3. Kahraman

1.2K 78 26
                                    

"Hifa hadi sabah namazı vakti. Namaz uykudan hayırlıdır."

"Hııh geliyorum."
Zeynep, zor da olsa Hifayı namaza uyandırmıştı.
Başta uyanmak zor gelse de abdestle ayılmışlardı.

Namazlarını kıldıktan sonra kahvaltı etmişlerdi.

"Anne ben gelmiyim ders çalışacağım."
"Yaa gelisen iyi olurdu ama neyse sen dersini çalış."

"Yaa gelmiyor musun Hifa?" dedi Zeynep

"Yok az kaldı şu zamanlarda ders çalışayım. Yazın doya doya gezerim inşallah."

"Tabi haklısın. Allah zihin açıklığı versin. Güzel yerler kazan inşallah."

"İnşallah, çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim."

...

Ertesi gün okula gitmek için hazırlandı.
"Günaydın."

"Günaydın Hifa"

Betül: "Nasılsınız kızlar? Nasıl geçti hafta sonu?"
Selin: "İyiydi aynı."
Hifa "Benim yoğun geçti. Memleketten akrabalarımız geldi. Ve siz gördünüz mü bilmiyorum ama cami te gittiğimiz gün orada çocuklara bişeyler dağıtan kişi babamın kuzeninin oğluymuş. Görünce baya şaşırdım."

Kızlar hep bir ağızdan "Aaaa" deyip gülmüşlerdi.

Selin "eee iyi birine benziyordu." deyip muzurca güldü.
" İyi yani ne bileyim."
"İlk defa mı gördün? akrabaymışsınız da."
"Çok küçükken görmüşüm boşverin orasını ben hatırlamıyorum bile ama ne hikmetse herkes biliyor. "

Hoca derse girmiş ve konu kapanmıştı.

"Kızlar bugün derneğe bir yazar gelecek. Konferansa geliyorsunuz değil mi?" dedi Zehra

Hifa: "Ne konferansı atmışsın sanırım ama ben bakamadım." dedi.

Betül: "Gidelim inşallah" dedi.

Detaylar hifaya kısaca anlatıldı.
"Tamam çok uzun sürmeyecekse ben de geleyim."

Öğle arsası bol bol ders çalışıp konferansa gidecekleri için dersleri asmamaya çalışıyorlardı.

"Kızlar çok az kaldı sınava bi kamp mı yapsak kendi aramızda."

"Olabilir aslında."

"Bence de olur. Dünkü denemede ilk defa istediğim netlere ulaştım." diyen Betüldü.

Selin: "Harika. Moral bozmak yok yola devam inşallah hayırlısıyla güzel şeyler olacak."dedi

Hifa: "Sınıf birincimiz Selin sen ne istiyordun?" dedi.

"Betül ve ben psikoloji istiyoruz."

"Çok güzel. İnşallah kazanırsınız."

Yol böylece bitmişti.
Otobüsten inip yürümeye başladılar.
Hifa kitapları çok severdi. Ona hep yoldaş olmuşlardı. Yürürken bir kitap kafe görünce;
"Kızlar buraya girsek çok güzel görünüyor. "

"Birazdan konferans başlıycak dönüşte baksak?" diyen Zehrayı onaylamıştı.

"Kıymetli kardeşler, bizler harika donanımlı, değerli, kendine has özelliklerde bireyleriz. Herbirimize Allah değer veriyor. Tüm hücrelerimizi bizim yararımıza çalıştırıyor zira cansız, akılsız, şuursuz, iradesiz kuvvetsiz atomlar bu işleri yapamazlar. Bunları yaptıran idare eden faal ve kudret sahibi bir zat Allah(c.c) var.
Ve Rabbimiz bizi başıboş öylece bırakmıyor. Bir makine düşünün onu kafana göre kullanmaya kalkarsan ya bozulur, ya kırılır, ya hiç çalışstırmazsın ama onun bi kullanma kılavuzu varsa açar bakarsın neyi nasıl yapacakmış bu en basit oyuncakta bile böyleyken. İnsan gibi bir varlığın klavuzu yok mu?

URVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin