[23] söz

12.1K 1K 566
                                    

selamlaarr

nasilsiniz bakalim?

umarim iyisinizdir, iyi degilseniz de umarim bu bolum keyfinizi yerine getirir❤️

neysem

keyifli okumalaarr

-

Kalp atışlarım ve nefeslerim oldukça normale dönmüşken, jeongguk'un kucağında gözlerimi rahatlıkla kapatmış durumdaydım. o küvetin içinde oturuyordu, ve bende kucağında. olabilecek en şefkatli şekilde saçlarımı yıkarken öyle bir mayışmıştım ki, vücudumun içinde olduğu su olmasa şuracıkta uyuyakalırdım.

gerçekten ellerini bu kadar güzel kullanmasına şaşırıyordum. gerektiği yerde fazla ağır eli olabiliyordu, ama bazen de böyle kırılacak bir vazoymuşum gibi kibarca dokunuyordu. rahatsız edici miydi? kesinlikle hayır. hatta onda en sevdiğim özellik böylesine kontrollü olmasıydı.

"iyi misin, güzelim?" dedi sessiz bir şekilde saçlarımı okşamaya devam ederken. okşamak diyordum çünkü fazlasıyla kibardı.

"hmhm," dedim mırıldanarak. "çok iyiyim."

"çıkalım mı? üşüyeceksin, hasta olmanı istemiyorum." kafamı sallayıp gözlerimi açtım ve doğruldum, tıpayı çıkarıp duş başlığına geçerek ikimizi de duruladı. ardından çıplak bedenimi kucağına aldı ve bornozu üstüme geçirip kendi bornozunu da giydi. ardından tekrar kucağına aldığında, bu kez bacaklarımı beline dolayarak bir koala misali ona yapıştım. saçlarıma bir öpücük kondurdu. yatak odasına kadar kucağında beni taşıdı, eriyordum bu adama. eriyordum.

yatağa oturtup dolabı açtı ve bir iç çamaşırı da çıkarmayı unutmadı. bornozumun bel bağını açıp üzerimden çıkardı, utanmıyordum. çünkü, bilmiyordum, utanmıyordum işte.

iç çamaşırını bacaklarımdan geçirdi, ardından kendinin olan geniş bir kırmızı tişörtü alıp giymeme yardımcı oldu. ya da tam tersi, ben onun giydirmesine yardımcı oldum. alnıma bir öpücük daha kondurup kendi için de bir şeyler çıkardı ve giydi hemen. enerjim biraz bile yoktu. belki de ağlamaktan kalmamıştı, bilmiyordum. yoktu enerjim işte. hiç yoktu hatta. nedensiz bir yorgunluk değildi, beni gerçekten yormuştu ve şimdi bu ilgisine ihtiyacım vardı.

"gel bakalım," diye mırıldandı ve tekrar beni kucağına aldı, bir bebek gibi benimle ilgilenmesi ona olan aşkımı kabartıyordu. yere oturup bedenimi kucağına bıraktı ve kurutma makinesini yere yakın olan prize takıp çalıştırdı. alnımı göğsüne yaslayıp bütün kokulardan arınmış bedeninin yaydığı özel kokusunu solumaya başlamışken, aslında kullandığı parfümden çok daha güzel koktuğunu fark ettim. her beden kendine özel bir koku yayardı, onunki ya fazla güzeldi, ya da benim ona gerçekten ihtiyacım vardı.

ben göğsüne yaslı bir şekilde saçlarımın kurumasını beklerken, saçlarıma bir tarağın girdiğini hissettim. hiç acıtmadan kibar bir şekilde saçlarımı taradı, ardından kurutma makinesini kapattığında başımı göğsünden kaldırdım. kurutma makinesini elime alıp hafifçe gülümsedim ve çalıştırıp onun saclarına tutmaya başladım, gözleri yüzümde gezinirken elimi saçlarında gezdirerek bana yaptığı gibi bende onun saçlarını kuruttum. uzanıp yanağıyla dudağı arasındaki yere ufak bir öpücük bıraktım ve geri çekilip kurutma makinesini kapatarak tarağı elime aldım. saçları benimkinden bir tık daha kısa olduğu için benden hızlı kurumuştu.

tarağı saçlarından geçirip acıtmamaya özen gösterdim, ve tamamen taradıktan sonra yere bıraktım. bakışlarımı gözlerimde olan gözlerine çevirdiğimde dudaklarını çok geçmeden dudaklarıma bastırdı ve kısa bir öpücük verdi.

kimyager | jeongguk & taehyung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin