Şehri görmemizin ardında bir saat geçmişti. Çoktan bir avm'ye gelivermiştik lakin yarım saattir yoongi arabayı park etmek için yer arıyordu, ben de bu sırada açık olan camdan üç dört kez geçtiğimiz yerleri sanki ilk kez görüyormuşcasına şaşkınaca bakıyordum.
Yoongi mutlu ve hevesli bir sesle "buldum!" diyerek bağırı vermişti ani bağırışyla yerimden sıcramadan durmamıştım. Yoongi boş bulduğu yere arbayı park etmeye çalışıyorken bende etrafa bakınmaya devam ediyrodum tek tük insanlar geçiyordu buradan bazıları arabasına biniyordu bazıları ise arabayı park etmek için dolanıyorlardı. En son yoongi arabayı park ettiğinde arabadan çıkmıştı. Bende camı kapatarak arabanın kapısını açarak arabadan çıkmıştım yoongi yanıma gelerek " artık gidelim üstüme üstüme geliyor buradaki arabalar" buna içimden gülerek kafamı salayarak onaylanmıştı. Yoongi ye baktığımda yoongi sanki bir şey söyleyecekmişte söyleyemiyor gibiydi, derdi neydi bunun?
" şey istersen.... Yani eğer istersen koluma girebilirsini yani istmessen anlarım şey diye -" yoonginin lafı tamamlayamayacağını anladığımda koluna girerek " neden olmasın" diyerek gülümsemiştim, yoongide hafif kızarık yanaklarıyla bana doğur bakarak gülümsemişti.
Otoparktan çıkarak direk avm'ye girmiştik daha önce bu kadar büyük bir avm'ye hiç gelmediğim ve insan içine çıkmayalı bir buçuk yıldan fazla olurken biraz tırsmıştım.
Yoongi bunu anlamış olmalı ki kulağıma eğilerek "korkulacak bir şey yok, sadece eğlenmene bak " kafasını benden uzaklaştırarak "önce ne yapmak istersin?" diye bana bakarak kocaman gülümsemişti. Aslında haklıydı sadece biraz da olsa mutlu olmaya bakacaktım çünkî içimde kötü bir his vardı hemde ilk defa bu kadar yoğun bir hissti bu. Bu hissi boş vererek yoonginin sorduğu soruyu biraz düşünerek cevap vermiştim.
" aslında... hiç bir fikrim yok"
Bir buçuk yılın acısını çıkarabilirdim lakin ev artık bana daha cazip geliyordu bilmiyorum neden böyle olduğunu.
Yoongi düşünür gibi yaparak yüzüne bir ifade kondurmuştu " şey var aslında, bugün sonbahar ayına özel bir sergi olacak oraya gitmeye ne dersin" diyerek bana hevesli gözleriyle bakmaya başlamıştı - hadi ama neden böyle sevimli bakıyordu ki? - " neden olmasın" dediğim gibi yoongi elimden tutarak hızlı adımlarla asansöre doğru ilerlemişti arkasında da beni sürüklüyordu.
Bir yandan yürürken bir yanda ise etrafa bakınıyordum. Birden bir köşeden bir kedi maskotu belirtmişti yoonginin omuzunu dürterek" yoongi bak senin ikizini buldum" yoongi benim baktığım yere bakarak " hiçte bile neresi bana benziyor" diyerek yüzünü şakasına kızgın surat yaparken kıkırdamadan durmamıştım. " hemde çok fazla benziyor"
Yoongi de dayanamayıp hafif kıkırdamıştı, asansörün yanına gelince yoongi asansörün gelemesi için düğmeye basıvermişti, asansör gelince binivermiştik.
" yoongi sana bir şey sorabilirimyim?" diye sorduğumda yoongi bana bakarak " öncelikle bana yoongi hyung demelisin senden iki yaş büyüğüm ve ayrıca sorabilirsin"
Sormakta biraz çekinsemde merak duyguma yenik düşüyordum " hyung sen Jungkook ile ne zamandan beri arkadaşsın?" Dediğimde Yoongi düşünür gibi yaparak " ben onun çocukluk arkadaşıyım altı yedi yaşlarında arkadaş olmuştuk "
" peki o zaman onunla ilgili her şeyi biliyor olmalısın değil mi? " yoongi hyung kafasını salayarak " evet sonuçta en yakın arkadaşıyım"
" peki onun neden bana böyle davrandığında biliyorsundur değil mi? " yoongi kafasını yere çevirerek oraya bakmaya başlamıştı. En sonunda gözlerini yerden çekerek okyanuslarımın en derinlerine bakmıştı ormanı andıran gözleri, azda olsa azda hayal kırıklığına uğradığı belliydi lakin şu vardı ki fazlasıyla bir şeyler bildiğide belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deceived
Teen FictionKaranlığından kurtulmak için ışığına sığındı taehyung, lakin ışığında yok olmak istemedi.