istemsiz rahatlamıştı.

"Minho öyle değil.."

"Tamam hazır değilsin anlıyorum."

"Sen nasıl bu kadar hazırsın onu anlayamıyorum ben de."

"Attığın fotoğraflar kayıtlı nasıl hazırlandığımı onlara bakarak anlatayım istersen."

"Hatırlatıp durmasan keşke."

"Tamam tamam hadi gel yatalım artık gerçekten yoruldum ben."

"Tamam..." dedi kibum. "Beraber mi uyuyacağız?"

Minho şokla ona döndü.

"Buna da hazır değilim demeyeceksin değil mi? Çocukluğumuzdan beri beraber yatıyoruz çünkü."

Kibum gözlerini devirip yatağa girdi.

"Üstündekileri çıkar söz bir şey yapmayacağım."

Kibum derin nefes alıp yataktan çıktı e tek tek soyunmaya başladı. Minho kendi hareketlerini durdurup onu izledi.

"Minho..."

"E-efendim hayatım?"

"Beni utandırmayı kes lütfen"

Minho başını salladı ve kendi de üstünü çıkarıp yatağa girdi.

İkisi de bir müddet kıpırdamadan uzandılar. Minho bu gerginliğe daha fazla dayanamayıp kibuma döndü ve konuşmaya başladı.

"Sana sarılabilir miyim?"

Kibum gülümsedi ve hemen minhoya sarıldı. Minho da rahatlamış kibuma daha sıkı sarılırken konuşmaya devam etti.

"Yorgunluğumu alıyorsun çok enteresan değil mi?"

"Sen de benim." Dedi Kibum onun göğsünü öperken.

Minho onun saçlarını öpüp gözlerini kapattı. Bir süre öyle durduktan sonra kibumun hareket etmesiyle gözlerini açtı. Kibum minhonun üzerine oturmuş onu öpmeye başlamıştı. Minho şaşkınlıkla sordu.

"Hani hazır değildin?"

"Şimdi hazırım." Dedi kibum sırıtarak. Minho şaşırsa da bir şey diyemedi. O da kibum u öpmeye başladı. kibum kendini ona sürttüğünde ise minho kendini tutamayıp inledi. yatakta oturur pozisyona gelip üzerini çıkardı. kibuma karşı koyması imkansızdı artık. kendine hakim olamayıp konuştu.

"ben sana aşığım gerçekten..." minho kendine bile itiraf edemediği şeyi bir an da söyleyivermişti.

"biliyorum." dedi kibum fazlasıyla erotik olan bir ses tonuyla.

Minho kibum un da üstünü çıkardığı an da kibum un teninin güzelliğiyle şaşkınlığa uğradı.

"Çok güzelsin kibum..."

Kibum cevap vermedi. Hatta kıpırdamıyordu da. Minho bir gariplik olduğunu anladı ve o an uyandı. Her şey rüyaydı!

Minho yine bu tarzda rüya gördüğüne inanamıyordu. Ergenler gibi! Yanında masumca uyuyan kibum u uyandırmamak için kendini zor tuttu ve söverek banyoya gitti.

Aklında deli gibi sorular vardı. Öncelikle kibum a karşı olan duyguları. Soğuk suyu vücudundan akıtırken bunları düşünüyordu.

Evleneceği adama gerçekten aşık olmuş olabilir miydi?

"Hala soruyor musun adam yüzünden düştüğün hale bak!" Dedi minho kendi kendine. Duygularını kabul etmesinin vakti gelmişti artık. Hem reddetmesinin bir manası yoktu adamla zaten evlenecekti. Minho bununla gülümsedi. Kim bilebilirdi ki ilk defa aşık olduğu adam eşi olacaktı. Banyo da işini bitirince beline bağladığı havluyla banyodan çıkıp saate baktı. Çoktan sabah olmuştu bile. Minho uyuduğunu bile anlayamamıştı.

Biraz daha yatağa uzanma isteğine karşı koyamadı. O sırada kibum uyurken yüzünü minhoya dönmüştü. Minho bu yatakta yaşlananileceğini o an anladı. Kibum u izlemeye devam etti. Kendisine inanamıyordu ama kibum a gerçekten aşık olmuştu. Kibum da yavaş yavaş uyanıyordu. Minhonun ona baktığını fark edince gülümsedi.

"Sen beni izlerken uyanmak... hayallerimden bile daha güzel minho." Dedi kibum ve o an minhonun neredeyse çıplak olduğunu fark etti. Suratı kıpkırmızı olmuştu.

"Minho sen çıplaksın."

Minho kahkaha atmaya başladı.

"Utangaç sevmezdim ben ya ne ara böyle şeyler hoşuma gitmeye başladı anlamadım."

"Gülme lütfen."

Minho hala gülüyordu.

"Ben de yarı çıplak dursam sen de utanırsın."

Minho kahkahalarını kesip kibuma baktı.

"Hadi soyun deneyelim."

Kibum daha da kızardı.

"Ben banyoya giriyorum rica ederim sende-"

"Ben de mi seninle geleyim?"

"Hayır sen de o sıra üzerini giyin diyecektim."

Minho gözlerini devirdi.

"Evlilik aşkı öldürüyor gerçekten."

Kibum dudaklarını onun dudaklarına yapıştırdı.

"Saçmalama da kalk hadi. Bir sürü işimiz var."

Minho sırıtarak ayağa kalktı.

**

O sıra da sarayda ki herkes yavaş yavaş uyanıyordu.
Bir süre sonra herkes kahvaltı masasına oturmuştu bile. Yemeğin ortalarında kraliçe kendini daha fazla tutamayıp konuştu.

"İki ayrı düğün yapmak yerine düğünü deniz de yapmaya ne dersiniz? İki tarafında aynı anda gelebileceği bir düğün..."

Herkes teklife şaşırmış düşünmeye başlamıştı.

"Çok tehlikeye açık olur hayatım." Dedi Japonya kralı.

"Ama çok güzel olurdu denizde evlenmek gerçekten..." Dedi kibum bir anlığına.

"Güvenliği sağlarsak gerçekten benim de hoşuma gitti hala bu fikir." Dedi minho. "Hem iki ülkenin dostluğunu artırırız hem de .."

"Hem de?" Dedi Taemin merakla.

"Hem de kibumun hoşuna gitti meraklı kardeşim."

Taemin sırıttı.

"Aşık adam bir başka güzel oluyor. Sen güvenliği kesin halledersin abi bu gazla."

"hallederim ama önce bir işim var."

"Ne?" Dedi kibum merakla.

"Taemin i dövmek hayatım. Çoktandır ihmal ettim böyle oldu."

Taemin dil çıkardı. Minho ona çatalındaki zeytini fırlattı. kahvaltı sonrasında eğlenceli bir şekilde devam etmiş düğün hakkında diğer ayrıntılara da konuşmuşlardı. herkes çok heyecanlıydı. bir kaç gün içinde gerçekleşecek olan düğün herkesin içini kıpır kıpır ediyordu.

**

...KARDEŞİM İÇİN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin