ƠƁՏҼՏՏҼƊ 🌗 ||ƁⱲ||✔️

My Beloved

Medya: İndila-Love Story

Elimi tut
Her şeyin yoluna gireceğine, söz ver
Beni sıkıca tut
Sana yakın olunca, rüya görüyorum
Evet, evet ben kalmak istiyorum
Ama ben daha sevmeyi bilmiyorum.

~

"Bu senin için." dedi kumral adam, inci gözlü sevgilisine elindeki kağıt parçasını uzatırken. Dışarıda deli gibi yağmur yağarken, arabanın içinde oturuyorlardı. Win, Bright'ı işyerinin önüne getirmiş, onu bırakacağı sırada Bright'ın ona doğru uzattığı kağıda dikti gözlerini merakla. Uzanıp aldı ellerinden "Nedir bu?"dedi neşeyle. İçinde yazılanları çok merak ediyordu. Gülümsemesi kulaklarına kadar varmışken küçük notu açmaya çalıştığında panikle durdurmuştu onu Bright.

"Dur! Şimdi değil. Ben gittikten sonra oku lütfen."

Elinin üstüne konan eli, avuç içiyle sararak "Peki, sevgilim." dedi aşkla. Ona 'sevgilim' diye hitap etmeye bayılıyordu Win. Bright'ın da çok hoşuna gitmiş olacak ki, kendisine öldürücü bir gülümsemeyle karşılık verdi. Win'in kalbi bu adamın gülümsemesine kesinlikle dayanamıyordu. Heyecanla atarken, kumral adamın ona doğru yaklaşmasıyla beklenilen öpücüğünü nihayet alacağını anlamasıyla daha da hızlı atmaya başladı kalbi.

Usulca sokuldu Bright, Win'e doğru. Nefesini tuttu Win, kalbi göğüs kafesinden fırlamak üzereyken. "Seni seviyorum Win." dediğinde çoktan ruhunu teslim etmişti bile oracıkta. "Ben de seni seviyorum Bright." diyebildi ciğerlerindeki son nefes kırıntılarıyla.

Kumral adamın gözlerindeki aşk ateşinde kavrulmanın verdiği mutlulukla son nefesini vermeyi diledi içinden Win. Bright, ona hep böyle baksın... Ölümü bu yüzden olsun istedi o an....

Ama beklemediği bir şey yaptı Bright, bu ölmek üzere olan adamın son arzusunu yerine getirmek yerine başka bir tarafa çevirdi dudaklarının rotasını. Win, dudaklarını hazır ola geçirmişken, Bright onun saçlarına doğru götürdü dudaklarını. Koklaya koklaya öptü bir kaç defa.

Win için bu da bir şeydi, sonuçta Bright'ın tek insiyatifi kendisiydi... Bu da onu dünyadaki herkesten daha değerli yapıyordu. Bu sabahta dudaklarına kavuşamamıştı demek ki... Neyse bir dahaki sefere artık, diye düşünerek kendini avutmaya koyuldu. Bright'ın üzülebileceğini düşünerek, gözlerindeki hayal kırıklığını göstermemek adına gülümsemesini yaydı yüzüne.

Bright, Win'in saçlarından çektiği yüzünü tekrar, artık sevgilim dediği adama çevirdi. Son bir kere daha doya doya baktıktan sonra "Bütüm günüm yine seni özlemekle geçecek." diye iç çekti.

"Benim de."

Vedalaşıp arabadan inişini seyretti Win, sevgilisinin. Yağmura karşı pardösüsünün yakalarını kaldırıp siper etmişti kendine. Yağan yağmurun şiddeti yüzünden koşar adım giden kumral adamın, giderek göz önünden kayboluşunu seyretti hüzünle. Çok seviyordu onu... Yanından bir an olsun ayrılmak istemeyecek kadar çok.

Derin bir iç çekti, içindeki sıkıntıyı üzerinden atmak için. Burnuna doldu tıraş losyonunun kokusu. Bright, gitse bile kokusu gitmemişti henüz yanından. Gözlerini kapatıp, doya doya çekti içine çam kokusunu...

Aşk sarhoşu olmuştu adeta. Kendinden o kadar geçmişti ki, ne kadar süre öylece beklediğinin bile farkında değildi. Elindeki küçük not kağıdını bile unutmuştu sarhoşluğu yüzünden. Kağıdı çok değerli, eşsiz, narin bir şahesermiş gibi özenle açtı.

🕊️

"Parmak uçlarım, teninle buluştuğu anda bir kuş uçtu kalbimin derinliklerinden.

Karanlık mahzeninden kurtulmanın verdiği sevinçle çırpıyordu kanatlarını mavi göğe doğru.