Aşk Köpekliktir

460 36 133
                                    

42.Bölüm

Medya: Hande Yener-Bi Gideni Mi Var

Keşke ya görebilseydin, herkes daha mutluyken...

Aşkın doğduğu yerde, yeni buluşulmuşken...

~

Yazar itirafı: Daha önce son kez kötü bir bölüm yazacağımı söylemiştim aslında ciddiydim bu konuda ama Gizem yüzünden bir önceki bölüm Bw'yi öpüştürünce tüm kurgunun gidişatı değişti😔

Ulan Gizem... Ulan Gizem... Ben ne güzel bunları yavaş yavaş barıştırıp minnoş minnoş yazacaktım bu bölümleri🚬🚬🚬

💔

"Hayat bir uykudur aşk onun rüyasıdır."

Yavaşça araladı gözlerini. Daha sabahın ilk ışıkları ortalığı aydınlatmaya başlamamıştı bile. Karanlık odada aynı yatakta boylu boyunca yatıyordu iki adam da.

Yanındaki adamın kapalı gözlerine baktı kumral adam. Hala uyuduğuna emin olunca kolunu, sardığı boynun altından çekip aldı yavaşça. Onu uyandırmak istemiyordu. Bu bir felakete sebep olabilirdi sabah sabah.

Hafif aralık dudaklarına kaydı gözleri. O kadar güzel duruyordu ki... İçindeki büyük bir arzuyla tekrar kapanmak istedi bu dudaklara.

Dün gece bütün hakimiyetini kaybedip kollarındaki adamı kendine daha da yaslayarak öpmüştü soğuk suyun altında. Ateşler içinde yanan bedenleri birbirlerini tutuşturmuştu adeta.

O an çok güzel hissetmesine rağmen şimdi içinde büyük bir pişmanlık vardı Bright'ın. Kendi güçsüzlüğüne kızıyordu içten içe. Ona bu kadar kolay yenilmesine...

Suçluluk duygusuyla ondan biraz daha uzaklaştı. Ama tamamen gidemedi yanından. Gidemiyordu bir türlü.

Elini usulca uzatıp ateşini ölçtü siyah saçları aralayarak. İyi görünüyordu. Ateşi bayağı düşmüştü. Soğuk duşun faydası olmuştu demek ki.

İçi artık rahat bir şekilde gidebilirdi buradan. Sessizce kalktı yataktan. Son bir kere daha öptü menekşe kokulu saçlardan.

Bir not bıraktı başucuna... 'Beni affet...' diye.

Ve arkasına bakmadan çıkıp gitti evden.

*****

Sabah uyandığı zaman kendini uzun zamandır kavuşmayı beklediği mutluluğuna açacağını zanneden Win, yatağın boş kısmıyla büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.

Tam iyileşemeyen bedeninin yanına bir de yaralı bir ruh eklenerek aramıştı kumral adamı, evinin her odasında. Ama bulamamıştı. Gitmişti Bright...

Onu bırakıp gitmişti..

Parmaklarını dudağının üstüne götürdü. Hepsinin bir rüya olmadığını biliyordu. Bright onu dün gece öpmüştü büyük bir tutkuyla. Korkularından sıyrılıp öpmüştü. Gece kollarıyla sarıp sarmalanmış bir şekilde uyuturken, sabah neden onu bırakıp gitmişti? Bunu aklı mantığı bir türlü almıyordu.

Başucuna bir not bırakmıştı sadece. Dün gecenin gerçekten yaşandığına şahitlik etsin diye.

Affet, diyordu Bright. Peki neyi affedecekti tam olarak Win? Kalbinin bu kadar acıyla çarpmasına sebep olmasını mı, yoksa ruhunda açtığı derin yarayı mı?

İntikamını almıştı Bright. Win'in tek düşündüğü şey buydu. Sonunda intikamını alıp, o da Win'i terk etmişti.

Bright da Win'in en büyük hayal kırıklığı olmuştu...

ƠƁՏҼՏՏҼƊ 🌗 ||ƁⱲ||✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin