-7-

127 3 0
                                    

Gökçe ağlayarak odasına gitti.Yatağının üstünde oturdu.Hayatı muhteşemdi.Bir tane arkadaşı-Yani Sarah oluyordu-vardı.Onunla konuşmuyordu.Annesiyle babası kavga etmişti.Sarah koleje geçmişti.Şimdi okulda yalnız kalmıştı.
Oğuz kapıyı tıklattı.
"Girme!"diye bağırıp Gökçe kafasını yastığa gömdü.
"Giriyorum."diyip Oğuz kapıyı açtı.
"Çık odamdan popüler çocuk!"diyip Gökçe pembe çiçekli yastığını kardeşine fırlattı.
Oğuz karnına gelen yastığı yakaladı.
"Pembe çiçekler.Hala büyümedin mi?"
"Sana laf yetiştirecek modda değilim.Hadi git süper zengin arkadaşlarınla takıl."
"Hadi ama Gökçe sadece şakaydı.Yakışıklı ve popüler olmak benim suçum değil."diyip yanına oturdu.
"Ne istiyorsun?"
"Okula geri alındın.Babam hem seni hem Sarah'ı yazdırdı."
"Harika.Evimdeki bahçıvanın kızıyla okula geri döndüm."dedi Gökçe ve tırnaklarıyla oynamaya başladı.
"Önemli olan kimin kızı olduğu değil insan olması."
"Hani derler ya dış güzellik değil iç güzellik önemli ama herkes dış güzelliğe bakıyor aynı onun gibi."
"Haklısın."
"Niye karşı çıkmadın?"
"Çünkü öyle.Ayıcıkla mı uyuyorsun?"
"Hey!Çek ellerini pofuduğun üstünden!"diyip Gökçe kahverengi ayıcığı tutan Oğuz'un Kollarından tuttu.
"Pofuduk bakalım içini açtığımda da böyle şirin gözükecek mi?"diyip Oğuz ayıcıkla birlikte yataktan fırladı ve koridora koştu.
"Dur!Yapamazsın!"diyip Gökçe arkasından koştu.
"Yaparım."
"Cani!Ayı katili!"diye bağırdı Gökçe
Biri önden biri arkadan koşuyorlardı.Alt kata indiler.
Gökçe yerdeki not defterini geç farketti basınca ayağı kaydı ve yere yapıştı.
"Bunu sen planladım değil mi?!"
"Evet.Nasıldım ama?"
"Berbat."
Gökçe kahkaha attı.Birlikte güldüler.
Oğuz duvara yaslanmıştı ve hızla nefes alıp veriyordu.
Gökçe mutfağın açık kapısından bakakaldı.
"Anne?"dedi Titrek bir sesle
Oğuz kapıya yaklaştı.
"Ne olmuş anneme?"diyip mutfağa baktı.
Oğuz Koşarak annesinin yanına gitti.Annesi yerde yatıyordu ve bayılmıştı.
Oğuz annesini kucakladı ve salondaki koltuğa yatırdı.
Gökçe annesinin elini tuttu.
"Anne uyan!Ne oldu sana böyle?"dedi
"Ben doktoru arıyorum."diyip Oğuz telefonundan aile doktorunu aradı.
Doktor Ahmet kırk yaşlarında siyah saçlı gözlüklü biriydi.Annesinin yakın arkadaşıydı ve evlenmemişti.
Çabucak eve geldi.Işıl'ı muayne etti.Nabzını dinlerken kaşları çatıldı.
"Ne oldu?"dedi Oğuz.
"Tansiyonu düşmüş ve anneniz size Söylemek istemiyordu ama bilmeniz gerekiyor."
"Neyi?"diye sordu Gökçe
"Beş haftalık hamile."
Üçü de sessiz kaldı.Gökçe ve Oğuz ne tepki vereceklerini şaşırdı.
"Tamam.Bebek iyi mi?"diye sordu Gökçe
"Son kontrolde iyiydi.Işıl kendine geldiğinde daha iyi olur."
"Annem neden söylemek istemedi?"
"Korkarım babanızdan şüpheleniyordu.Bebeği aldırmak istiyordu."
"Şüpheleri doğruymuş."
"Oğuz!"diye çıkıştı Gökçe.
Gökçe lisedeyken doktorla annesinin birbirlerine aşık olduklarını biliyordu.Annesizorla ailesi tarafından babası zengin şirket sahibi olduğu için evlendirmişlerdi.
Gökçe her zaman annesinin babasına karşı olan soğukluğu hep hissetmişti.Annesi belli etmiyordu ama kimse ona bakmadığında Gökçe ona bakıyor ve yüzündeki kırgınlığı görebiliyordu.
Oğuz'un haberi yoktu.Anneyle kız arasındaki bir sırdı.
"Ne var?"diye anlamamış bir şekilde Oğuz Gökçe'ye baktı.
Doktorun bir saniyeliğine gözleri uyuyan Işıl'a kaydı.Hemen bakışlarını kaçırdı.
"Çocuklar annenize,size hamile olduğunu söylediğimi bir şekilde olabildiğince tatli dille söyleyin.Ben gidiyorum."diyip odadan çıktı.
...
Sarah pazartesi günü bisikletiyle okulunun yolunu tuttu.
Bahçeye girdiğinde iki büyük binayla karşılaştı.Her yer ağaçlık ve çimen olduğu için kendini yağmur ormanlarında gibi hissetti.
Öğrenciler binalara doğru yürüyordu.
Sarah bisikletini bahçede kilitledi.Ne yapacağını bilmiyordu.Ilk binadan içeri girdi.Burası çok büyük ve karmaşık geldiği için kendini yalnız hissetmesine sebep olmuştu.
Müdürün odasını bulmak için ikinci kattaki koridora yöneldi.Yavaş yavaş etrafı incelyerek yürüyordu.
Kıvırcık saçlı,beyaz tenli bir çocuğun önünden geçti.Saçları çok kabarık değildi ve açık kahverengi rengindeydi.
Çocuk ona gülümsedi.Sarah da ona gülümsemeyle karşılık verdi.
"Hey!Sen yeni olmalısın.Seni daha önce görmedim."diyerek Sarah'ın omzuna elini koyup onu durdurdu.
"Buradaki herkesi tanıyor musun?"dedi Sarah
Sarah arkasını döndü.Çocuk elini çekti.
"Yani.Hemen hemen herkesi."diyip gülümsedi.Sempatik görünüyordu.
"O zaman müdürü de tanıyor olmalısın."
"Güzel espriydi.Hadi seni müdürün odasına götürelim."diyip çocuk Sarah'ın elinden tuttu ve onu ilk katta indirdi.Bir sağa bir sola döndüler ve onu bir kapının önünde durdurdu.
"Işte geldik."dedi çocuk
Kapının üstünde "Müdür Orhan Tekin"yazıyordu.
"Yardımın için teşekkürler."
"Ne demek benim işim yardım etmektir."dedi çocuk ve kulağını kapıya dayadı.
"Kuyruklu içeride."dedi
"Kuyruklu mu?"
Sarah şaşkınca çocuğa baktı.Çocuk kapıdan kulağını çektı elini Sarah'ın dudağına götürdü.
Sarah utandı.Ama çocuk bunu sapıklık anlamında yapmamıştı
"Şşt!Duymasını istemeyiz.Görünce anlarsın.Ben artık gidiyorum."dedi ve gitmeye hazırlanırken Sarah onu durdurdu.
"Ah doğru!Adımı söylemedim.Ben Sarp.Tekrar bir yardıma ihtiyacın olduğunda yanında olurum.Telefonun var mı?"
"Evet."
"Alabilir miyim?"
"Tamam."diyip Sarah pantolonun cebinden telefonunu çıkardı.Pahalı bir telefon değildi.Sadece işini görmesine yarıyordu.Çocuk telefonla dalga geçmedi.Bir tepkide vermedi.
Sarah Oğuz olsa hemen dalga geçerdi diye düşündü.
"Al.İşte numaram kendimi kaydettim.Görüşürüz pıtırcık."diyip Sarah'ın başını hızlıca okşadı ve gitti.
"Hı?Süpersarp mı?"
Telefonunda ismini "süpersarp"diye kaydetmişti.
Sarah gülümsedi.Bu çocuk esprili ve sevimliydi.
Ama bu okulda herkes böyle değildi.
Odanın kapısını tıklatıp içeri girdi.
Kocaman meşe ağacından masanın yanındaki siyah deri koltukta oturmuş bilgisayara bakan adamı görünce neden Sarp'ın ona kuyruklu dediğini anladı.Adamın saçları sıyah ve uzundu.At kuyruğu yapmıştı.
Sarah gülmemek için öksürdü.Adam bakışlarını bilgisayar ekranından ona çevirdi.
"Ah!Sen Erkan Beyin yeni kayıt yaptırdığı Sarah adındaki kız olmalısın."
"Evet."
"Okulla ilgili broşür ve kendinle ilgili bir kağıt.Sınıfın 10/E.Hoşgeldin."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim." Dedi adam ve hadi artık git dermiş gibi yüzüne baktı.
Sarah hemen odadan çıktı ve kapıyı kapattı.
Şimdi bir tek sınıfına gitmek kalmıştı.Gerçi hiç gitmek istemiyordu.
Oyalanarak zilin çalmasını bekledi.Zil çalınca sınıfını buldu ve kimseye bakmadan en arkadaki boş bir sıraya oturdu.Sıralar tek kişilikti.
Başını yukarı kaldırdığında ona bakan birçok yüzle karşılaştı.Ama bir yüz ona bakmıyordu.Gökçe...
Cam tarafında en önde oturuyordu.Kulaklık takmıştı ve uyuyor numarası yapıyordu.
Sarah onunla konuşmayacağını biliyordu ve üzülüyordu.
Maral sınıfa girdi.Onu şöyle bir "Ezik"bakışı atıp yerine oturdu.
"Kızlar bizim Japon geliyor."diye bağırarak içeri bir kız girdi.Çoğu kız iç çekip çığlık attı.
Sarah yine anlam veremedi.Heralde kuyruklu gibi bir lakap olmalıydı.
Ve içeri bir genç girdi.Herkes ayağa kalktı.Sarah şaşırdı.Anlayamadı.
Genç adam"Niçin kalkmıyorsun?"dedi Sarah'a.
"Özür dilerim."diyip Sarah hemen ayağa kalktı.Öğretmenleri olmalıydı.
Öğretmen onu inceledi.Sonra aklına yeni bir şey gelmiş gibi"Ah doğru yeni gelen kızsın.Arkadaşınıza hoşgeldin deyin."diyip gülümsedi.
Sınıfça"Hoşgeldin."dediler.
"Teşekkür ederim."dedi Sarah.
"Benim adım Hikaru Miyashita ingilizce öğretmenin ve ayrıca sınıf öğretmeninim."diyip ona gülümsedi.
Genç görünüyordu.Bu yüzden Sarah onun öğretmen olabileceğini düşünmemişti.Saçları koyu kestaneydi.Uzun boyluydu ve havalıydı.
"Sen de arkadaşlarına kendini tanıtmak istersin sanırım."
"Evet.Ben Sarah Aksu ."
"Teşekkürler.Let's start lesson..."
Sarah dersi ilgiyle dinledi ama pek anlamıyordu ve bu sinirini bozuyordu.Gökçe derse sürekli katılmıştı ve yüzü ciddi duruyordu.Ona bir kere bile bakmamıştı.Sarah düşünmemeye çalıştı.
Zil çalınca sınıfta curcuna oldu.Sessizlik yerini gürültüye bırakmıştı.İçeri Oğuz geldi.Maral'ı belinden tuttu ve kendine çekti.Maral Oğuz'un kulağına bir şeyler fısıldadı ve Oğuz Sarah'a baktı.Gülümsemesi soldu.
Sarah başını sıraya gömdü.Buradan bir an önce kurtulmak istiyordu.
Oğuz sınıftan çıktı.Maral Sarah'ı dürtükledi.Sarah masadan başını kaldırdı ve Maral'a baktı.
Maral Sarah'ın masasına oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
"Bak bak buralara kimler gelmiş?"
Sarah sinirlerine hakim olmaya çalıştı.Kesin onu kışkırtmaya çalışıyordu.
"Tekneden havaya uçmak nasıl bir duyguydu?"dedi Maral gıcık bir sesle
Sınıftakiler onların başında toplanıp güldü.
"Harikaydı.Sen de uçmak ister misin?"diye tersledi Sarah.
Maral gözlerini kısarak Sarah'a baktı.
"Bu okula kimin parasıyla geldiğini biliyorum seni küçük zavallı."
"Bu seni iliglendirmez."
"İsmin yabancı isim diye kendini bir halt zannetme köylü kızı.Ayrıca Oğuz benim.Bunu küçük beynine sok."
"Yeter!Kes sesini Maral!"diye bağırdı Gökçe oturduğu sırasından.
Maral şaşırmış bir halde Gökçe'ye baktı.
"Onun okula nasıl geldiğinin derdi sana mı düştü?Git bütün okula yay.Egon şişsin."dedi Gökçe sert bir sesle ve kitaplarını gürültüyle kapatıp sınıftan çıktı.
Maral hıçkırdı.Ağlamaya zorladı kendini ve başardı.
"Oğuz..."diye inleyerek ağlıyordu.
Oğuz kantindeydi.
"Maral'la yeni gelen kız kavga ediyor!"diyip Cem hızla yanına geldi.
Oğuz koşarak Maral'ların sınıfına gitti.
Maral Oğuz'un geleceğini kesin biliyordu.Sarah'ın kolundan tuttu ve kendine tokat attı.
Sarah korkarak Maral'a baktı.Maral elini sıkıca tutmuş ve haykırıyordu.Gözleriyle yanındaki kızlara işaret etti.
"Maral'a vurdu!"diye kızlar bağırdı
Oğuz şok olmuş bir halde ikisine baktı.
Maral Sarah'ın elini iktirdi.Elini yanağına götürdü.
"Oğuz!"diyerek haykırdı.
Oğuz Maral'a sarıldı.
"Tamam.Yok bir şey.Sakin ol."dedi Oğuz.
"Ben yapmadım."dedi Sarah.
"Evet sen yapmadın.Elin yanlışlıkla çarpıp tokat attı."dedi Oğuz buz gibi bir sesle.
Sarah Oğuz'dan böyle bir tepki beklemiyordu.Sesi kalbini paramparça etmişti.
Koşarak dışarı çıkarken sıcacık kollar onu kendine sardı.Kimin ona sarıldığına bile bakmadan sessizce ağlamaya başladı.Yaşlar gözlerinden kalbine doğru süzülüyordu.
Sarp olanları koridordan izlemişti ve Sarah'ın hiçbir suçu olmadığını Maral'ın bilerek kendi kendine tokat attığını görmüştü.
"Sen yapmadın.Bunu biliyorum.Haketmediğin bir söz için ağlama."
Sarah yaşlı gözlerle Sarp'a baktı.Sarp ona her zamanki gibi gülümsedi.
"Nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun?"diye sordu.
"Mutlu değilsem bile gülümsüyorum.Böylelikle üzgün olsam bile gizleyebilirim.Şimdi insanlar birbirlerinin zayıflıklarını görünce mutlu oluyorlar."dedi.
"Doğru."
"Ah!Hani ağlamak yoktu?"diyip Sarah'ın gözlerini sildi.
Bu arada Oğuz ikisini görmüş ve elinde olmadan sinirlenmişti.
Sarah"Tamam."diyip gülümsedi.
Öğretmenler zili çaldı.Sarah ve Sarp ayrıldı.
Oğuz öfkeyle Sarah'ın yanından geçti.
Maral sinsice gülümseyerek Sarah'a baktı.Sarah sert bir bakışla karşılık verdi ve yerine geçti.
Öğle arasında Sarah okulu gezmek için tek başına bahçeye çıktı.Gökçe'yi eski okulundaki gibi bir ağaca yaslanmış kulaklıkta müzik dinlerken buldu.O da yalnızdı.Dünyadan kopmuş gibiydi.
Sarah ses çıkarmadan onun yanına oturdu.Gökçe fark etmiş ve müziğin sesini kısmıştı
"Beni koruduğun için teşekkür ederim.Biliyorum bana kızgınsın ama üzgünüm söyleyemedim işte.Çünkü benimle konuşmayacağından korkuyordum ve korktuğum başıma geldi.Kimse eşit şartlarda doğmaz ve kimse fakir de doğmak istemez.Ben buyum ve başlangıçtaki kaderimi değiştiremem ama çalışırsam ileride daha farklı bir hayatım olabilir.Üzgünüm."diyip kalkmak istedi.Gökçe kolundan tuttu.
"Dur."dedi.
Sarah şaşırmıştı.Çünkü onu duymadığını zannetmişti ama Gökçe her şeyi duymuştu.
"Biliyor musun?Ben de çok düşündüm ve böyle şeylerin çok da önemli olmadığının farkına vardım.Beni üzen senin söylememendi.Arkadaşlar arasında sır olmaz.Ama barıştık öyle değil mi?"diyip gülümsedi.
"Evet.Öyle"diyip Sarah da gülümsedi.
"Bu arada ingilizce öğretmenimiz çok yakışıklıdır..."diyip Gökçe konuşmaya başladı ve birlikte sohbete daldılar.
Oğuz ve Sarp okulun spor salonunda basketbol oynuyorlardı.Oğuz basketbolda başarılıydı ve okul takımında oynuyordu.Sarp da fena değildi ama sadece hobi olarak oynuyordu.
"Bakıyorum da Sarah'la kaynaşmışsınız."dedi Oğuz topu sürerken.
"Evet.Yoksa onunla da çıkmayı mı düşünüyorsun?"
"Saçmalama."dedi Oğuz ve güldü.
"Sana söyleyeceğim ister inan ister inanma.Maral kendi kendine tokat attı."
Sarp Oğuz'un kuzeniydi.Bebekliklerinden beridir birlikte büyümüşlerdi ve birbirlerinin yalan söyleyip söylemediğini bile anlabiliyorlardı ve Oğuz da biliyordu.Sarp doğruyu söylüyordu.
"Maral kazadan sonra biraz hassaslaştı.O yüzden aşırı bir tepki verdi.Düzelecektir."diyip şut attı ve basket oldu.
"Pek düzelecek gibi durmuyor."
"Sarp."
"Tamam.Beni ilgilendirmez."
Çıkışta Sarah bisikletine binmiş gidecekti bahçede önünü kızlar kesti.
"Köylü fakir kız."
"Yazık bisikletle gidiyor."
"Para verelim de otobüse bin bari."
"Hahaha"
Bisikletine ve ona vurup duruyorlardı.Sarah donmuştu.Bir tepki veremiyordu.
Gökçe ve Oğuz arabaya binmişlerdi.Tam onların yanından geçerken Gökçe arabayı durdurdu.
Arabadan dışarı çıkacaktı ki Oğuz onu kolundan tuttu.
"Daha da berbat bir duruma düşmek istemiyorsan gitme."
"Senin gibi oturup seyirci kalamam."
"Bahçıvanın kızıyla arkadaş oldum diye dalga geçeceklerini düşünen sendin."
"Ama artık öyle düşünmüyorum."
"Arabadan çıkmayacaksın.Bora kapıları kilitle."
"Tamam efendim." Ve bir klik sesi duyuldu.
"Bora kilidi aç hemen!"diye Gökçe öfkeyle kapının kolunu zorladı.
Onlar arabada inatlaşırken Sarp'ın arabası kalabalığın yanında durdu.Sarp arabadan indi ve kalabalığı yararak tartaklanan Sarah'ın yanında durdu.
Sarp "Çekilin ahmaklar!"diye seslendi.Kızlar korkup birkaç adım geriledi.
Sarp Sarah'ın yüzünü tutup onu aniden öptü.Sarah başının döndüğünü hissetti.Hayatında kimseyi öpmemişti.
Sarp hemen geri çekildi.
"Sarah ve ben çıkıyoruz ve kim ona laf atmaya kalkışırsa karşısında beni bulur!Şimdi siz-Sarah'ı tartaklayan kızları işaret ederek-onun etrafından defolun!"diye gürledi.
Sarah Gökçelerin arabasını fark etti ve arka koltuktan ona bakan mavi gözlerle göz göze geldi.

SARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin