"Talha İbni Ubeydullah, mekkeli, varlıklı ve cennetle müjdelenmiş, yiğit bir sahabeydi. Vahiy inmeye başladığında 20li yaşlarındaydı, ticaret ile uğraşırdı, saygın bir kişiydi.
yapılan meşhur panayırlar dan birinde Hristiyan rahip ona sizden bir peygamber çıkacak diyor Sonra eve gidiyor Annesi Muhammed peygamber olduğunu söylüyor fakat annesi kızgın ve iman etmiyorsa fakat Talha İman ediyor ve ilk iman edenler arasında girmiş oluyor Saygın olan tanınmış olan Talha da işkenceler görüyor dininden döndürülmeye çalışılıyor. Fakat o tüm şantajlara işkencelere sıkıntılara rağmen dönmem diyor. Bir kere huzuru bulmuş, emin döner mi hiç?
Sonra dışarıya ticarete gitmeye karar veriyor ve orada kazandığı malları da eziyet gören Müslümanlara dağıtmak istiyor yine böyle bir zamanda kervanlarını Mekke'ye gönderiyor kendisi Medine'ye uğruyor peygamberimizin Medine'ye hicret ettiğini bilmiyor Onu orada görünce Mekke'ye geri dönmek istemiyor Çünkü geri dönerse yine ona eziyet edip alı koyabilirler onu geri göndermezler ama Kervanı gitti onu geri döndürmesi artık imkansız Allah resulüne "ben senden ayrılamam." diye o kocaman servetinden mallarından kervanından vazgeçiyor. Bugünün parasına vursak gerçekten yüksek bir mebladan Allah için, Allah resulünün sevgisi için vazgeçiyor. Beni bu sahabe de en çok etkileyen olaylardan birisi bu. Gerçekten bu kadar ciddi bir servet'ten vazgeçebilir ki onların Sevdası çok başkaymış." dedi. Soluklandı ve devam etti.Bedir Savaşı'na katılamamıştır Çünkü Allah resulü onları istihbarat görevi vermişti Uhud Uhud için ise Allah resulü bugün Talha'nın günü demiştir.
Uhud da kendini Allah resulüne siper etmiş okullar ona isabet etmiş Hatta Allah resulüne gelen bir ok ona isabet etmesin diye elini uzatmış ve ok elini delmiştir dört parmağını kaybetmiştir sadece şahadet parmağı kalmıştır.
Rasulullah onun için:
"Uhud günü, yer yüzünde sağımda Cebrâil'den, solumda Talhâ bin Ubeydullah'dan başka bana yakın bir kimsenin bulunmadığını gördüm. Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talhâ bin Ubeydullah'a baksın!" buyurmuştur.
O ki yürüyen Şehitdi.Rasulullah, "Talha ve Zübeyr , cennette komşularımdır" diyerek onun yerini bildirmiştir.
Peygamber efendimiz Uhud dağındaki kayalığa çıkıp dinlenmek istedi. Fakat çok yorgundu. Hazret-i Talha:
- Yâ Resûlallah! Ben sizi çıkartayım, diyerek, hemen yere çöktü. Peygamber efendimizi sırtına alıp kayalığa kadar çıkardı. O zaman Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki:
- Talha Resûlullaha yardım ettiği zaman Cennet ona vâcib oldu.Talha Duraksadı yutkundu.
"Ya onlar gerçekten bambaşkalardı. Gerçekten Allah için çalışıyorlardı." dedi devamını nasıl getireceğini bilmiyordu belki de.
"Bir söz okumuştum 'Siz Allah için vazgeçtikçe Allah sizden vazgeçmez diye. Ve onlar Allah için vazgeçmişler Allah da mükafatlatın en güzelini vermiş." dedim hayran gözlerle bakıyor, düşünüyordum.
"Ve gerçekten sevmişler, sevgi bedel ister. Bizler gibi kuru kuruya bir sevgi değil. Bedeller ödeten bir sevda." dedi. Sözleri duygu doluydu kendini hesaba çekiyordu. Gözleri buharlanmıştı.
Onu izlediğimin farkına varınca hemen çektim bakışlarımı.
Ay biz ne güzel sohbet ediyoruz diye düşünmeden edemedim. Kucağımdaki bebeğe baktım kıpırdamaya başlamıştı. Nasıl da masumdu.
Belki ilerde böyle bir an tekrar ...
Ahh hayır hayal kurmayacağım."Orada su var mı?" dedi.
"Olacaktı" deyip etrafına baktım. Mert bebeği uyandırmamaya çaşışıp ayakucumdaki poşetten bir şişe çıkarıp öne uzattım ki sonra geri çekip "Açayım mı?" dedim araba kullandığını düşündüğümden.
İç sesim yok bir de içir dedi. Utanıp hızlıca açıp öne uzattım. Ne yaptığımı anlamaya çalışıp uzattığım suyu içti.
"Sağol." diyerek yeniden verdi. Kapağını kapatıp koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
URVE
Teen Fiction| TAMAMLANDI | Hifa ve Talha Hifa birçok şeye sahip olsa da onlarla tatmin olmamıştı. İçinde bir boşluk vardı. Aşkı fani şeylerde aramıştı. Ta ki Rabbine aşık Talha'yı görene dek. Tevafuk: Kaderin kalbe dokunuşuydu. Bazı imtihanlar, sabır, teslim...