Bu şiiri çok beğeniyorum ve tam bu bölüme bizimkilere uygun bence dilerseniz medyadan dinleyebilirsiniz.
İyi okumalar.Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beniNe kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibiUyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözleriniSen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeliŞimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan kiAnımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeğiKaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sankiTek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğiniÇocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiriRastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil kiÇıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belkiİnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.~Cemal Süreyya
Talha'dan
Seni abin olamayacak kadar farklı görüyorum anlamıyorsun.
Gözlerim seni arıyor anlamıyorsun
Gözlerinde kendimi görüyorum anlamıyorsun.
Şarkılarda, şiirlerde seni buluyorum anlamıyorsun.
Yüreğime seni koyacağım ve yine anlamayacak mısın?Sevgi herkese farklı. Herkesin tanımı farklı.
Ben beş kişilik bir ailenin küçük abisi, en sakin çocuğu, en mutlusu, en uslusu, efendisi öyle bilinirim.
Öyle sanarlar.
Aslında hayatımda çok değişik bir şey yok. Kendi halinde geçinip giden bir insanım.
Gayem Allah'ın rızasını kazanmak.
"Bir hayatımız var, yakında geçmişte kalacak yalnız Allah için yaptıklarımız sonsuza dek kalacak."
Muhammed Ali.
Okunmaya, araştırmaya, kendimi geliştirmeye çalışıyorumKader planı beni İstanbul'a gönderdi. Sonra bir kız getirdi. Memleketimden, çocukluğumdan ve hiç bilmediğim kadar bildirdi, tanıttı.
"Bana abilik yapma! İstemiyorum anlamıyor musun? " dedi.
Çok şey demek istesem de hiçbir şey diyemedim. Sinirle çıktığım odaya geri girdim.
Hayır vaz geçmemiştim tabiki onunla gidecektim.
Korkuyordum yanlış bir şey yapmaktan, Allah'ın razı olmayacağı şeyler yapmaktan.
Hepimizin hayatta gel gitleri vardır bilirsiniz.
Bir insan hem mutluluk kaynağı hem de hüzün sebebi olabilir miydi?Şimdi otobüste bir koltuk çaprazımda benden habersiz oturan Hifa'nın hüznünü izliyordum. Ona ne demeliydim ne diyebilirdim bilemiyorum ben bile kendi yaptıklarına anlam veremezken.
Mola verme zamanı gelmişti, aynı otobüste nereye kadar birbirimizi görmezdik ki.
Önce hızla gidip namazımı kıldım ve gelecek günlerin hepimiz için hayırlı olmasını güzel geçmesini diledim. Çıktığımda bankta oturuyordu. Yine gözyaşları yavaş yavaş süzülüyordu. Gidip sarılıp geçecek desem ne olurdu?
Ne mi olurdu?
Tövbe ya Rabbim olmazdı. Kendi kendime göz devirken kendimi Hifa'nın yanında bulmuştum.
Başı yerdeydi biraz önce marketten aldığım suyu uzattım hiçbir şey demeden.
Suya baktı, kafasını kaldırdı beni görmeyi bekleniyor olacak ki panikle ayağa kalktı. Kalkması ile daha bir yakın oldu.
Ağzını aralayacak gibi oldu, bir şey söylececek gibi, gözlerini iyice açıp
"Sen?" dedi.
Ardından sanki dokunacak gibi elini kaldırıp sonra geri indirdi. Sanırım gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
Gözünü açıp kapadıktan sonra
"Ya nasıl? Neden?" dedi.
Gözyaşlarını yerini nefrete bırakırken ...
Ne yani bu kadar mı nefret ediyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URVE
Roman pour Adolescents| TAMAMLANDI | Hifa ve Talha Hifa birçok şeye sahip olsa da onlarla tatmin olmamıştı. İçinde bir boşluk vardı. Aşkı fani şeylerde aramıştı. Ta ki Rabbine aşık Talha'yı görene dek. Tevafuk: Kaderin kalbe dokunuşuydu. Bazı imtihanlar, sabır, teslim...