-Yani bir dünya yani bir beden bunların hiçbiri açıklanabilirmiydi?
-Hermanın giden tüm hatıraları acaba ne zaman gelecek
-Yani dünyayı keşfetmeye başlarken Herman bir karar arasında kalıyor ona yardım eden Paolo nun sebebini merak etmeye başlasada herşeyden ötürü zaten kafası karışık
-Nekropolisin havasını alan Herman şimdi ne yapacak?
Nekropolis Ölülerin diyarı yaklaşık 100 yıl önce AutumnFord üzerine kurulmuş Lich king tarafından yönetilen çoğunluğu ölülerden oluşan bir diyar 100 yıl önce Louvel büyük ordusunu AutumnFord düşünce etraftaki tüm krallıklara göndererek herkesi katletmeye başladı sadece yok ediş vardı gittiği her yerde öldürdükleri ölüler almıştı ölüler diyarını kurmak için 5-6 yıl boyunca herkesi kesmiş sonunda tüm ordusunu Lich Kinge sunmuştu şimdi o ordunun ismi Death March olmuştu uzun yıllar boyunca her yere gidip Ölüm tanrısı Velese kurban veriyorlardı. Aydınlanmanın beşiği katedralinden gelenler ise sürekli bu durumu durdurmaya ve Lich Kralını öldürmeye çalışıyorlardı ne kadar da ironik gelmişti. Bu durum ne kadar ironik ise bir o kadar da garip yönleri vardı burada ölüler normal vatandaş olarak görünüyor her dirildiklerinde bir numara veriliyor ve görev veriliyordu böylece numaralar ve bu görevler sayesinde bazı ölüler zihinlerine geri kavuşabiliyor hatta kendi ruhları hakkında bilgi alabiliyorlardı. Buradaki ölülerin ruhları Veles tarafından ruhlar dünyasından toplanır ve Lich kralın büyü havuzundan küçük bir büyü gücü toplardı yani buradaki herkes Lich Kral olmadan yürüyemez bile. Ama benim durumum farklıydı burda dirildiğinde genelde zihinsiz ve fikirsiz doğar etrafta boş boş dolanırdın. Eğer numaran verilmezse Lich kralının büyü havuzundan 1 gün içinde çıkar parçalanırsın. Oysaki ben daha parçalanmamıştım o yüzden Paolo garip bir adam olduğumu söylemişti. Aynaya baktığımda gördüğüm kemik yığını bendim önceki yaşamda insan olduğumu biliyordum burada doğmamın sebebi kemiklerimin bu topraklarda bulunmuş olmasıydı burada ölmüştüm ancak ne zaman hatırlamıyorum ve kim tarafından ancak bu sorunun Paolonun demesiyle artık hiç bir önemi kalmamıştı. Ne zaman öldüğüm veya kimin öldürdüğü beni artık önemsiz detaylara dönüşmüştü.
Paolo ise bana günlerdir baş ağrılarında yardım edip en azından ismimi hatırlamama yardım etmişti. Bir bakıma onun yanında çalışıyor gibiydim paolo bir Gölgeydi tam anlamıyla ve gölge adamlardan oluşan bir ticaret merkeziydi kaldığım yer ilk gün anlam veremediğim tüm dosyalar Paolo ya gelen isteklerden oluşuyordu Gölge insanlar neredeyse görünmedikleri için ülkenin en iyi hırsızları ve katillerinin olduğu bir organizasyon haline gelmişlerdi genelde bu ağıl Lich Kralı ve şehirdekilerin dışarı çıkamadığından bir şey getirmesini istediklerinde isteklerini ilettikleri bir yerdi hemen kale dışında olmalarının sebebi ise içerdeki ölüler ile iyi anlaşamıyorlardı. Gün içerisinde bir çok kişi talepte bulunuyor benim işimse taleplerini yazıp dosyalamak oluyordu akşam olduğunda Paolo geliyo isteklere bakıyor çoğunu reddedip dosyayı masasının bir kenarına koyuyordu tahminimce bugün gelen adamlar 3 4 ay sonra belki isteklerine yeniden bakılacaktı. Paolo geldiğinde ne yapmak istediğimi bulmak istiyordum bir amacım olmalı gibi hissediyordum bu halde neden olduğumu bile bilmiyordum gün geçtikçe anılarım bulanıyordu hatırlamak daha fazla güç gerektiriyordu. Bunun altından kalkamayıp kemiklerini parçalatan iskeletlerle tanıştığını söyledi Paolo. Neyse Paolo bir saate gelmeli konuşmak istiyorum sadece. Paolo 1 değil 3 saat içerisinde geldi Herman hala temizlik yapıyordu "Herman" gel diye bağırdı arkama döndüğümde tabiki birini görmedim ama gözlerim biraz daha Paolo'ya alışmıştı onu artık biraz daha görebiliyordum yanına gittim birisiyle konuşuyordu fakat konuştuğu bir başka gölge olduğu için göremiyordum. Paolo konuşmasını bitirdikten sonra gölge gitti ve güneş ışığında tamamen kayboldu. Paolo elini omzuma atarak içeri doğru yürümeye başladık "Ee nasıl buldun buraları? Ne yapmak istediğine karar verdin mi? " dedi Paolo "Hatırlamak istiyorum yeniden" dedim sonunda kararımı vermiştim bazen aklıma gelen bir çok şeyin artık başımı ağrıtması çok büyük bir engeldi benim için. Paolo biraz düşündü ve artık kale içerisine girmemi söyledi zaten binlerce iskeletin ve kanun kaçağının yaşadığı bir şehirde sanırım kolunda bir kaç tane sayı olan bir iskeleti aramazlardı artık diye konuştu ve ceketinin cebinden bir kemik çıkardı bu bir kol kemiğiydi ve üzerinde kimlik numarası vardı bunu sana yazıcaz olacak bitecek dün uyananlardan birisinin kolunu koparıp gerisini öğütücüye atmak zorunda kalmış olabilirim okadar dedi gülerek. Tamam o zaman diyerek çalışma odasına geçtiler Paolo eliyle bir şey çıkarması gerektiğini söyleyerek arka depo da bir şeyler aramaya başladı arasıra arka odadan bir kaç şeyi fırlatıyor bir kaç şeyi yana koyuyordu dosyalarının arasında artık tornavidalar ve çivilerde vardı biraz toplamaya çalıştım ancak ben bir şeyleri düzenledikçe Paolo bir şeyler fırlatıyordu bir kaç dakika da işi bitti. Arkadan elinin içi kadar bir mekanik alet çıkardı bunun ile çıkardığı kemikteki sayıları benim kolma kazıyacaktı beni oturttu ve elindeki şeyin arkasındaki bandı çekti makinenin ucundaki kazıyıcı dönmeye başladı Paolo bana bakarak "Hareket etme " dedi biraz gerilmiştim açıkcası.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nekropolis
FantasyÖlüler ile tanıştığınızda Yaşamın ölüm ile yakınlığını daha çok farkedeceksiniz