selamlaarr
merhabalaarr nasilsinizzz
umarim iyisinizdir, keyifli okumalar diyorum vee
bolume gecelimmm
-
endişeyle dudaklarımı kemirirken, bir elim karnımın üzerinde, diğer elim sıkıca telefonumu kavrıyordu. jeongguk en son 2 saat önce whatsapp'ta aktif olmuştu. arıyordum, lakin telefonu kapalıydı. balkonda endişeyle ondan gelecek ufak bir haberi beklerken, kasıklarımın ağrısı henüz geçmiş sayılmazdı.
rüzgar esiyordu hafiften, bende derin nefesler alıyordum çünkü içimde kötü bir his vardı. kalbim sıkışıyordu. sanki bir şey olacaktı da, bu beni rahatsız ediyordu. jeongguk'la ilgili kötü bir şey olacaksa, hemen olmalıydı çünkü daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.
yerimden kalkıp evin içine girdim, belki de bir bardak su içersem midemin bulantısı biraz olsun geçebilirdi. kendimi kastığımdan midem ve basım ağrımaya başlamıştı. içimdeki kötü his, jeongguk'tan başka hiçbir şey düşünemeyeceğim bir hâle getirmişti beni.
mutfağa gidip bir su bardağı aldım ve çeşmeyi açıp yarısına kadar doldurdum. o sırada kapının zili çaldı. bakışlarım kapıya dönerken ilk evde yalnız olduğum için tereddüte kapıldım. arkadaşlarım okuldaydı, jeongguk okuldaydı, ya da değildi, annem ve babam işteydi, ya komşu gelebilirdi, -ki o da evde kimse olmadığını biliyordu- başka kimse gelmezdi ki. kimdi bu saatte gelen?
elimdeki bardağı tezgâha bırakıp kapıya yaklaştım ve görüş deliğinden baktım, fakat görünürde kimse yoktu. ne yani zile basıp kaçan çocuklardan biri falan mıydı? kolu indirip kapıyı hafifçe araladığımda, kapı aniden arkasındaki kişi tarafından tekmelendi ve tamamen açıldı. korkum dudaklarım arasından bir çığlık kaçmasına neden olurken karşımda duran adam geri çekilmemden faydalanıp iceri girdi, birkaç adım geri gittim. deli gibi korkuyordum. çünkü karşımdaki adam en az jeongguk kadar yapılı gözüküyordu ben bedenimi tamamen feminen kullandığım için kas namına pek bir şey olduğunu söyleyemezdim.
"şşh, korkma, sakin ol, bir şey yapmayacağım." dedi, sanki hiç korkmayacakmışım gibi.
bak şu an korkmuyorum, sakinim.
"sen kimsin?" bir adım daha geri çekilirken, hala temkinli bir şekilde ona bakıyordum. ve hâlâ da korkuyordum. çünkü ilk defa gördüğüm bu adam evime zorla girmişti.
"bu yaptığın suç, evime zorla girdin!" adımlarım geri geri giderken gözlerini devirdi.
"aynı sevgilin gibi konuşuyorsun." diye söylenip bana doğru bir adım attığında, bende geriye bir adım attım; bir adım attı, bir adım attım, ve sırtım duvara değdiğinde gözlerinden geçen zafer dolu ifadeyle, bir iki büyük adım kullanarak hızla yanıma geldi. korkumdan kalbim küt küt atıyordu. ağlamamak için zor duruyordum ama çok korkuyordum. bana böyle yaklaşmasını istemiyordum.
"şimdi nereye kaçacaksın?" dedi, ve cevap vermemi beklemeden konuşmaya devam etti. aynı zamanda olabildiğince yakın durmaya çalışıyordu ve o ne kadar yakın duruyorsa bende o kadar rahatsızlık hissediyordum. adını bile bilmediğim bir adam tarafindan taciz ediliyordum ve hiçbir şekilde karşı koyamıyordum.
"bende olmayan ne var onda, ha? neden o seni bir gecede elde ederken ben 4 yıl boyunca yapamadım?" başımı sola çevirip göğsünden olabilecek en sert şekilde ittim, ama sadece sendeledi. cevap vermiyordum, vermeyecektim. jeongguk kimseyle kıyaslanamazdı. benim için tanrıydı. ondaki hiçbir sey kimsede olamazdı zaten. o özeldi.
"çekil, beni rahatsız ediyorsun!" sesimi yükselterek bir kez daha ittiğimde, "sakin ol güzelim, bir şey yapmayacağım." geri çekilmiyordu ve ben sanki yüzüme kapatılmış bir yastık varmış gibi nefes alamıyordum artık. gelebilecek tüm oksijeji engelliyordu ve sigara kokuyordu. jeongguk sigara kokmazdı ki. o güzel bir parfümle süslenirdi yanıma gelirken. lavanta kokardı. bu adam pis kokuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimyager | jeongguk & taehyung
Fanfictiontaehyung, kimya sınavından yüksek alması karşılığında hocasına bir teklifte bulunur. taekook #8 taegguk #1 taehyung #3 jeonjungkook #1 jungkook #3 hayrankurgu #5 [taekook, düzyazı] +18, rahatsız edici unsurlar!