14. Gitme

763 56 3
                                    

"Bir şeyler oldu
Sana anlatamadım, yanına gelemedim.
Sana anlatma isteğimle savaştım."
-alıntı-

Aradan zaman geçmişti.
Zeynep hala Hifa ileydi. Ona arkadaşlık ediyordu. Betül ve Zehra da bugün Hifalara gelecek kız kıza oturacakları.

Zeynep içeriyi süpürürken, Hifa da mutfakta hazırlık yapıyordu.
Fırından gelen tarçınlı kek kokusuyla pişmiş oldup olmadığını kontrol edip keki fırından çıkardı.
Hayat her şeye rağmen devam ediyordu ve acılar insanı olgunlaştırıyordu.

Kısa sürede kızlar da geldiler.
Hal hatır sorulmuş, sohbet ediyorlardı.

"Kızlar, ben çok kalamayacağım, akşama hazırlık var."

"Ne hazırlığı?"

"Beni istemeye gelecekler."

"Nee? Biz bunu yeni duyuyoruz. Anlaşılan çağırmayacaktında Betüş." diye sitem etti Hifa.

"Ya hayır, ben kendimden de düşüncelerden bile kaçıyorum beni isteyecekler ama gidesim yok."

Hepsi şaşırmışlardı.

"Nasıl kuzum yani istemiyorsan istemiyorum de. Hem hiç konuşmadınız mı?" dedi Zehra.

"Diyeceğim zaten. Hayır, doğru dürüst görmedim konuşmadık bile tanımıyorum ki içim de hiç ısınmadı zaten. Hani insan evleneceği adamı ilk görüşte anlardı, hissederdi. " durgunlaştı Betül zira sesi iyi çıkmıyırdu.

"Ya verirlerse seni ellere." demesiyle elini ağzına kapaması bir oldu Zeyneb in.

"Zeyneeep.!"

"Ne var yenge öyle de bir ihtimal var sonuçta. Sevmediği biriyle mi evlensin kız. Yok yok biz seni kaçırırız kurtarırız." diyerek güldü dahiyane fikirleriyle.

Betül de gülerek "Olur kaçır beni, bir Kaçak gelinler oynamadığımız kalmıştı." dedi.

...

Geçmişten kesit:

"Hiişşt neden ağlıyorsun gecenin bu saatinde Dersime çalışamıyorum senin yüzünden." diye karşı balkondaki Betül e bağırıyordu.

O sesli ağlamazdı ki. Neden rahatsız olmuştu huysuz çocuk?! Ona hiç bakmadan başını daha da eğdi.

"Kime diyoruuum?"

"Git başımdan beni rahat bırak."

"Sen de beni rahat bırak."

"Ne? Daha sessiz ağlarım tamam mı?!" diyerek burnunu çekti küçük kız. Kesin sümüklü felan diye de dalga geçerdi bu şimdi.

"Yok yok vaz geçtim! Bağıra bağıra ağlayayım da gör." diye devam etti.

"Hayır hayır aslında.." dedi kafasını kaşıyarak "Neden ağladığın beni rahatsız ediyor?"

"Ne?"

"Sen ağlama olur mu?" dedi çocukça bir eda ile "çünkü ağlayınca çirkin oluyorsun.!" diye devam etmiş sonrada içeri girmişti.

Geçmişten gelen bu anı zihnindeyken marmaranın mavisinde boğuluyordu gözleri, minik bir damla gözyaşı ondan habersiz süzülüverdi yanağına içinde gerçekten ağlayınca çirkin olduğunu düşündü oysa o gün sinirlenememişti Murata çünkü ağlamazken güzelsin demişti, ona göre öyle küçük bir sevinçti işte çocukça.

URVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin