| Hatırlatma |
Bir düşman daha... Ama bu Fatih'ten hoşlandım. Benim düşmanım olamaz. Tam aksine kardeşim olur.
İyi okumalar^^^
Su'dan
Nihayet beklenen gün geldi. Yani tam iki saat sonra uçağım kalkacak. Ben de şu an o adını bilmediğim uçağa binmeden önce geçilen yerdeyim. Bu Öykü'ye çok güzel bir sürpriz olacak bence. Tabii dünkü konuşmamızda o ağzımdan kaçırdığım kelimelerden bugün geleceğimi anlamadıysa.
"Evet hanımefendi buyrun. Sıra sizde. Lütfen eşyalarınızı koyun." Kadın'ın konuşmasıyla kendime geldim. Hemen eşyalarımı koydum ve o şeyden geçince aldım.
Evet şu an tam bir saat kaldı. Oturup saatin gelmesini bekledim. O sırada vedalaşmayı unuttuğum bay uyuzcuğumu aramaya başladım.
"He Su? Söyle?" dedi uyuz.
"Aa biraz kibar ol. Karşındaki bir kız." dedim.
"Sen mi kızsın?"
"Pardon?!"
"Şaka yaptım şaka. Ee ne oldu söyle?" dedi gülerek. -evet gülerek Anıl da gülsün yani değil mi?-
"Aman ne güzel bir şaka. Şakası bile kötü." dedim gözlerimi devirerek.
"Bence de. Söyleyecek misin artık ne olduğunu?" dedi.
"Ya şey-"
"Sesin net gelmiyor neredesin?"
"İşte ben de onu diyecektim-"
"Neyi?"
"Ya ben şimdi uçağa biniyorum. Antalya'ya gidiyorum."
"Ne! Ne için?" dedi. Biraz şaşırmış gibiydi.
"En iyi arkadaşımı görmeye. Senle de vedalaşmamıştık bir arayayım dedim."
"Böyle veda mı olur? Daha zamanın varsa bir yerde buluşalım. İstersen ben oraya geleyim."
"Maalesef. Şimdi uçak kalkac-" bir an anons sesiyle durakladım.
"Sayın yolcular. İstanbul-Antalya uçağı saat 17:00 e ertelenmiştir. Bilginize."
"Su? Biri mi bağırıyor?" dedi Anıl yüksek sesle.
"Yok hayır. Bineceğim uçak saat 17:00 e ertelenmiş." dediğimde dışarı çıkıyordum çünkü Anıl sesimin gitmediğini söylemişti.
"Oh iyi. Hangi havaalanı söyle geleyim konuşuruz." dedi ve ilk cümleyi söyledikten sonra derince bir nefes aldı. Bu rahatlama anlamına gelen bir nefes alışıydı.
"Yok gerek yok. Bizim evin oradaki kafede buluşalım mı?" dedim.
"Tamam olur. 10 dakikaya oradayım." dedi.
Ben de hemen bir taksi çevirdim ve kafenin adını söyleyerek yolculuğa başladım.
♠️
"Gidiyorsun yani?" dedi Anıl dudağını büzerek.
"Evet." dedim ve onun yaptığı gibi dudak büzdüm.
"Ne kadar kalacaksın?" dedi gülümseyerek.
"Valla 40 yılda bir gördüğüm arkadaşımı hele de en iyi arkadaşımı görmeye gidiyorum. Biraz kalırım yani. En azından bir hafta." dedim ve gözüm saatime gitti. 14:45.
"Amaaa. Çok özletme kendini." dedi Anıl ve işte o an Anıl'ın gerçekten beni çok çok önemsediğini anladım.
"Özletmem merak etme. Zaten konuşuruz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Uyuz. #Wattys2015
RandomAslında uyuzluklarla başladı her şey. Ama sonra bütün uyuzluklar eriyip gitti aralarında. Su, kendi kabuğuna çekilmiş bir kız, Anıl, okulun en popüler erkeği. Okuyunca imkansızmış gibi görünüyor ama değil. Aşk, imkansızmış gibi görünen bir şey değil...