-2-

188 7 0
                                    

Ertesi gün sabah Sarah hazırlanıp babasıyla kahvaltıya oturdu.
"Bugün belki yeni taşınan kız sizin okula gelir."dedi babası
Sarah şaşırdı.O kadar zenginken niye bir devlet okuluna geliyordu ki?
"Niye özel okula gitmiyor acaba?"
"Belki istemiyordur.Kızım benim gitmem gerekiyor.Sana afiyet olsun."diyip babası mutfaktan çıktı ve Sarah kapanan dış kapının sesini duydu.
Kendi de çabucak yemeyi bitirip bulaşıkları lavoboya koydu ve evden bisikletiyle çıktı.
Babası bu kırmızı bisikleti doğum gününde hediye olarak almıştı.
Bisikletini çok seviyordu.
Tepeden aşağı indi.Okulun önüne geldiğinde lüks bir araba karşısında durdu ve dünkü köşkte gördüğü kız arabanın arka koltuğundan çıktı.Yanında oturan genci gördü.Muhtemelen kardeş olmalıydılar.
Çocuk yola doğru bakıyordu.Kulaklığını takmıştı.Sarah'ı hiç fark etmemişti.Çok dalgın görünüyor.Bir şey düşünüyor gibiydi.
Kız,arabadaki kardeşine "Görüşürüz "diye seslendi.Çocuk başıyla selam verdi.Kız kapıyı kapattı ve araba uzaklaştı.
Sarah bisikletini okulun bahçesine bırakırken yeni kız okul binasına girdi.
Sarah bisikletini kilitledi ve o da binadan içeri girdi.Sınıfına gitti.
Her zaman ki gibi herkes sohbet ediyordu.
Ortadan ikinci sırasına geçerken "Günaydın!"diyip kocaman gülümsedi.
Arkadaşları da"Günaydın Sarah"dedi.
Mine diğer sınıftaydı.
Yanında Müge oturuyordu.Müge öğretmenler masasının yanına gidip sınıf defterini karıştırıyordu.Sınıf listesini eline aldı.Gözlerini büyüterek"Sınıfa yeni biri geliyor"diye bağırdı.
"Kim geliyor?"diye sordu sınıftaki öğrencilerden biri olan Ilgaz.
"Dur bir bakıyım...Gülçin Kutlay."
"Gökçe Kutlay...Kutlay ailesi.Hani şu zengin yatırımcı ailelerden biri değil mi?"diye sordu Cemre.
"Biri kutlay ailesi mi dedi?! Ah! Oğuz da bizim oraya taşındı!"diye bağırarak Nazlı içeri girdi.
O sırada Gökçe de sınıfa gelmişti.Abisinin adını duyunca pek umursamadı.Çünkü abisine hayran olan bir sürü kız vardı.
Sınıfa oturmak için boş yer var mı diye göz gezdirdi.Eli çantasının sapındaydı.
Ordan Tarık hemen "Benim yanıma gelebilirsin"diyince sınıftakinler"Güzel kız gördü ya hemen yanına çağırıyor."diye eğlendiler.
Sarah ve Gökçe göz göze geldi.Sarah gülümsedi."İstersen benim arkamda yer var oturabilirsin"dedi
Gökçe boş olduğunu görünce Sarah'ın arkasına oturdu.Rahatlamış görünüyordu.
Öğretmen zili çaldı.Ders başlamıştı.
Öğle arasında Sarah bahçede dolaşırken Gökçeyi çimenlere oturmuş tek başına müzik dinlerken buldu.Sarah onu öyle görünce üzüldü.Sırf ailesi zengin diye ondan korkuyorlardı.
Gidip yanına oturdu.
"Ne diliyorsun?"
"Müzik."
"Ah!"Güldüler.
"Aslında hangi müziği demek istemiştim."dedi Sarah gülümseyerek."
"Ed sheeran i see fire."
"O şarkı gerçekten çok hoş."
"Evet.Sen de dinlemek ister misin?"
"Elbette."
Böylelikle birbirleriyle kaynaşmış oldular.Müziklerden, kitaplardan, filmlerden bahsettiler.
Gökçe iyi bir kızdı.Arkadaş canlısıydı.Ailesinin durumunun iyi olmasını insanlar üzerinde gösterip kullanmayı sevmezdi.
" Bu arada ismin ne?"
"İsmim Sarah."
"Yabancı bir isim gibi."
"Evet."
Gökçe'nin ilgisini çekmişti.
"Peki anlamı nedir?"
"Prenses demekmiş."
"Vay canına çok güzel."
"Aslında benim annem bir İngilizmiş.Babam gençken,annem ailesiyle tatil yapmak için Londra'dan buraya gelmiş.Tabi o zaman babamın ailesinin durumu iyiymiş.Babamı sahilde görmüş.Birbirlerine aşık olup kültür farkına rağmen evlenmişler.Gerçi annemin ailesi evliliği kabul etmemiş ve İngiltere'ye geri dönmüşler.Annem burada babamla kalmış.Sonra anneannem ve dedem trafik kazasında ölünce tüm işler babama kalmış.Babamın durumu bir süre sonra kötüleşmiş.O sırada ben doğmuşum.Paraları kalmayınca annem beni alıp Londra'ya götürmek istemiş ama babam kabul etmemiş ve annem kendi gitmiş.Ailesi onun geri gelmesine izin vermeyince o da bir daha gelememiş.Arada bir mektup gönderiyor.O kadar."
Sarah iç geçirdi.Daha önce kimseye bu kadar uzun anlatmamıştı annesini.Ama Gökçe'ye anlatmak istemişti.
"Senin için zor olmalı."
"Annenin olmasının nasıl bir şey olduğunu bilmediğim için benim için çok zor olmadı.Tabi diğer çocukların annelerini görünce bu eksikliği hep hissettim. "
"Ama baban var.Sana destek oluyordur."
"Evet.Babam benim her şeyim.Arkadaşım, babam, sırdaşım...kısacası benim için her şey demek."
"Ne güzel."
"Yeni evinize alıştın mı?"
"Yeni bir eve taşıdığımı nerden biliyorsun ki?"
Sarah dünkü halini hatırladı.Dudağını ısırdı.En azından Gökçe onun ağaca çıktığını görmediği için sevinmişti.
"Şey ben de oraya yakın oturuyorum.Yokuşun üstündeki tepede.Sizi taşınırken gördüm."
"Evlerimiz yakınsa o zaman bize gelebilirsin!"
"Evet.Güzel olur ama ailen rahatsız olmasın."
"Ne rahatsızlığı canım.Hem annem de çok sevinir."
"Tamam o zaman."
Zil çaldı ve sınfa döndüler.
Okul çıkışında Mine, Sarah ve Gökçe birlikte çıktı.
Sarah kırmızı bisikletine bindi.Mine dersaneye gideceği için durağa gitti.
Gökçe'nin arabası gelmişti.
Gökçe"İstersen seni de bırakalım."dedi.
Sarah çekinerek "Teşekkür ederim ama ben bisikletle giderim."
"Hani bize gelecektin?"
"Şimdi mi?"
"Evet hadi gel!Bisikleti bagaja koyarız."
"Ama eve geç gidersem babam endişelenir."
"Hava kararmadan gidersin."
"Peki."
"Bora! Arkadaşım da bizimle gelecek bisikletini bagaja yerleştirir misin?"
"Peki küçük hanım."
Şoför yirmili yaşlarındaydı.Açık tenliydi ve yakışıklıydı.
Sarah bisikletinden indi Bora'ya bisikletini verdi.Bora bisikleti bagaja yerleştirdi.
Genç çocuk yine aynı yerde oturuyordu ve yine kulaklığı vardı.
Kulaklığını çıkardı.Gökçe'ye"Ne oldu?" Diye sordu.
Sarah nefesini tuttu.Gökçe gencin Sarah'ı görecek şekilde kendine çekti.
"Arkadaşımda bizimle gelecek Oğuz."
"Abi diyecektin sanırım."
"Oğuz abicik."
"Bücürük."
"Hadi ordan.Aramızda bir yaş var."
"Bu senden on iki ay büyük olduğum gerçeğini değiştirmez."
Oğuz Sarah'ın varlığını yeni fark etmiş gibi ona baktı.Tek kaşını kaldırdı.Sarah bisikletini alıp kaçmak istiyordu.
"Arkadaşın bu mu?"
"Evet."
"Tarzan.Dikkat et de kapılara filan tırmanmasın."diyerek güldü.Gülüşü sevimliydi.
"Sen ne saçmalıyorsun?Sarah özür dilerim gerçekten.Abimi takma.Kendince eğlendiğini sanıyor."
"Gökçe istersen ben başka bir zaman geleyim."
"Ama bisikletini koyduk artık."
"Ben.."
"Abimin yanına ben otururum.Sen öne geç" diye fısıldadı.
"Tamam."dedi Sarah ve öne oturdu.
Gökçe de arkaya geçti.
Sarah daha önce hiç bu kadar lüks bir arabaya binmemişti.Arabanın bir yerine dokunmaktan korktu.Her yerinden zenginlik akıyordu.
Köşkün önünde araba durdu.Şoför sırayla hepsinin arabasının kapısını açtı.
Sarah'ın kapısını açarken Sarah "Teşekkür ederim."dedi.
Şoför de "Ben bunu her zaman yaparım.O yüzden teşekkür etmene gerek yok."dedi.
Sarah kendine mi yoksa şoföre mi kızacağını bilemedi.O sadece kibarlık olsun diye söylemişti.
Gökçe Sarah'ı kolundan çekerek uçarcasına kendi odasına götürdü.Gökçe'nin odası ikinci kattaydı. Sarah büyülenmiş bir şekilde odayı inceledi.
"Zevkin güzelmiş."dedi
"Sağol."
Gökçe'nin odası arka bahçeye bakıyordu.Sarah pencere yaklaşnca bahçede çalışan babasını gördü.Gökçe de Sarah'ın baktığı yöne doğru baktı.
"Bahçıvanımız.Duyduğuma göre çok fakirmiş.Yetenekli biri sanırsam.Adama acıyorum. Yazık.Fakirlik zor."
Sarah dişlerini sıktığını fark edince derin bir nefes almayı denediyse de yapamadı.
Her an kendini ağlayacak gibi hissediyordu.

SARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin