Degersizim "değersiz bir çöp parçası" yorgana daha da sıkı sarılarak kurumuş göz yaşlarımın ardından gelen yeni yaşlar buluşmuştu. Kalbim de ki acı ne azalmıştı,nede geçmişti. Yan odadan gelen sesleri yastıkla bastırmaya çalışıyordum lakin o sesler duyulacak kadar yüksekti.
" ahhhh kookie seni tekrar azdırmama izin ver ahmm~"
"güzelim ben sana bakarken boşala bilirim özelikle kalçalarına bakarken"
"ahmmmm hepsi senindir kookiee agggmm.... Bedenimi altında ez jeon"
Hıçkırıklarım boğazıma dizilirken kapının açılmasıyla kafamı yorganın içine sokmuştum. "taehyung bebeğim gel benimle bu sesleri dinleme hımmm... Hadi" yatakta daha da küçülerek ellerimle kulaklarımı kapatmıştım. Yorganın birden açılmasıyla kapalı olan zümrüt ama parıltısı sönmüş zümrütlerimle Hoseok bakmıştım.
"bunun için değmez taehyung.... Değmez"
Değmez.... Lakin bunu kalbim kabulenmiyor. Bana onca yaptığı şey affedilmez de olsa kalbim anlamıyor du.
Canım yanıyordu. O gözlerinde ki boşluk... canımı çok fazla yakmıştı. Eskisi gibi değildi bakışlar. 'değersiz biri' bu kelime beni içten daha çok öldürmüştü.
Birden havlanmamla birlikte daldığım yerden kurtulmuştum. "sen gelmek istemesende seni burda bırakamam taehyung. Senin acı çekmeni istemiyorum. Lütfe ısrar etme."
Israr edecek gücü kendimde bulamıyordum ki ısrar edeyim. Sonuçta yaptığı şeye devam edecekti boşa nefes tüketmenin ne anlamı vardı ki. Üstümde ki bütün enerji sadece bir bakışı ve bir kelime ile yok olmuştu. Yorgunluk bedenime hakimiyet kurarken yavaşça çöküyordum. Bir yıl bana yüz küsür gibi gelmişti onun yokluğunda. Geldiği gibi ise tüm enerjimi sömürmüştü. Ne yapamam gerektiğini nasıl bu durumdan kurtulacağımı artık bilmiyordum. Lakin kafamda tek bir çözüm vardı ta ki onun çözüm olmadığını öğrenene kadar.
Artık kendimi çıkmaz da hissediyordum. Ne kadar çabalayıp bu labirenten kurtulmak istesemde cabalayacak gücü kendimde bulamıyordum. Ve ya çabalayıp yeni bir yaşama başlamaktan korkuyordum. Bilmiyordum. Ne istediğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Tanrı bana iki yol sunmuştu birincisi burdan kurtulup yeni hayata başlamak acılarla birlikte ya da burda kalıp acı çekmeye ve bir umutla jungkookun beni sevmesini bekleyecktim. Her iki türlü acı beni bırakmıyordu, bırakmazdı.
her iki türlü acı vardı ha burdaydım ha başka bir yerde başka bir yaşamda. Tek bir seçeneğim vardı eğer pişman olursam her şey için geç olurdu. Lakin sanırım ben kararımı bu bir yıl içinde vermiştim.
Bunun sonunu ne kadar kötü olacağını bile, bile seçmiştim. Lakin başka bir seçenek için geç değildi. Şimdiden bu acıları yaşamak istemezken kararımı değiştirmeliydim.
Hoseok huyungun boynuna kolarmı dolayarka "huyung istemiyorum. Gidelim bu evden çok uzaklar. Şimdiden çok acıyor" gözlerimde ki yaşlar tekrardan yerlerini buluyordu. Hiç bir şey için geç değildi ama onun özlemiyle yaşamak istemiyorum. İstemiyordum. Onun yanında kalmak istiyordum.
"siz napıyorsunuz burda!"
Jungkook'un sesini duymamla kafamı Hoseok'un göğsünden kaldırdım buraya doğru sinirli adımlarla geldiğini gördüğümde Hoseok un boynuna dolandığım kolarmı çözümsüştüm.
"efendim bay kimin bileği burkulmuştu bende ona yardım etmek istedim." jungkook tam Hoseok un karşına gelerek bir kolunu bacılarıma diğer kolunu da belime koyarak beni kendi kucağına almıştı. Almasıyla beraber burnuma dolan o güzel kokusuyla berber. Sakinleştigimi hissetmiştim ellerimi kucağımda birleştirerek kafamı jungkookun göğsüne yaşamıştım.
"birincisi o artık kim değil jeon ikincisi bu senin işin değil ben hariç kimse dokunmaz ona şimdi kaybol!" gür ve net çıkan sesi beni korkutur ken Hoseok huyung baktığımda gözlerinde ki siniri görebiliyordum.
"peki efendim. Hatamı af görün bir daha olmayacak" hosoek jungkookun önünde hafif eğilerek altan bana bakıp gülümsemişti. Bu azda olsa içimi rahtlarmıştı.
Jungkook hoseoku önemsemeden ilerlemişti. Jungkookun kalp atışlarını duyabiliyordum garipti birden çok hızlanıyordu aniden yavaşlıyordu sonra ise normal atıyordu.
Odamın önüne geldiğinde ise içeriye girip beni yatağa bıraktığı gibi odandan çıkmıştı ardından odanın kapı kilitleme seside gelmişti.
Bir kaç dakika kapıya öylece baktıktan sonra ayağa kalkarak camın oturmalık yeirne oturarak oradan kapıyı izlemeye devam etmtşim. Ne kadar öyle durdum bilmiyorum ama uzun bir süre olduğunu biliyordum. Garip hisediyordum. Jungkook çok sesiz bana karşı ve bu beni korkutuyordu. Fırtınadan önceki sessizlik gibi.
________
Yb geldi umarım begenmisinizdir.
Evet kitabın başlarında acemi olsada bu kitap bittikten sonra daha dikkatli düzenleyeceğim merak etmeyin daha çok bölüm var....
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim bayyy
(bir ayı bir yıl olarak değiştirdim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deceived
Teen FictionKaranlığından kurtulmak için ışığına sığındı taehyung, lakin ışığında yok olmak istemedi.