Dümdüz yolu izliyordum ormanlık bir alan gibiydi ama insanlar vardı ve o yüzündeki gülmsemelerle çocuklarına sarılan anneler koşup oynayan küçük çocuklar ve bir cift sıcak aile tablosuydu. Bakışlarımı camdan çekip kucağımda tuttuğum kutuya baktım kutuda ne olduğuna hala bakmaştım içinde ne olduğunu merak etsemde kendimi hazır hissetmiyorum kalbimdeki acı her gün giderek katlanıyor ve bu acının ne zaman sonu geleceğini bilmiyordum. belki ben yaşıyor olmasaydım ailem yaşasalardı mutlu olurlamıydı yoksa benim gibi acımı çekerler'di hiç biri ölmeyi hak etmiyordu. Onların yerinde ben olmalıydım ama tanrı benim değil onların canını almıştı daha yaşamın güzeliklerini görmeden acısını yaşayamadan göçmüştü canım kardeşim daha önümüzde bir sürü sene vardı sıcacık aile yuvamız olucak'tı ama ben her şeylerini çalmıştım onlardan mutluluklarını , alie ortamını, sevgilerini, gülüşlerini, acılarını ve daha nicelerini ellerinden çalmıştım.Ve hepsi o saçma isteğim yüzünden olmuştu ama o sırlar daha ergenlik yaşlarımın en sık olduğu dönemlerdi kendimden nefret ediyordum "hadi ama birazcık gül somurtmak sana hiç yakışmıyor çok çirkin oluyorsun somrutunca gülünce yavru bir kaplan benziyorsun hem az kaldı çok sevdiceğini düşünüyorum orayı"
Jungkookun konuşmasıyla beraber beni batıran düşüncelerimden kurtulup acı bir gülmeseme takındım" hadi ama bu hiçte içten bir gülümsemeye benzemiyor "bu ısrarcı ve sevimli şekilde konuşma tarzı beni şaşırtmıştı" hiçte bile ben içten gülümsedim " belki jungkookla konuşmak artık benim ilacım olurdu zaten onu görmek bile benim ilacımıdı şimdi ise beni mutlu etmeye çalışması çok güzeldi" bak böyle ol otur otur hiç konuşmamak nereye kadar gül böyle konuş hiç susma aman sakın susayım deme çok sıkıcı olur tamamı "bu çocuksu tavrı kıkırdamama sebep olmuştu" tamam hiç susmam ama sonra bana susu diye yalvarma "
" ben sana susu diye yalvaracam asıl konuşmaya devam et diye yalvarırım be"bu konuşma tavrı sayesinde kıkırdamam küçük bir. Kahka atmama neden olmuştu benim gülmele beraber oda gülmeye başlamıştı "ha bak böyle sen böyle hep gül gülmek sana çok yakışıyor" gerçekten bu jungkook bu acı dolu hayatımın ışığıyla aydınlatacak olan tek kişiydi eğer bir gün olursa o ışıkta sönerse bu sefer benim bu acı dolu hayatımda biterdi beni hep böyle güldürmesini istedim içimden hep ışığım olarak sonsuza kadar benimle olmasını istedim içimden. "bak geldik!" arabanın durmasıyla ve jungkookun geldik demesiyle ne zaman daldığımı bilemediğim düşüncelerden çıkıverdim küçük ve tatlış bir kulübe vardı ormanlık gibi bir yerdi bir tarafı çiçeklerle kapılıyor diğer tarafını ise küçük bir göl kalıyordu ve her yerde olan ağaçlar sayesinde dünyadaki en güzel yerlerden bir yerdi sanki.
Arabanın kapısını açıp dışarı çıkı verdim çıkar çıkmaz tenime değen rüzgar sayesinde vücuduma tatlı bir titreme hakim oldu "beğendin mi?" yanıma gelen jungkookla beraber etrafa bakmayı bırakıp jungkookun gözlerine baktım "hemde çok. açıkçası burayı daha önce hiç görmedim genelde böyle alanları sevdiğim için bilirdim ama burayı ilk defa görüyorum "
"evet bu normal çünkü burayı bir çok insan bilmez burası bana abimden kalma bir yer abim üniversite için amerikaya gittiği için burayı bana verdi genelde burayı çok severdi bende arada bir buraya kafa dinlemek için gelirim seninde seveceğini düşündüm çünkü üzgün olunca burası beni rahatlatıyor senide rahtaltır diye düşündüm hem gezmiş oluruzda ne dersin? "
Bu hızlı gelişim beni ne kadarda şaşırtsada kendimi biraz iyi hissediyordum" olur " dedim oda dudaklarına küçük bir gülümseme kondurup elimi bir anda tutulmasıyla beni çekiştirmesi bir olurken yeni bir şoka girmemi de sağlamıştı şaşkınlığımı atlattıktan sonra gözüm ellerimize kaymıştı elerimizin uyumu o kadar hoşuma gitmişti'ki.
Jungkook birden sağa tarfa dönerek Çiçeklerini olduğu yere doğru koşmaya başlamıştı " en sevdiğin çiçek ne burda vardır belki " Çiçeklerin yanına geldiğimizde ise duru vermişti elerimzin birleştiği yerde çekmeye çalıştım gözlerimi ve çiçeklere bakmaya başladım" benim en sevdiğim çiçek acelya" dediğimde önce etrafa bakındı "peki bir hikayesi ve ya anlamı varmı ?" kafamı onaylarcasına saldım " aşk olunan kişiye duyulan özlemi ve kavuşmama durumunda hissedilen, acıyı sebol eden bir çiçektir bu çiçek.... bu çiçek aşkta ki her şeyin sona erdiği anlamına gelir eskiden annemle çok fazla dikerdik bahçeye o gün annem bana anlatmıştı. Ve o canlı renkleri beni yansıtıyor du bu yüzden sevdiğim çiçeklerden "
" peki ya senin en sevdiğin çiçek nedir? "
Galaksilerine anımsatan gözleriyle bana bakarken bir anda beni göğsüne çekmişti bu anı hareketi yüzünden dona kalırken jungkookun kısık ve etkileyici sesiyle " en sevdiğin çiçek sensin taehyung sevdiğim sanırım senin kokun Çiçeklerin en güzel kokanlarından birisi ve bu en çok bağımlısı olduğum şey olabilir " bu kızarma yol açarken beni kucağına alarak birden yere oturmsı kalbimin delicesine atmasını sağlamıştı, kafamı göğsüne yaslayarak kokusunu içme çekmiştim o an sanki kendimi evimde gibi hissetmiştim sanki sıcacık bir yuvadaydım rüya gibiydi her şey bunun kabusa dönüşmesinden delicesine korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deceived
Teen FictionKaranlığından kurtulmak için ışığına sığındı taehyung, lakin ışığında yok olmak istemedi.