-"Min !" Jisung elindeki silahı sıkıca kavramış önünü aşağı doğru tutuyordu , Seungmin'e kısa bir bakış attı ve sessizce anlaştılar , küçük olan silahı göz hizasına kaldırdı ve üst kata çıktı Jisung ise etrafa bakıyordu
Mutfaktan duyduğu seslerle elindeki silahı göz hizasına kaldırdı ve etrafa bakınarak mutfağa doğru yürüdü , yerde yatan Bayan Daisy'i ve kanlı elleriyle ağlayarak yaraya bastıran Minho'yu görünce silahını indirdi ve beline yerleştirerek arkadaşının yanına eğildi .
-"Min , iyi misin , Ne oldu ?"
-"Öldü ... Jisung , Bayan Daisy ..." bir yandan ağlıyor bir yandan da kendi suçu olduğunu söylüyordu
-"Sakin ol , nabzına bakacağım ." yerde yatan kadının yanına yaklaştı , midesindeki korkuyla baş ve orta parmağını birleştirerek şah damarına doğru dokundu ve yavaşta olsa atan nabız ile heyecanlandı
-"Yaşıyor ."
-"NE? " Minho büyük bir heyecanla kadının yaklaştı ve kafasını göğsüne koyarak kalp atışlarını dinledi , bir yandan ağlıyor bir yandan gülüyordu
-"Minho ! Anne ?" Minho duyduğu ses ile ayağa kalktı ve biraz yalpalayarak mutfaktan çıktı , önde Chris'i arkada ise Seungmin'i görünce rahatladı ve eşine doğru yürüdü
-"Tanrı aşkına ne oldu ? İyi misin , Minho ?" Chris güçlükle ona gelen ve gömleğine sarılıp ağlamaya devam eden sevgilisini kucakladı ve salona doğru yürüdü , geniş olan koltuğa oturdu ve sevgilisinin hıçkırıklarla ağlamasını dinledi , kalbinin acıdığını hissediyordu , onun korkması ve ağlaması Chris'in kalbini acıtıyordu
-"Bayan Daisy ... ben , sandım ki ... o, ö-öldü " dedi ardından kafasını sevgilisinin göğsünden kaldırdı ve yüzüne baktı -" Hepsi benim suçum , ona yardım edebilirdim ."
-"Edemezdin sevgilim , bebeklerimizi ve kendini düşünmeliydin , hem annem de yardım etmene izin vermezdi zaten ." dedi
-"Ben ... çok korktum , neden bu kadar korktum bilmiyorum ."
-"Annelik iç güdüsü olsa gerek ."
-"Chris ." bir anda karnını tutup ismini söyleyen sevgilisine baktı endişeyle
-"Bir sorun mu var ."
-"İyi hissetmiyorum ." kurumuş kanlı ellerini tişörtüne götürdü ve eline gelen ıslaklığa anlam veremedi , elini havaya kaldırdı ve yenilenen kanla ağlamaya başladı -"Bebeklerim ... onlar -"
-"Sakin ol canım , şimdi hastaneye gideceğiz tamam mı ." demiş ve eşini sakinleştirmeye çalışmıştı -" JİSUNG !" bir yandan ağlayan eşini kucaklamış diğer yandan da arkadaşına seslenmişti
-"Efendim ."
-"Minhonun kanaması var , acilen hastaneye gitmemiz gerek ."
-"Pekala ."
Ambulans Bayan Daisy'i çoktan almış hastaneye götürmüştü , Chris ise Hem annesini hem de eşi ile çocuklarını kaybetme tehlikesi altındaydı . Hissettiklerini anlamak imkansızdı , korku ve öfke doluydu . Önce herkesin iyi olduğundan emin olmalıydı , ardından da sözde "dayısı" olan Adrian'ı yerin yedi kat dibine gömecekti .
-"Chris , bebeklerim ... onlar iyi olacak değil mi ?" dedi Minho sevgilisinin elini tutarken
-"Elbette Min , eminim kötü bir şey yoktur ."
-"Eğer bana bir şey olursa ... onlara iyi bakacağına söz ver ."
-"Hayatım neden böyle şeyler söylüyorsun , sen de bebeklerimiz de iyi olacaksınız ve onlara birlikte bakacağız ."
-"Chris ... söz ver ."
-"Söz veriyorum , onlara çok iyi bakacağım ." Minho'nun yavaş yavaş kapanan gözleriyle ağlamaya başlayan Chris , sevgilisinin bilincini açık tutmak zorunda olduğunu biliyordu
-"Minho , kapama gözlerini ." dedi ardından açılan parlak gözlerle gülümsedi -" Hadi sana nasıl evlilik teklifi ettiğimi anlat , Jisung merak ediyormuş ." dedi burnunu çekerek , Jisung dolu gözleriyle yola odaklanmaya çalışıyordu bir yandan da pek inanmadığı tanrıya dualar etmekle meşguldü , ne Minhoya ne bebeklere ne de Bayan Daisy'e bir şey olmaması için , çünkü eğer onlara bir şey olursa Chris'in nasıl bir katliam yapabileceğini kestirmek çok zordu.
-"Ah...pekala ." Dedi ardından bir saniye gözlerini kapatıp gülümsedi ve açarak anlatmaya başladı -"Lana del rey - say yes to heaven şarkısını çok seviyordum , ikimizin de favori şarkıcısı Lana'ydı bu sebeple sende bu şarkıyı seviyordun ... Sürekli dinlerdik . Bir gün bizimkilerle alışverişe gittik , nedense dışarı çıkacağımızı güzel bir şeyler giyinmemizi söylediler . Bende sorgulamadım çünkü o gün seninle hiç konuşmamıştık , biraz endişeliydim . Giyinip hazırlanıp arabaya bindik . Changbin , Hyunjin , Felix ve ben birlikte bir yere gidiyoruz ama neresi bilmiyorum . Sormadım da . Sahile benzeyen bir yerde durduk , kayalıklar vardı , gün batımıydı , çok güzel bir deniz manzarasına sahipti ... Ah , sonra ? Beni bırakıp ortadan kayboldular elbette . Her yere ... Her yere baktım ama , göremedim onları . Sonra , bir ses duydum . Müzik sesi , çok güzel bir ses şarkı söylüyordu ... Şarkı da oldukça tanıdıktı . Biraz yürüdüm ve elinde mikrofon ile çiçeklerle bezenmiş bir sahnede seni gördüm . Beyaz işlemeli takımın ile bana bakıyordun . Sana doğru inanamadan yaklaştım , şarkıyı söylemeye devam ettin . Ve bana döndün , elini havaya kaldırıp bana uzattın ."
-"ı've got my eye on you x2 " bu dediğine Kıkırdadım
-" say yes to heaven , say yes to me." Dediğinde ilk önce idrak edememiştim , ardından diz çöktün ve mikrofonu yere bıraktın , şarkı Lana'nın sesi ile çalmaya başlamıştı , cebinden çıkardığın yüzük ile bana baktın
-" Bana evet de ..." Dedi hafifçe gülerek ardından ekledi -" Lee Minho , benimle evlenir misiniz ?"
-" Evet , evlenirim dedim ve Yüzüğümü çıkarmamak üzere parmağıma taktım." dedi gülerek
Minho'nun gözleri yüzündeki gülümseme ile yavaş yavaş kapanırken Chris camdan dışarı baktı . Hastaneye gelmişlerdi. Jisung arabayı durdururken Chris de arabadan inmiş , hızla eşini kucağına almıştı . Jisung acil servise gidip sedye ve doktora ihtiyaçları olduğunu söylemiş ve gelen sedyeye hamile olanı yatırmışlardı . Doktorlar hızla Minho'nun etrafına toplanıp onu ameliyathaneye götürürken Chris ve Jisung orada endişeli ve korkulu gözleri ile kalakalmışlardı.
___________________________________________
I've got my eye on you= gözüm üzerinde
Say yes to heaven= cennete evet de
Say yes to me = bana evet de
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidence
Fanfiction-" Biz dün film izlemiştik ya hani ." Dedi Minho , bundan sonra geleceği tahmin eden Chris gülmemek için kendini tutmaya başladı -" O küçük kaplumbağa poposunun üstüne düşmüştü hani , kesin canı çok yanmıştır ." Dedi Chris'in omzuna kollarını dola...