Medya: Karsu-Vuslat
"İçimizdeki o korku, ilk dokunuşla yok oldu."
~
Beyaza boyanmış duvarlara odaklamıştı gözlerini. Bekleme salonundaki duvara asılmış bir iki tabloya bakıyordu pür dikkat. Hepsi Monet'in birer kopyasıydı. Manzara resimlerinde ışık ve rengin uyumunu en güzel şekilde kullanan ressam, kırlarda dolaşan mutlu insanları resmetmişti bu tablolarda.
Resimlerdeki insan manzaralarına takılı kaldı Bright, ne kadar da mutlu ve rahat görünüyorlardı. İstedikleri gibi gezip, istediklerini yaparak yaşıyorlardı hayatlarını. Ama şimdi hepsi birer hayalet olmuştu. Tıpkı yaşarken bir hayalete dönüşen bu adam gibi.
"Seansınız başlamak üzere Bay Vachirawit. İçeri girebilirsiniz. Doktor bey sizi bekliyor."
Kolundaki saate baktı. Daha vakti gelmemişti. Belli ki doktoru, onu deniyordu yine. Bunu bilmesine rağmen, onun istediğini yapamazdı.
"Hala 5 dakikam var seansın başlamasına. Burada bekleyeceğim."
Sayılar... Zaman... Bright'ın çoğu takıntısından yalnızca ikisiydi. Her zaman bir işe tam zamanında başlayıp tam zamanında da bitirmesi gerekiyordu. Sayılar onun için çok önemliydi. Tekli sayıları asla sevmezdi. Bir felakete yol açacağını düşünürdü. O odaya tam olarak 15.00'da girmesi gerekiyordu.
Gözlerini tekrar duvardaki tablolara çevirdi. "Bir gün onlar gibi olabilir miyim acaba?"
~
"İlaçlarını düzenli olarak kullanıyorsun değil mi Bright?"
"Kullanıyorum ama hala bir işe yaramıyorlar."
Karşısındaki adamın sorgulayıcı bakışlarından hoşlanmamıştı Bright. Yoksa ona yalan söylediğini mi düşünüyordu? Ben yalancı değilim, diye haykırmak istiyordu. İnsanların ondan şüphe etmesini sevmiyordu. Bu duruma doktoru paranoya demişti ama Bright paranoyak olduğunu düşünmüyordu. Sadece insanların onun söylediği sözlere inanmadığını düşünüyordu. İnsanlar neden ona inanmıyordu ki? Bright, hiçbir zaman yalan söylememişti kimseye ve asla da söylemezdi. Yalandan nefret ederdi.
"Hala o rüyayı mı görüyorsun?"
"Giderek sıklaşmaya başladı gördüğüm gün sayıları. Dün gece de gördüm ve bir hafta da bu 5. kez oluyor. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun değil mi? İlaçlar o rüyalara engel olmuyor. Ayrıca uyandıktan sonra da tekrardan uyuyamıyorum. Kendimi çok yorgun hissediyorum."
"Seni anlıyorum, şimdilik ilaçlarının dozajını değiştirelim."
Oturduğu yerde zaten yeterince rahatsız hisseden kumral adam, kaşlarını çatarak derdini daha net anlatmak istiyordu.
"Ben, artık ilaç kullanmak istemiyorum. Kafamı daha da bulandırıyorlar."
"Tedavin için ilaçlarını düzenli olarak kullanman gerekiyor Bright. İyileşmek istiyorsun değil mi?"
"İlaçlar olmadan devam etmek istiyorum. Başka bir şekilde iyileşmek istiyorum. Böyle kendimi daha da hasta hissediyorum."
Karşısındaki adamın sessizce dışarıya saldığı nefesini duydu Bright. Belli ki o da artık kendinden sıkılmıştı. Bu geldiği kaçıncı psikologtu bilmiyordu. Zaten Tay ısrar etmese kliniğe bile gelmezdi. En yakını olan arkadaşının, onun normal birine dönüşebileceği umudunu kırmak istemediği için bugün burada, bu rahatsız edici seansı yapıyordu. Kendinin umudu var mıydı acaba iyileşeceğine dair?
Normal olmak nasıl bir şey acaba? diye düşünmeden edemiyordu sürekli. O gündelik hayatının rutinine alışmıştı ama insanlar onun davranışlarına bir türlü alışamamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ƠƁՏҼՏՏҼƊ 🌗 ||ƁⱲ||✔️
FanficSen bilmiyorsun ama biz her gece seviştik Win... Başlangıç 01.10.2021~ Bitiş 12.11.2023 Kɑpɑƙ tasarımı @petɾicɧσɾcɑltɧɑ