- Herkese neler olmuştu yeniden Uyan! diyen bir ses ve ardından gelen hiçlik duygusu neden o yaratık o tacı takıyordu ve o kadar kara büyücü gerçekten ne yapmak istiyordu?
-Bu insanları nereden ve ne zaman toplamışlardı bu kadar güçlü büyücüler neden erwinin şimdi radarına takılmıştı ki ?
-Herman ne elinde kılıcı ne de üstünde zırhı vardı neredeydi? Heryer karanlık ve kemik gıcırtılarından başka sadece makina sesleri geliyordu ağır bir kan kokusu ile uyanan hermana neler olacak?
Sesi duyduktan sonrası tamamen hayal gibiydi rüyanızda görebileceğiniz kesik kesik olan mental olarak kendinizi korumaya çalıştığınız bir savaş sahnesiydi. Baştaki büyücü ayağa kalktığında olanlar çok kesik kesik aklına geliyordu Louvel korkudan boynundaki hacı çıkarmış dua ediyor askerler bayılmış Erwin ise dizlerine çökmüş ağlıyordu. yeniden kesilip başladığı nokta büyücülerin büyülerinin son sahneleri okumasaydı heryer sessizleşmişti burada neredeyse kimseyi görmüyordu avlu karanlığa gömülmüştü. Sonrasında yeniden gözünü açabildiği anda başlarındaki adamı yeniden gördü kollarını ona uzatıyordu ancak baş etmek değil hareket edebilecek bir hali yoktu. İlk önce Louveli sanki ağırlıksızmış gibi fırlatıp büyü çemberine doğru attığında Louvelin hacı yere düştü. Çok yorgun bir şekilde gözleri yeniden kapanırken hacın ebe deki hac olduğuna emin di aynısıydı. Gözlerini yeniden açtığında yanında kimse kalmamıştı gözleri Erwini aradı ancak yoktu, kızgındı ve hiçbir şey yapamıyorum diye düşünüyordu. Gözleri kapanmadan büyücülerin başındaki adama doğru koşmaya çalıştı ancak ayakları yerde bile değildi yere doğru baktığında büyücünün elleri yakasında havaya kaldırılmıştı. Bir sonraki gözünü açışında büyü çemberinden sızan büyüyü hissediyordu üstünde süzüldüğünü hissetti tam o anda cebindeki otlar çembere doğru düştü ve siyah inci de ve bir anda çember ile etkileşime geçip büyük bir patlama yaşandı. Patlamanın etkisiyle biraz zihni yerine gelmişti ancak o sırada patlamanın etkisiyle kanlar kusuyordu.
Büyük bir baş ağrısı çekiyordu anıları bulanmaya başladı ilk başta hayatında hatırladığı herşey sonrasında insanlar, mekanlar ve herşey bulanmaya başladı. İsmi neydi acaba?
Kılıcını sallıyordu nerede nasıl ama kanların vücüdüna aktığını hissedebiliyordu diğer anıları bulanıklaştıkça rüyası netleşiyordu sanki. "Saldır!, Öldür!, Parçala!, Işığı yok et!" sesler derinleşiyordu bir hatırası gibi "Saldır!, Öldür!, Parçala!, Işığı yok et!" daha da netleşiyordu öldürmeli parçalamalı ve yok etmeliydi. "Ava!, Mia!" saldırmalı yok etmeli ve parçalamalısın onları. Gittikçe kana susamışlığı artıyordu bir anda rüyalarından biri onu çekiyormuş gibi hissetti. Gözlerini açtığında bir kılıcın kafasını kopardığına emindi fakat hiç bir şey hissetmiyordu vücudunu göremiyordu sadece kan dolu bir göle düşüp boğulduğunu hissetti.
Rüyası ne kadar da net ve doluydu birisi gelip çekiyordu "Uyan" kanda boğulmuyordu artık yavaş yavaş bilinci yerine geliyordu fakat anıları hala bulanık ve baş ağrısı artıyordu sanki başı çatlayacak gibiydi bilmiyordu ne bu kadar başını ağrıtan.
Gözlerini yavaş yavaş açtı ancak etraf o kadar karanlıktı ki gözleri alışmaya çalışıyordu elleri ile etrafı aramaya başladı toprak üzerinde oturmuştu dizlerinin toprağa değdiğini biliyordu yavaşça kulakları açılmaya başladı etrafındaki sesler artmaya başladı bir kürek sesi geliyordu birisi bir yerleri kazıyordu. Her seferinde yanına doğru yaklaşıyordu ses kim olduğunu öğrenmeli nerede olduğunu öğrenmeliydi diye düşündü
Peki niye?
Peki niye?
Peki niye?
Nedenini düşünmek bile başını çatlatacak haldeydi ancak tek sebebi çıkmak ve ayaklarının istediğini yapmakta ve şu an kendi baş ağrısını yenerek gözlerini yeniden açmayı ve kürekli adama doğru koşmayı planladı. Ayaklarını kaldırdı ne kadar da hafiflemiş bir histi adımını atmaya başladı koşmaya çalışıyordu ancak ayakları uyuşmuş gibiydi kasları istediği gibi hareket etmiyordu devam etmeye çalıştı, gözleri karanlığa alışıyordu ilk önce bir kaç ışık sonrasında bir binlerce kemiğin olduğu yığınlar ardından karşısındaki kişiyi görmeye vücudu gözlerinde canlanmaya başladı. Sıska bir adam gibi görünüyordu öncesinde fakat yaklaştıkça sadece kemikten bir adam gördü. İskelet adamları sadece kitaplardan duymuştu kara büyünün ürünleri bunu hatırlamak bile başında bir ağrı yarattı. başının ağrısı sonra vücuduna yayıldı bacakları bir anda yeniden uyuştu ve yere kapaklandı. Sesler biraz daha canlı bir şekilde gelmeye başladı o yerdeyken karşıdaki iskelet hemen önünde duruyordu. Ayakları hareket etmiyordu elleri ile ayağını yakalamak istedi ancak iskelet göğsüne doğru tekme attı ve yandaki kemik yığınına çarptı üstüne yığın ın içindeki bütün kemikler üzerine düştü her tarafında kemikler vardı artık yine hiçbir yeri göremiyordu havasızlıktan boğulabilir di.
![](https://img.wattpad.com/cover/290907546-288-k342562.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nekropolis
خيال (فانتازيا)Ölüler ile tanıştığınızda Yaşamın ölüm ile yakınlığını daha çok farkedeceksiniz