Nekropolis

Uyanış-7

Ava sabahları artık bahçe 7 deki Araştırma laboratuvarına gidiyordu hemen bahçe 8 de büyücüler ve kütüphane bulunmaktaydı. Ava 7. bahçe ve 8.bahçe arasında dolanıp duruyordu. Büyü öğrenerek yaptığı iksirleri geliştirmenin bir çok yolunu bulmaya çalışıyor bir yandan da kendini korumak için büyü öğreniyordu. BÜyünün kendine çekiciliği neredeyse sonu olmamasıydı her büyücüler ile konuştuğunda farklı bir konsept ile farklı büyüler farklı tarzlar ile farklı büyüler gibi şeyler öğreniyordu. 2 yıllık bir çalışması sonucunda ise artık büyünün bir çok öğesine göz gezdirebiliyor yaptığı iksirlerin normal yollarla değil büyülü ateşler ısıyı sabit tutmak için büyü filan derken yaptığı iksirler artık daha fazla süre duruyor ve daha etkili oluyordu. Sabahları ilk işi laboratuvarda dünden kalan işlerine bakmak yeni gelenler ile tanışıp onlara yardım etmek gibi işlerdi öğlenleri BaşPapazın Avanın ihtiyaçlarından sonra yaptırdığı büyük Seraya gider bitkilerin durumunu incelerdi kara büyü ile büyüyen çiçekleri savaşçılar savaşlarından döndükten sonra savaş alanlarından getirirlerdi. Peki Perunun bahşettiği bu güçler ile bu bitkiler hayat verebilirmiydi diye uğraşıyordu yıllar önce kendilerine saldıran bitki artık hayat verebilirmi araştırmasındaydı.

Zamanla gelişen bilim ve teknoloji Avanın yararına olmuştu bir çok büyücünün gücünü gerektiren şeyler mekanik malzemeler ile halloluyordu. Habereşme daha hızlı ve güvenilir hale geliyordu. Ava büyü ile olan bağını arttırdıkca büyücülerin işine de geliyordu Ava hem büyü hem kimyayı karıştırdığından beri bu kadar çok büyü rünü ve yeni sıralamalar keşfetmişti büyücüler bile Ava ya şaşırarak bakıyordu onca yıllık bilgileri küçük bir kızın elinde hızlıca çiçek veriyordu. Yıllar içinde bir çok iksir ve büyü geliştiren Ava insanlarla anlaşmayı pek sevmezdi ancak zamanla iksirlerine ve büyülerine ilgi duyan insanlar onunla daha çok konuşmak istediğinden insanlarla anlaşabilir olmuştu genelde yine sinirli ve huysuzdu ama insanlara karşı bazen sabırlı davranabiliyordu. Bu kadar ilerlediği için papazlar içinde konuşmuş ve büyü ve kimya bölümünde bir yer vermişlerdi Avaya da artık o da bir profesor olduğundan kendine ait öğrencileri vardı ve sert bir öğretmendi babaları kadar sert değildi fakat Erwin gibi olmak isterdi her zaman yüzünden gülümseme inmeyen ama sert biri. Zamanla Bir çok kişi Avanın öğrencisi olmak için yalvarıyordu ve sonunda kendi madayonundaki büyü gibi bir büyüyü yapabildiğinde tüm sarayda yayılmıştı ancak kalpleri temiz ve saf olanlar uzun bir ömür yaşayacaklardı. Ne kadar gaddar bir büyü yarattım diye düşünmüştü Ava ilk zamanlarında fakat daha fazla savaşçı artık evine dönüyordu ve biraz olsun Velese karşı hareketlenmeye başlamıştık daha bunlar başlangıçtı. BU madalyonlar kullanılmaya başladığında Avayı büyü meclisinin başına geçirdiler ancak Ava daha çok gençdi ve bu öğrencilerinden sonra çok büyük bir sorumluluk demekti bu teklifi geri çevirdiği zaman büyücülerin şuanki başında duran Fitz bu durumdan hiç hoşlanmamıştı ve büyücü kulesindeki birçok büyücüye artık Ava ile konuşmaları halinde ne yapacaklarını söylemişti. Ava her büyücüler kulesine gittiğinde bu ona karşı olan nefreti Fitz in artıyor ona yardım eden veya ona yardım edeni büyücülükten atılması için istekte bulunuyordu. Ava bir gün kütüphanede kitap okurken 2 tane büyücünün konuşmalarını duymuş Fitzin planı konuşulurken duymuştu. Fitz genel büyücülüğün yeniden sadeleştirilip Madalyonun büyücülerin icadı olduğu ile alakalı itirazda bulunacaklardı. Fitz Avanın büyüsünü çalıp Avanın reddettiği o koltukta yüzlerce yıl daha oturmak istiyordu. Ava bunun ne kadar saçmalık olduğu ile alakalı herkesle yazışmış veya konuşmuş olsada Fitz daha uzun süredir burada ve daha fazla tanıdığı vardı. Konu Başpapaza kadar gittiğinde büyücüler konseyi toplanarak karar verilmesi gerektiğini bunu denetleyenin ise Kimya kurulu olduğu söylenmişti. Başpapaz bu tartışmada yanlı olmayarak katılacak ve durumu inceleyip madayonun kimin olduğunu belirleyeceklerdi her 2 durumda da madalyon üretiminin yöntemleri her 2 tarafla paylaşılacak gün sonunda üretimi 2 taraf yapmak zorunda kalacaktı. Büyü konseyi vakti geldiğinde Kimya bölümünden 20 profesör ve Büyücülerden 20 tane Profesör büyük bir yuvarlak masada 2 ayrı taraflar oturmuşlardı Toplantı avlusunun tavanındaki küçük vitraylar tam saat 12 olduğunda masanın ortasına ve kapıya ışık yansıtıyordu. Işık kapıya vurduğunda odada 40 tane profesör vardı gerilmiş bir durum vardı konuşmalar bunun saçmalık veya madalyonun büyücülere ait olduğunu söyleyen küçük bir tartışma vardı toplantı odasının kapısı açıldığında küçük fısırdamalar bile kesildi İçeri BaşPapaz Petrus içeri girdi Kırmızı elbisesinin üzerindeki varaklar Petrusun Katedrallerindeki gibi ssıralanmış ve altın ipliklerle resmedilmişti. Her 2 omzunda Peru'nun en büyük melekleri resmedilmişşti Altın tacının üzerindeki Peru'nun meleklerini temsil eden altıgen işaretler ise büyük bir işçilik eseriydi. Yüzündeki ifade her zamanki gibi sert görünüyordu ancak yüzünün ardında inançlı ve nazik bir adam vardı her Ava ile Mia yı gördüğünde selam veririrken yüzünde bir gülümseme olurdu.