Kral paralı asker grubunu överken etrafındakiler Hermandan korkmaya başlamışlardı Herman paralı askerler geldiğinden beri biraz daha korkusuz biraz daha sert bir kral olmaya başlamıştı oysaki savaştan önce bile böyle birisi değildi babasının ölümü ardından biraz üzülmüş ve içine kapanmış olsada savaş onu yerinden kaldırmış üzüntülerini bir yatak altına çekmek zorunda kalmıştı.
Ancak paralı asker gruplarından sonra eline sıkı yönetimi almış bir çok soyluyu hatta savaş generali olan colini gözünü kırpmadan kellesini uçurtmuştu.
Soylular ve vasallar artık ondan daha fazla korkuyordu bu her kralı biraz daha güçlü yapar.
Savaş bitmişti artık paralı askerler dağılıyordu Herman madalyasını almış bir at arabasını bekliyordu kendi askerleri bir gelip bir gidiyor ganimetleri paylaşıyorlardı
Herman herkesi aslında izleyip paraları nasıl bölüştüğüne bakardı ama herkese okadar çok güveniyordu ki hiç kimsenin parasına dokunmayacağını bilirdi.
Erwin "Komutan daha fazla burada zaman geçirmemeliyiz halk bizi tam olarak sevmiyor sanırım" diye fısıldadı Hermanın kulağına herman Erwinin gözlerine baktı "Hadi hazırlanın!" diye bağırdı arkasına ve yerinden kalkarak erwinin omzuna yavaşça dokundu "Kimse bizi sevmemeli" dedi kısık bir sesle ve taşıma arabalarının yanına giderek bir sigara yaktı.
Yoldan geçen herkes Herman ve ekibini izliyordu küçük bir ekip kalmıştı arkalarında Herman dün geceden beri gitmeye hazırlanıyor ve ekibinin çoğunu geceden göndermişti bile sabah madalya töreni yüzünden biraz gecikmişlerdi.
Erwin sabahtan beri saray kapısında Hermanı bekliyordu etraftan gerçekten onları sevmediklerine dair izler vardı.
Sabahki taşıma araçlarından birisinin ayağında kırık bile vardı bunu kimin yaptığını Erwin bulabilirdi ancak halkı daha fazla korkutmak istemiyordu. Sadece bir avuç vatansever pislikti işte.
Herman madalya töreninden çıktıktan sonra Erwinin bu endişesini anlamış fakat birkaç işini daha halletmek istiyordu. RiverBend e birisi aracılığıyla gelmiş fakat onun payını ödemeden Riverbend den sızmıştı bile bu sefer işleri çok acayip bir biçimde hızlı halletmişler di aklında bir çok soru kalmıştı ancak yoluna devam etmeliydi karısı onu evde bekliyordu. Aklına bir anda karısının evde yaptığı ekmeklerin kokusu gelmiş sanki sigarasını o ekmeklerin sıcak dumanını çekiyormuş gibi geldi ancak burnuna bir anda duman kaçtığı için öksürmeye başladı.
Erwin bunu uzaktan usulca seyrediyor askerlerin daha hızlı ilerlemesi için bir kaç emir veriyordu ancak Hermanın savaşlardan veya işlerden sonra böyle hala nasıl huzurlu bir şekilde bir kenarda sigara içebiliyor olduğunu merak ediyordu.
1 gün geçmişti bile dün madalya alırken bugün loncanın önünde askerlerin kutlama parasıyla içtiğini görmek daha sakin ve daha mutlu bir yer oluyordu her zaferden sonra buralar orman ve bira kokusu mükemmel bir ikiliydi.
Herman loncanın barı na doğru ilerledi barmen barın altından bir sepet çıkararak Hermana verdi " Karın sabah bıraktı şanslı adamsın ben bile ekmeğin kokusunu burdan alabiliyorum" dedi herman küçük bir sırıtma ile cevabını vermişti bile.
Bardan sepeti alarak içini açtı ve o dün kurduğu hayaller gerçekleşmişti sanki. İşleri ve paraları halledip eve çabucak dönmek istiyordu bir köşede kendisini izleyen Erwin i farketmişti ona kafa sallayarak yanına çağırdı ve ekmeğin yarısını ona verdi Erwinin yüz ifadesi gerçekten bir çocuk gibiydi yüzündeki gülümsemenin ardından Herman yavvaşça Erwinin kafasını okşadı ve sepeti alarak barmene bıraktı " Yiyenlere dağıt" dedi birkaç kişi o anda Hermanı duyup ekmeğe koşsa da Erwin sepeti kucağına alarak resmen onu koruyor gibi herkese o ekmeğin yarısını eşit bir şekilde dağıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nekropolis
FantasyÖlüler ile tanıştığınızda Yaşamın ölüm ile yakınlığını daha çok farkedeceksiniz