Medya: Notre Dame de Paris-Tu Vas Me Detruire
Cehennemden geliyorsan, seninle oraya gelirim.(...) Senin olduğun cehennem benim cennetimdir, görünüşün Tanrı'dan daha cezbedici!"
Victor Hugo- Notre Dame'ın Kamburu
Bu hikayeyi yazmaya başlamaya karar verdiğimde bana ilham veren şarkı ve kitaptır. Görünüş, hiçbir şeydir. Herkesin kendi içinde verdiği bir savaş vardır. İnsanlar sevilmeye aç yaratıklardır ve bizi asıl mahveden her zaman en sevdiklerimiz olmuştur.
~~
Bu yollardan defalarca geçmişti Bright. Her biri daha da acı ve karanlık olmuştu. Her yolun sonunda kendini bir kere daha kaybolmuş olarak bulmuştu. Aşk denen acı şerbeti kana kana içmeye hazırdı, zehir olsa dahi içmeye razıydı. Ama hiç tadamamıştı aşkın tadını... Ta ki onu bulana kadar. Win... Rüyalarını süsleyen adam... Yıllarca her gece yüzünü ezberlediği, çaresizce beklediği o adamı bulana kadar... İnsanların uğrunda ölüp bittiği aşkın ne demek olduğunu Win ile karşılaşınca anlamıştı Bright... Nihayet aşkını bulmuştu.
"İyi akşamlar." demişti sevdiği adam kendi evine doğru yürürken. Arkasından bakakalmıştı Bright. Bir karar almışlardı. Daha doğrusu Win önermiş, Bright ise istemeye istemeye kabul etmişti. Çok sık birlikte olmamaya, birbirlerinin hayatlarına çok fazla dahil olmamaya söz verdiler. Arada kendilerine nefes alabilecekleri zaman bırakmak istemişlerdi. Daha doğrusu Win böyle tabir etmişti bu durumu. Bunu ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için yapıyorlardı sözde. Ama Bright her akşam Win'in gidişini izlerken kalbinin sızladığını en derinden hissedebiliyordu.
"Bu gece benimle kalmayacak mısın?" dedi evine girmeye yeltenen adama. Sesinin titrediğini fark etmemesini umdu.
Yavaşça döndü Win, sevdiği adamın gözlerinin içine bakarken onu öldürdüğünü bilemediği gülümsemesini sundu kumral adama. "Bugün çalışman gerekmiyor mu senin? Aklını karıştırmak istemem, işine odaklanmalısın. Hem benim de yapacak işlerim var. Yarın akşam bir şeyler yaparız."
"Tamam." diyebildi sessizce. Onu zorlamak, kendinden soğutmak istemiyordu kumral adam. Şu an onun aşkına sahip olması bile bir mucizeyken, bu mucizenin bozulmasını istemiyordu. Win'i de kaybetmek istemiyordu. Tekrar ayağa kalkamayacağını adı kadar iyi biliyordu çünkü. Hissettiği bin bir duygunun sessiz çığlıklarıyla boğuşuyordu şimdi bile, kim bilir o gün geldiğinde ne halde olurdu Bright. Düşüncesi bile korkunçtu...
Kötü düşünceleri kafasından atmak istediği için başını salladı sağa sola doğru. İçinde arzuladığı son isteğe daha fazla dayanamayarak tekrar seslendi kendisine aşkla bakan adama "Yeşil." dedi yüksek sesle. Onu korkunç bir istekle öpmek istiyordu şu an...
Daha bir kaç ay önce ona dokunmayı bile hayal edemezken, bunun imkansız bir şey olduğunu düşünürken şimdi ondan, onun teninden, temasından kopamıyordu... Sürekli ona açmış gibi hissediyordu kendini.
Win, daha da öldürücü bir gülümsemeyle bakarak attı adımlarını Bright'a doğru. Kokusu yaklaştıkça kalbi daha da hızlandı Bright'ın. Ölüm gibi bir sessizlik ve sonsuzluğun ardından daha da yakınlaştı birbirlerine aç iki dudak. Kurumuş dudaklarına bastırdı Win kendi ıslak, yumuşak dudaklarını. İçini tarifi imkansız bir huzur kapladı onun dudaklarının temasıyla. Daha önce hiç tatmadığı bir mutlulukla kaplandı Bright'ın içi. Bu adamın dudakları onun hem ilacı hem de zehriydi. Hem onu iyileştiriyor hem de yavaş yavaş öldürüyordu.
İyice araladı dudaklarını, onun tadına daha iyi varabilmek adına. Dudaklarının arasına alıp emmeye başladı başını döndüren pembe dudağını. Onun için ölebilirmiş gibi hissetti Bright. Tam şu an onun iki dudağının arasında huzura kavuşmuşken ölebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ƠƁՏҼՏՏҼƊ 🌗 ||ƁⱲ||✔️
FanfictionSen bilmiyorsun ama biz her gece seviştik Win... Başlangıç 01.10.2021~ Bitiş 12.11.2023 Kɑpɑƙ tasarımı @petɾicɧσɾcɑltɧɑ