-10-

165 6 1
                                    

Multimedya Oğuz

Gökçe bu sözü duyduğunda donuklaştı.Sessizce ağlamaya başladı.
"Minik kardeşim...Daha doğmadan annen tarafından terkedildin."diyerek hıçkırıyordu.
Sarah arkadaşının yanına gitti ve elini tuttu.
"Sakın öyle deme.Annen zor bir dönemden geçiyor.Kocasına olan güveni sınanıyor ve yeni bir bebek..Ve vücudu değişiyor..Farklı hissediyor...Kolay değil."
"Annemi tanımıyorsun o çok hassas.Kötü bir şey yaşarsa kafasına takıyor ve kendini yıpratıyor."
"İki tane harika çocuklara sahip ve üçüncüsü de yolda.Sabırlı ol.Rahatla biraz."
Gökçe elinde olmadan gülümsedi.
Sarah insanları anlayamıyordu.Bir zevk uğruna yeni bir yavru dünyaya geliyordu ve onu engellemeye çalışıyorlardı.Yaptıklarının sorumluluğunu savunmasız ve küçücük bir yavruya yüklüyorlardı.
Kendisi bir annenin nasıl hissettiğini bilmiyordu.Çünkü gözlemleyebileceği hiçbir yakını olmamıştı.En yakın annesiydi ama o çok uzaktaydı.Belki unutmuştu Sarah'ı.Bir kızı olduğunu hatırlamıyordu.
Sarah da ağlamaya başladı.İki kız annesini bekleyen aç yavru kuşlar gibi ağlıyordu.Annelerine ihtiyaçları vardı.
İkisinin de annesi hayattaydı.Sarah'ın ki uzaklardaydı.Gökçenin annesi buradaydı ama ruhu başka bir yerdeydi.
Gökçe'nin annesinin olduğu odanın kapısı açıldı ve Işıl yavaş adımlarla kardeşinin yardımıyla merdivenlerden indi.Yüzü soluk ve cansızdı.İyice zayıflamıştı.Sarı saçları yağlıydı ve yüzüne yapışmıştı.
"Hayatım iyi olacaksın.Biraz bahçeye çıkalım."dedi Güzin kardeşine.
Güzin kardeşini hep çok sevmişti.Küçüğüydü.Sürekli onu korumuştu.İlk yürümeye başladığında elinden tutardı onu ama kardeşi kendi başına gitmek isterdi o da hemen arkasından yürürdü.Okula başladığında onu zorba öğretmenlerden ve kötü öğrencilerden korudu.Tam anlamıyla yetişkin olduklarında ise olacaklardan koruyamamıştı onu.Sevmediği bir insanla zorla evlendirilmesini izlemek zorunda bırakılmıştı ve kardeşi acı cekmişti ve halâ şimdi de acı çekiyordu.Aile itibarı için seçkin ve zengin bir adamla evlendirilmişti.
"Kahretsin aile itibarını..."diye mırıldandı.
Aşağı bahçeye kardeşini çıkardı.Biraz temiz hava iyi gelirdi.Bahçeye konulmuş koltuklardan birine oturdular.
Işıl gözlerini kıstı.Gökyüzüne baktı.
"Güneşin bu kadar parlak olduğunu unutmuşum."dedi gülümseyerek.
"Dışarı çıkmanın sana iyi geleceğini söylemiştim."dedi Güzin
Işıl"Bebeğim.Peki sen karanlıkta nasılsın?Annen dışarı çıktı."diyip karnını ovdu.
"İki tane koca bebeğin daha var ve senin bu haline çok üzülüyorlar."
"Oğuz ve Gökçe.İkisi de iyi mi?"
"Evet.İyiler.Gökçe arkadaşıyla okula geri döndü."
"Şu balıkçının kızıyla değil mi?"
"Onu bilmiyorum bana Sarp söyledi.Gökçe arkadaşıyla iyi anlaşıyormuş gibi görünüyor."
"Güzel.Sonun da hatasını fark etti."dedi Işıl.
Gökçe'nin okuluna geri dönmesi onu mutlu etmişti.
Köşkün önünde bir araba durdu ve içinden altı yaşlarında iki çocuk çıktı.İkizlerdi.Biri kız biri erkekti.İkisi de kıvırcık saçlıydı.
Oğlan hemen "Annemin yanına ilk önce ben gideceğim."dedi ve koşmaya başladı.
Kız da "Hayır asıl ben gideceğim!"diye bağırarak arkasından koştu ikisi birden oturan annelerinin kucağına atıldı.
"Anne!Seni çok özledik."
"Ben de sizi çok özledim kuzucuklarım."diyip Güzin çocuklarına sarıldı.
"Bugün abimin sevgilisi de gelecekmiş."dedi kız heyecanla
"Hadi onu görelim!"dedi çocuk ve koşa koşa salona köşkten içeri girdiler.
Sarp koltukta yatıyor ve ipad den bir zombi oyunu oynuyordu.Oğuz ise televizyon izliyordu.
"Senin bücürükler salona saldırışa geliyorlar."dedi Oğuz.Salondaki boydan boya camlardan bahçeye bakmıştı
Bu arada habire kanal değiştiriyordu.İzleyecek bir şey bulamadı.Ücretli film kanalını açtı.Uzaylı bir film vardı.
"Olamaz."diye mırıldandı Sarp.
Ipadinden saate baktı.Neredeyse akşam olacaktı.Yani kardeşleri anaokulundan çıkmıştı
Bir dakika geçmeden kaosla içeri daldılar ve ikisi de çantasını yere fırlattı.
Erkek olan yani Berke Sarp'ın üstüne atladı.
Sarp"Ah!Yavaş ol küçük adam."dedi.
Berke tam karnının üstüne zıplamıştı ve öleceğini zannetmişti.
"Vayy zombi oyunu.Popüler oyunlarda ilk sıradaydı.Ben de oynayacağım!"diyip ipade uzanmaya çalıştı.Sarp ipadi ondan uzağa tuttu ve kapatma tuşuna bastı.Berke ipadi almak için debelenirken Sarp diğer elini de Berke'nin yüzüne koydu onu iktirmeye çalışıyordu.Berke de kollarıyla ipade uzanmaya çalışıyordu.
"Bana ver onu!"diye Berke cıyakladı.
"Tüh!Bak bozuldu."
"Yalancı."
"Bak!Çalışmıyor işte!"
Sarp ekranına parmağıyla dokundu açılmadı.
Berke pes etti.Suratını astı ve abisinin üstünden indi.
Beste Oğuz'un yanına oturdu.Oğuz onu alıp kucakladı.
Oğuz onu olan gücüyla gıdıklıyordu.
"Oğuz abi yapma ya!"diyip gülüyordu.
Ve havaya kaldırıp Beste'yi döndürdü.
"Havada uçuyorum sanki."dedi Beste neşeyle.
Oğuz Beste'yi yere indirdi.Beste utana sıkıla abisinin yanına gitti.
Sarp ipadi gözden çıkardığı için şimdi de telefonunu açmıştı ve instagrama bakıyordu.
"Abi."
"Hı?Yani efendim?"
"Şeyy sevgilin nerede?"
Sarp kız kardeşine gülümseyerek baktı.
"Seni gidi seni.Merak ediyorsun demek.Gökçe ablanın odasında olması lazım."
Beste"Tamam."diyip salondan süzülerek çıktı.
"Siz çok sıkıcısınız."dedi Berke öfkeyle.
"Ipadi alamayınca biz sıkıcı oluyoruz."diye karşılık verdi Sarp.
Onun için kardeş kolay değildi.Hele iki tane hiç kolay değildi.
Ikisi de çok yaramazdı ve her yeri kurcalıyorlardı.
Şimdi de Berke koltuğun üstüne çıkmıştı ve zıplıyordu.
Oğuz"Sarp oğlum kardeşine söyle koltuk oturmak içindir zıplamak için değil."dedi ve Sarp'a dik dik baktı.Sarp omuz silkti.
"Berke in koltuktan.Oğuz abiciğinin dedikleri doğru."
"Banane!"dedi Berke.
"Eğer koltuktan inmezsen polis çağıracağız."dedi Sarp ciddi bir sesle.
Oğuz"Evet.Sarp abiciğin doğru söylüyor.Eğer seni boyle yakalarsalar müebbet hapis yersin."diye sırıtarak Sarp'a baktı.
Berke zıplamayı bıraktı.
"Müebbet hapis ne demek?"diye sordu.
"Sonsuza kadar tek odada tek başına bir yatak ve tuvaletle beraber yaşamak demek."dedi Oğuz.
Berke düşündü ve kötü bir şey olduğunu anladı.
"Tamam.Ben de zıplamam o zaman."dedi.
Sarp"Aferin kardeşime."diyip yanına gelen Berke'nin kıvırcık saçlarıyla oynadı.
Sarah ve Gökçe yatağın üstünde otumuşlardı.Sarah Gökçe'nin saçını balıksırtı örüyordu.Gökçe'nin saçları yumuşacıktı ve çilekli şampuan kokuyordu.
Gökçe sabırsıklıkla"Bitti mi?"diye sordu.
"Az kaldı.Birazdan göreceksin.Çok hoş oldu."
Gökçe"Sen öyle diyorsan öyledir."diyip gülümsedi.
Sarah'ın elleri çok becerikliydi.Zarifçe örüyordu.
Beste kapıyı yavaşça açtı.Gökçe ve Sarah'a baktı.Gözleri Sarah'da takılı kaldı.
Gökçe kapıda duran Beste'yi fark etti.
"Aa sen mi geldin Beste?Hadi içeri girsene.Utanıyor musun yoksa?"
Beste elleri arkasında"Hiçte bile."diyerek içeri girdi.
Sarah'ın yanına oturdu.Sarah ilgiyle ona baktı.Bir kıvırcık saç daha...
"Yoksa...?"
"Sarp'ın kardeşi."diye Gökçe soruyu yanıtladı.
"Vay canına!Annene ne kadar da çok benziyorsun!"dedi Sarah şaşkın bir yüz ifadesiyle.
Beste gülerek"Sen de bir prensese benziyorsun."dedi.
Gökçe suratını limon yemiş gibi ekşitip"Hiç bana öyle iltifat etmedin."diye yakındı.
"Gökçe abla sen her zaman güzelsin."
"Sen de öylesin kurabiye."diyip Beste'nin elini tuttu.
"Bitti!"dedi Sarah
Gökçe yataktan jet hızıyla makyaj masasına vardı ve aynaya baktı.
Sarah arkasından pembe bir el aynası tuttu.
Gökçe kocaman gözlerle aynadaki saçına baktı.
"Sarah bu muhteşem.Çok güzel örmüşsün."
Sarah"Teşekkür ederim."dedi ve aynadan arkadaşına gülümsedi.
"Sen de benim saçımı dağınık topuz yapabilir misin?diye sordu.
Gökçe"Çok kolay.Otur bakalım sandalyeye.İki dakika anca alır."diyip Sarah'ın arkasına geçti ve Sarah'ın saçlarını topladı.Dediği gibi yapması uzun sürmedi.
Gökçe "İşte.Bitti!"dedi.
Sarah memnun bir şekilde aynaya baktı.
Topuz boynunu meydana çıkarmıştı ve günlük giysisini giymiş olmasına rağmen hoş görünüyordu.
Beste ise yatağın üstünde uyukluyordu.Başı önüne düşmüştü.
Gökçe onu yatağa yatırdı ve üstünü örttü.
"Aşağı insek iyi olur.Birazdan yemek yeriz."dedi Gökçe
"Tamam."
Yemek odasına indiler.Herkes oturmuş ve onları bekliyordu.Sarah ve Gökçe yan yana oturdu.Onların karşısında da Oğuz ve Sarp vardı.Berke Sarp'ın yanına oturmuştu.Güzin ve Işıl da yemek masasının sırayla iki ucunda oturuyordu.
Sarah ve Işıl göz göze geldi.Sarah o gözlerde yorgunluğu ve kalp kırıklığını gördü.
Işıl zoraki bir gülümsemeyle Sarah'a gülümsedi.
Sarah kendini bir şeyler demek zorunda hissetti.
"Nasılsınız?"dedi kibar bir sesle.
"İyi sayılırım."diye karşılık verdi Işıl.
Güzin"Hadi ne bakıyorsunuz öyle başlayalım!"dedi ve yemeğe başladılar.
Odanın rengi kırık beyazdı.Tablolarla süslenmişti.Odanın bir köşesinde büyük pahalı bir vazo duruyordu.
Yemek yedikleri porselen tabaklar Sarah'a göz kamaştırıcı geldi.O kadar kırılgan görünüyordu ki Sarah tabağını kırmaktan korktu.
Güzin"Beste nerde kızlar?"diye sordu.
Gökçe lazanyasıyla oynarken"Benim odamda uyuyor."dedi.
"Uyanınca yer o zaman."dedi Teyzesi.
Berke dik dik Sarah'a baktı.Sarah gülümsedi.
"Yoksa sende mi Sarp'ın kardeşisin?"diye sordu.
"Evet ve Beste benim ikizim."
Sarah"Ailecek birbirinize çok benziyorsunuz."diyince masadakiler güldü.
Berke daha fazla soru sormak istiyordu.
Biraz sustu ve sonra"Abimin sevgilisiysen hiç seni öptü mü?"diye soruverdi.
Sarah bir balkabağı kadar kızardığını hissetti.Başını eğdi.
Sarp gürültüyle öksürdü.
Berke"Abi biraz yavaş yesene."dedi.Anlamamıştı.
Sarp gülerek Sarah'a"Ne yaparsın bakma sen bu bücürüğe.Bazen saçmalıyor."diyip Berke'yi cimcikledi.
"Abi ya acıttın!"diye Berke huzursuzca kıpırdandı.
Güzin kahkaha attı.
"Oğlum öyle her şey sorulmaz."dedi ve devam etti:
"Yemekten sonra alışverişe çıkalım.Hem siz gerekli malzemelerinizi alırsınız."
Sarp itiraz ederek"Ben hayatta Oğuz ile alışverişe çıkmam."dedi.
Oğuz yemekte neredeyse hiç konuşmamıştı."Neden?"diye ilgisizce sordu.
"Sen gerekli gereksiz her şeyi alıyorsun da ondan."
"Ben aldığım her şey gereklidir."diye cevap verdi Oğuz.
"Bence gitmemiz güzel olur."diye araya Gökçe girdi.
Yemeklerini bitirince herkes kendi odasına hazırlanmaya gitti.
Sarah ve Gökçe çabucak giyindi.Bahçeye çıktılar.
Hava çoktan kararmıştı.Gündüz yerini geceye bırakmış,gökyüzünü yıldızlar titreşerek süslemekteydi.
Işıl onlarla gitmek yerine odasında dinlenmeyi tercih etmişti.
Güzin mini cooperın başına geçti.Sarp Sarah'ın elini tuttu.
"Bizim arabaya bin."dedi ve arka kapıyı açtı.Sarah geçince o da yanına oturdu.
Oğuz Sarah'ın kendi arabalarına binmeyişine sinirlenmişti.
Bora'nın kapıyı açmasını beklemeden kendi açıp kapıyı çarparak kapattı.
Gökçe kızdı"Kapıyı kır istersen."
"Önerin için sağol."
Mağaza geldiler.Sarah hala Sarp'ın elini tutmaya alışamamıştı.Oğuz sinirli görünüyordu ve bu onu korkutmuştu.
Acaba onu mu kıskanmıştı?Sarah hızlıca başını iki yana salladı.Hayatta Oğuz'un kıskanacağını sanmıyordu.
Sarp alışveriş merkezinde yürürlerken Sarah'a"Ne oldu?"diye sordu.
"Hiç."
Kamp malzemesi satan bir mağazaya girdiler.Oğuz bir tane çadır,matara,lamba,üç tane uyku tulumu aldı.
Evde uyku tulumu olduğu için gerektiği kadar almıştı.
Parayı ödedi.
Güzin yiyecek marketine girdi.Ve hepsi onu peşinden takip etti.
Gökçe ve Sarah birlikte geziyordu.
Sarah en sevdiği çikolayı görünce işaret etti."Tadı çok güzeldi.Birkaç kere yedim."
Bu arada Oğuz onlara çaktırmadan arkalarından geliyordu.
Gökçe"Öyle mi?Ben hiç denememiştim.Abi ne yapıyorsun?"diye şaşkın Oğuz'a baktı.
Oğuz Sarah'ın sevdiği çikolatadan en az on tane alışveriş arabasına koymuştu.
"Ne var?Alışveriş yapıyorum."dedi onlara bakmadan.
Sarah gülümsemesini bastırmaya çalıştı.
"Hadi gel kitaplara bakalım."diyip Gökçeyi sürükledi.
Onlar kitaplara dalmışken Sarp ve Oğuz yürüyordu.
"Bu çikolata neden bu kadar fazla?"diye sordu Sarp.
"Sarah seviyormuş."
"Öyleyse biraz daha alalım."dedi Sarp ve birkaç tane daha koydu.
Oğuz"Bana diyosun ama sen de az değilsin.Hepsini nasıl yiyeceğiz?"
"Bilmem.Sarah sevdiğine göre ben yerim."dedi Sarp gülümseyerek.
Güzin'in elinde birkaç parça şey vardı onları alışveriş arabasına koydu ve kızları çağırdı.
Kasaya parayı ödeyip çıktılar.Arabalara binip köşke geri döndüler.
Yoruldukları için odalarına çekildiler.
Sarah odasında pijamalarını giydi ve yatağa oturdu.Misafir odası kendi odasının iki katı büyüklükteydi.Daha birkaç tane daha misafir odası vardı.
Yanına aldığı kitabı alıp okumaya çalıştı ama yapamadı.Aklı bugün yaşadıklarındaydı.Kendi kendine güldü.
Maral cadısı olsaydı kıskançlıktan ölürdü heralde.Mutluydu.Nasıl olduğu önemli değildi.
Tuvalete gitmek istedi.Koridora çıktı.Koridorun ışığı kapalıydı.Karanlıkta görmeyen gözlerle ışığın düğmesini bulmaya çalıştı.
Eliyle havayı yokluyordu.Bir şeye dokunduğunu fark etti.Kıyafet gibiydi.Elini yukarı kaldırdı.Bu sefer sıcak ve canlı bir şeye dakunuyordu.Ürktü.
Oğuz Sarah'ın yanağını dokunan elini tuttu.
"Sen kimsin?"
"Oğuz."
"Ne?"
Sarah telaşlandığını hissetti.
"Sakin ol.Bir şey yaptığımızı sanacaklar."
Sarah hemen elini çekti.
"Ben tuvalete gidecektim de."
"Koridorun sonundan sola dön.Direk karşında."
"Sağol"
Sarah aceleyle gitmeye yeltendi.Oğuz elini duvara koyarak onu engelledi.
Oğuz mavi gözleriyle ona bakıyordu.Sarah ondan kurtulmak istemişti ama yerine mıhlanmıştı.
"Sarah her gün seni düşünüyorum.Unutmayı denedim ama olmadı."
"Oğuz..."
"Bir şey demene gerek yok."
Oğuz hafifçe Sarah'a sarıldı.Yumuşacık bir sarılıştı.Sarah gözlerini kapattı.Rahatladığını hissetti.Karnında kelebekler uçuşuyordu.

SARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin